7 yaşındaki oğlunu öldürmekten yargılanan Bilge Lord’un duruşmasında, Prof Dr. Çakıcı tanık olarak dinletildi.
Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi’nde 7 yaşındaki oğlunu öldürmekten yargılanan ve Yargıtay’ın kararı ışığında avukatının talebi doğrultusunda Prof Dr. Mehmet Çakıcı ve psikolog Meryem Karaaziz tarafından ithamı anlama yetisi olup olmadığına ilişkin bir aylık süreçte cezaevinde psikiyatrik muayeneden geçirilmesi sonucunda, “ağır akıl hastası” olduğu iddia edilen Lord’un dünkü duruşmasında Çakıcı tanık olarak dinlendi.
Bulgularını aktardı
Adli Psikiyatr Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Çakıcı, Bilge Lord Kunduracı’nın “mistik hezeyan ve “kötülük görme hezeyanları” nedeniyle akıl sağlığı doğrultusunda çocuğunu öldürdüğü sonucuna vardığını mahkemeye aktardı. Çakıcı, Bilge Lord Kunduracı’nın benzer olayları tekrarlayabileceğini söyleyerek, güvenlikli koşullarda hezeyan bozukluğu tedavisi görmesi gerektiğine inanç belirtti. Çakıcı, Lord’un cezai ehliyeti ve ithamı anlama yetisi olmadığı yönünde tespiti olduğunu savundu. Çakıcı, Bilge Lord’u cezaevinde 10 kez görmesinin yanı sıra olayın dosyasını incelediğini ve gardiyanların, iş arkadaşlarının, yakın çevresi, boşanma avukatlarıyla, görüştüğü iki psikiyatrla, telefonda eşiyle, psikolog olan bir iş arkadaşıyla görüştüğünü mahkemeye aktardı. Çakıcı, görüşmelerden sonra hazırladığı 11 sayfalık raporu mahkemeye sundu. Çakıcı, sanığın evlendikten sonra ve çocuğu olunca donuk bir döneme girdiğini kaydetti. Çakıcı, olaydan önce evden ayrılan sanığın, baba evinden tekrar evine gönderildiğini ve çok yoğun duygularla eve döndüğünü belirtti. Çakıcı, olay günü sanığın boşanma aşamasında olan eşi Ercan Kunduracı’nın, Facebook’a ailesiyle birlikte çekilen fotoğrafını koyunca Bilge Lord’un “Bizim ölmemiz gerekiyor” düşüncesine kapılıp, yatakta uyuyan çocuğunu karnından bıçakladığını ve çocuğa yanlışlıkla olduğunu söylediğini anlattı.
‘Çocuğum elimden alınacak’ paniği Çakıcı, mahkemede özetle şunları söyledi:
“Sanık ertesi gün sabah “Zaten bizim bu dünyada kalmamızın bir anlamı yok. Çocuğum da elimden alınacak” paniği yaşıyor. Oğlu, annesine ‘Beni doktora götür’ diyor. Bilge Lord, ‘Çocuğum elimden alınacak’ paniğiyle ertesi gün çocuğunu 17-18 darbe vurarak bıçaklayıp ölmesini bekliyor. Babasının işçisini arayıp, intihar ettiğini ve çocuğu öldürdüğünü söylüyor. Olay mahallinde polislere, ‘Cinnet geçirdim. Çocuğumu öldürdüm size ne?’ diyor. Olay bizim açımızdan da acayip bir olay. Bilge Lord’la görüşmelerimizde olay anıyla ilgili bizimle konuşmak istemedi. Benden de kötü niyetli olduğumu düşünüp şüphelendi. Lord’un kendi ailesinde şiddet yok. Üniversite yıllarında arkadaşları da var. Evlendikten sonra ölümü düşünmeye başlıyor. Ölünce ara bölgeye geçeceğine inanıyor. Büyüyle ilgilenme olayları saplantılı şekilde devam ediyor. Mistik düşüncelerin boyutu hezeyan olduğunu gösteriyor. Bilge Lord’da mistik hezeyan, suçluluk, alınma, kötülük görme hezeyanları var. Bilge Lord, çocuğunu öldürdüğüne dair pişman değil. Bize, çocuğundan mesaj aldığını söylüyor ve kendisini ara bölgede yalnız başına beklediğine inanıyor. Sanık bana, ‘Çocuğum bana mesaj gönderiyor ve beni beklediğini, özlediğini söylüyor’ dedi. Çocuğuna soru sorduğunu ve örneğin radyonun sesinin kısılıp, açılmasıyla iletişim kurduğunu anlattı. Bilge Lord bana, intihar edeceğini ve kimsenin kendisini engelleyemeyeceğini söyledi. Bilge Lord pişman değil. Lord ağlıyor çünkü çocuğunun kendisini ara bölgede beklediğine inanıyor. Bilge Lord, “Alınma- Kötülük Görme Hezeyanı” içindedir. Eşinin onu aldatması, çocuğunun hareketli olmasını dahi ‘uğursuzum’ şeklinde yorumlayarak kendine yönelik hezeyanlar yaşıyor. Olaydan önceki bir aylık süreçte Bilge Lord’un öz bakımının bozulduğu çevresi tarafından da görülüyor. Bilge Lord, çocuğuna ilk bıçağı vurduğunda doluydu, muhakeme yoktu. Çocuğun avuç içlerinde kendisini savunduğuna dair kesiler olduğu görülüyor. Ertesi gün, ‘çocuğunu elinden alacaklar’ düşüncesiyle öldürme fiiline devam ediyor. Tek başına bu husus bile, sağlıklı bir annenin düşüncesi değildir. Annenin çocuğunu öldürmesi normal bir davranış değildir.” Başkan Fadıl Aksun, Prof. Dr. Mehmet Çakıcı’ya, sanığın kendilerini kandırması ihtimalini anlayıp, anlayamayacağını sordu.
Başsavcı Muavini yardımcısı Ahmet Varol, Çakıcı’yı sorguladı.
Mehmet Çakıcı, hezeyanlı birinin taklit edemeyeceğini belirtti. Başsavcı Muavini yardımcısı Ahmet Varol, müdafaanın ardından Mehmet Çakıcı’yı sorgulamaya başladı. Ahmet Varol, Mehmet Çakıcı’ya, olayın detaylarını saklayan sanığın kendilerini yanıltmak için gayret gösterip, göstermediğini sordu. Çakıcı, “Yaşanan olay o kadar ağırdır ki, kişi hafızasında bunu gizleyebilir. Olayın vahametini yok sayması doğaldır” cevabını verdi. Başkan Fadıl Aksun, ön duruşmaya devam etmek üzere davayı 24 Nisan’a erteledi.
3. SAYFA
05 Kasım 2024SPOR
05 Kasım 20243. SAYFA
05 Kasım 2024SPOR
05 Kasım 2024SPOR
05 Kasım 20243. SAYFA
05 Kasım 20243. SAYFA
05 Kasım 2024