Ülkemizin en büyük sıkıntısı her ne kadar şiddet suçları olarak görülse de aslında bu suçlar toplumda daha düşük sosyo-ekonomik sınıfların işlemeye teamülü olan suçlardan olduğundan , bu durumun bir sonucu olarak en çok yakalanıp, yargı önüne getirildiği için istatistiklerde en baştadırlar, bu durum bu suçların en yaygın veya kamu düzenine en zararlı olduğunu göstermez..
Üst sosyo ekonomik sınıfın yani toplumda mevki, şöhret ve para sahibi kişilerin işlediği ve pek nadiren yargı önüne gelen rüşvet ,yolsuzluk,usulsüzlük,görevi kötüye kullanma gibi suçların ne kadar yaygın olduklarını dahi, yargı önüne gelmedikleri polis, savcılık veya ön tahkikat aşamasında bir yerde kaldıkları veya ilgili Bakanlıkta şikayetten öteye gidemedikleri veya müşteki kişi değil devlet olduğu için tam olarak bilememekteyiz..
Toplum yasa tanımaz bir yapıya bürünmüştür.. Bir ülkede cezai adalet ısrarla toplumdaki daha zayıf ve güçsüz bir sınıf üzerinden uygulanmaya çalışılmakta ise ,ve basına da yansımış daha güçlü ve zengin veya mevki sahibi suçluların bariz suç unsuru içeren suçları cezasız kalıyor ise veya bu suçluların dosyaları sürekli olarak hasır altı edilmiş ve yargı önüne çıkarılmıyorsa, bu şartlarda toplumun genelinden cezai anlamda yasalara saygı beklemek abesle iştigal olacaktır.
Hüseyin Özgürgün hakkında tanzim edilen dosyalara görüş yazmasın diye bir kalp krizi geçirdi bahanesine başvurduğu makul derecede şüphe oluşturan bir Kıdemli Savcı’nın görev ifa ettiği bir ülkede adalet yapmaya çalışıyoruz , durum farklı ise de acil şifalar diliyorum. Ne yazık ki gün boyu Hukuk Dairesinden gelen bilgiler ciddi makul şüpheleri desteklemektedir.. Sadece bu örnek olsa belki halen ümit vardı ancak bu bir çok örneğin belki de en masumane halidir. Sanırım cezai adalette yolun bittiği noktadayız.
Suçun artışındaki en büyük faktör savcılık ve polisin cezai adaleti belli bir sosyo ekonomik sınıfa uygulama ısrarına tepki olarak toplumun genelinde gelişen yasaya veya yasaya uyma alışkanlığına verilen değerdeki azalmadır..
Hiç bir yolsuzluk veya usulsüzlük dosyası başarı ile sonuçlandırılamadı ama tüm halk yolsuzluğun ve usulsüzlüğün diz boyu olduğunu her günkü günlük hayatında tecrübe etmektedir.. Bu durumda halkın Devlet görevlisi veya yetkilisi olmayan diğer kesimlerine nasıl yasaya uyun diyebilirsiniz ? veya uymayanı nasıl ayıplarsınız işte bu nokta suçun artışındaki katalizördür…
Mahkeme sadece önüne gelen dosyaya bakabilir eğer polis ve savcılık bir takım sosyo ekonomik sınıf mensuplarının işledikleri “White Collar Crime” dünyada beyaz yakalı suç olarak bilinen haksız menfaat sağlama, yasaya memur görevinde iken bilerek uymama, rüşvet ,yolsuzluk ,vergi kaçırma,kara para aklama,nitelikli dolandırıcılık ,sahte evrak ,yalan beyan,sigara kacakçılığı ,ülkeye gümrüksüz beyaz eşya veya emtia sokma v.b suçları veya organize suçu veya sayısı 4000’e yakın KKTC de plakalanmış İngilterden finans olarak alınıp K.K.T.C’ye gayrı yasal sokulmuş İnterpol Listesinde olduğu için güneye dahi geçemeyen ve sahiplerince de durum bilindiğinden geçirilmeye çalışılmayan aracı v.b suçu ısrarla mahkeme önüne getirmez ise.. Veya ısrarla görmezden geliyor ise veya bu dosyaları Mahkemenin önüne getirmemekte ısrarcı oldukça; Toplumun adalete ve uygulayanlara olan saygısı ve biyadı doğal olarak azalmaktadır..
Cezai adalet ya herkes için eşit olarak vardır yada hiç kimse için yoktur. Polis ve Savcılıkça paralıya,güçlüye veya siyasetçiye imtiyaz geçilen, fakir ,fukara ve güçsüze yükletilen bir cezai adalet sisteminin sonu ülkenin bekası için pek de iyi olmayacaktır….
3. SAYFA
05 Kasım 2024SPOR
05 Kasım 20243. SAYFA
05 Kasım 2024SPOR
05 Kasım 2024SPOR
05 Kasım 20243. SAYFA
05 Kasım 20243. SAYFA
05 Kasım 2024