2024’ün en sıcak günü 16 Haziran’da 46,8 derece ile Türkeli’nde, en soğuk günü ise 29 Şubat’ta -0,2 derece ile Lefkoşa’da kaydedildi. 2024 yılı ayrıca, 1975 – 2024 yıllarını kapsayan 49 yıllık periyotta kayıtlara geçen en sıcak yıl oldu.

Meteoroloji Dairesi, 2024 yılının en sıcak ve soğuk gününü; en yüksek ve en düşük deniz suyu sıcaklığını; en fazla yağışını ve en hızlı rüzgarını paylaştı.

Buna göre, en yüksek deniz suyu sıcaklığı 31.5 dereceyle 20-21 Temmuz günlerinde Gemikonağı’nda; en düşük deniz suyu sıcaklığı ise 15.8 dereceyle 2 Nisan’da Girne’de saptandı.

2024 yılında en çok yağışı metrekareye 179,4 kg ile 30 Ocak’ta Geçitkale aldı. En hızlı rüzgar ise saatte 171 km olarak 24 Kasım’da Serdarlı’da ölçüldü.

Cumhurbaşkanı ersin Tatar, doğumunun 101. yılında Rauf Raif Denktaş paneli ve fotoğraf sergisinin açılışına katıldı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, panelde yaptığı konuşmada, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın 101. doğum gününde düzenlenen konferansta bulunmaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti, konferansı düzenleyenleri tebrik etti. 

Merhum Rauf Raif Denktaş’ın her zaman iki devletli çözüm istediğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, istenilen noktaya gelinmesinin zaman aldığını vurguladı. 

Yıllarca görüşülen federasyon temelinde çözüm modelinin tüketilmesi, değişen konjektör ve Türkiye Cumhuriyeti’nin duruşunun, artık Kıbrıs’ta iki devletli çözüm siyasetinin yürütülmesine neden olduğunu kaydetti. 

Rauf Raif Denktaş’ın iki devletli çözüm siyasetini kendisine rehber edindiğini anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, ‘Denktaş’ın devlet ve egemenlikten vazgeçilemez, bunlar olmadan bir antlaşma buz üstüne yazılan bir yazıya benzer’ telkinlerini her zaman dikkate aldığını ifade etti.

Kıbrıs Türkü’nün İngiliz Sömürge Yönetimine 1958 yılında başkaldırışı ve verilen şehitlerle  Kıbrıs’ta ayrı bir yapı ve toplum olduğunun dünyaya duyurulduğunu ardından Kıbrıs Türkü’nün Kıbrıs Cumhuriyeti’nin eşit kurucu ortağı olduğunu dile getirdi.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin garantörü olduğunu ve tek taraflı müdahale hakkı elde ettiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, bu duruma rağmen Rumların Adayı Yunanistan’a bağlamak için Kıbrıs Türkü’ne saldırdığını ve soykırım düzenlediğini vurguladı.

Kıbrıs Türkü’nün 3 yıl süren Kıbrıs Cumhuriyeti’nden silah zoruyla dışlandığına işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, tek egemenlik ve tek kimliğin olduğu bir ortamda Kıbrıs Türkü’nün tüm saldırılara karşı kendini savunduğunu kaydetti.

Rauf Raif Denktaş’ın 1948 yılında yaptığı konuşmanın ardından Dr Fazıl Küçük’ün ardından Kıbrıs Türkü’nün lideri olacağı yönünde algı oluştuğunu belirten Cumhurbaşkanı Tatar, o dönemden itibaren Denktaş’ın bir dava adamı olduğunu kaydetti.

Denktaş’ın zekası, çalışkanlığı, bir hukukçu olarak Kıbrıs milli davasına sahip çıkması, Erenköy’de mücahitlere moral vermesi ve ölümü göze alarak Türkiye’den Kıbrıs’a sandalla gelerek yakalanmasının önemine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, ilk liderin Dr Fazıl Küçük olduğunu daha sonra liderliği Denktaş’ın devraldığını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Tatar, müzakere masasında devlet ve egemenliği dile getirerek, bir politika haline getirilmesi ve Kıbrıs Türkü’nün cemaat statüsünden halk statüsüne yükselmesinde Denktaş’ın büyük rol oynadığını vurguladı.

Doğu Akdeniz’de bağımsız bir Türk devletinin kurulması ve 50 yıldır Kıbrıs’ta kan akmamasının bir başarı öyküsü olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, Rauf Raif Denktaş’ın başarı öyküsünün en önemli kahramanlarından olduğunu kaydetti.

Denktaş’ın Kıbrıs Türkü’nün Kıbrıs’ta ayrı bir halk olarak kendi kendini yönetme hakkına sahip olduğunu dünyaya duyurarak mücadele verdiğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Denktaş’ın Kıbrıs Cumhuriyeti’nde azınlık olarak Kıbrıs Türkü’nün yok edilmesine müsade etmediğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Tatar, Denktaş’ın Kıbrıs Cumhuriyetinin kuruluş antlaşmalarına aykırı olarak garantör ülke Türkiye’nin yer almadığı Avrupa Birliğine Rum tarafının tek taraflı olarak alınmasını Cumhurbaşkanı olduğu ve görevden ayrıldığı dönemde de dile getirdiğini ve yazdığını dile getirdi.

Rauf Denktaş’ın o dönem “hayırcı” olarak lanse edildiğini ancak aradan geçen yılların ardından düşüncelerinin doğru çıktığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, geçmişte kendisine şimdiki muhalifler tarafından ağır suçlamalarda bulunulduğunu söyledi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin antlaşmanın bir parçası olması gerektiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, ikinci Cumhurbaşkanı Mehmetali Talat’ın bu durumu anlamakta ve söylemekte güçlük çektiğine vurgu yaptı

Avrupa Birliği içinde federal bir çözümle tek egemenlik, tek kimlik ve tek vatandaşlıkla Rumların Kuzeye yerleşeceğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, milli kimliğin tehlikeye gireceğini ifade etti, İngiltere’nin milli kimliğini korumak için Avrupa Birliği’nden çıktığını hatırlattı.

Ortaya koyduğu iki devletli çözüm siyasetinin Türkiye Cumhuriyeti tarafından desteklendiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uluslararası toplantılarda KKTC’nin tanınması ve ambargoların kaldırılması çağrısı yaptığını ifade etti.

Kıbrıs Türkü’nün egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesiyle yeni ve resmi müzakerelere başlanacağını anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türkü ve Türkiye’nin çıkarları için iki devletli çözümün doğru olduğuna dikkat çekti, bu çözüm modelinin mimari olan Rauf Raif Denktaş’ı rahmetle andı.

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Eczacılık Fakültesi, 2024-2025 Akademik Yılı Güz Dönemi mezunları için yemin töreni düzenledi.

Mustafa Afşin Ersoy Salonu’nda saat 11.00’de düzenlenen yemin töreni ile mezunlar mesleğe ilk adımlarını attı.

DAÜ açıklamasına göre törene; DAÜ Vakıf Yöneticiler Kurulu (VYK) Başkanı Dr. Erdal Özcenk, DAÜ Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hayrettin Ozan Gülcan, DAÜ Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hikmet Solak, DAÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehtap Malkoç, DAÜ Eczacılık Fakültesi Dekan Yardımcıları Yrd. Doç. Dr. Jale Yüzügülen ile Yrd. Doç. Dr. Emine Dilek Özyılmaz, mezun öğrenciler ve aileleri katıldı.

Tören, saygı duruşu, İstiklal Marşı ve müzik dinletisinin ardından 2024 – 2025 Akademik Yılı Güz Dönemi Pharm-D program birincisi Etini Etido Useh ve M-Pharm program birincisi Sahar Waked tarafından gerçekleştirilen konuşmalarla devam etti. Konuşmaların ardından program birincilerine DAÜ VYK Başkanı Dr. Erdal Özcenk tarafından hediyeleri takdim edildi.

 -“Bu Gurur Tablosu Hepimizindir”

DAÜ Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gülcan, açılış konuşmasında, “Bugün bizler için gurur verici bir gün. 35 yeni mezun adayı öğrencimiz, düzenleyeceğimiz törenle mesleklerine bağlılıklarını ifade ederek profesyonel hayatlarına adım atacaklardır. Bu gurur tablosu hepimizindir” diyerek, mezunların başarılarına duyduğu inancı paylaştı.

 -Kılıç’tan tebrik mesajı…

Törene yoğun programı nedeniyle katılamayan DAÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Kılıç, gönderdiği mesaj ile mezun öğrencileri, ailelerini ve akademik personeli tebrik etti. Prof. Dr. Kılıç, “Eczacılık Fakültemiz, eczacılık mesleğinin evrensel kriterlerine uygun, topluma faydalı ve etik değerlere bağlı bireyler yetiştirmeyi vizyon edinmiştir. Mezunlar, bugün meslek yeminlerini ederek yeni hayatlarına adım atıyorlar.” ifadelerini kullandı.

Kılıç, mezunların sağlık danışmanlığı hizmetini verebilecek, uluslararası donanıma sahip eczacılar ve bilim insanları olarak yetiştirildiklerini belirterek, bu mesleği yerine getirmenin insan sevgisi, özveri ve teknik bilgi gerektirdiğine dikkat çekti.

Prof. Dr. Kılıç, mezun öğrencilerin DAÜ’nün gönüllü elçileri olarak büyük başarılara imza atacağına olan inancını dile getirerek, “Yolunuz açık, şansınız bol, başarı ve mutluluğunuz daim olsun” temennisinde bulundu.

 -“Eczacılık, insan hayatına hizmet eden önemli bir görevdir”

Ardından konuşma gerçekleştiren DAÜ VYK Başkanı Dr. Erdal Özcenk, bir doktor olarak eczacılık mesleğine adım atacak öğrencilerle benzer duyguları yaşadığını belirtti.

Dr. Özcenk, “Bugün hayatınızın çok önemli bir dönüm noktasına tanıklık etmek için buradayız. DAÜ Eczacılık Fakültesi mezunları olarak yıllardır sürdürdüğünüz azimli çalışmaların sonucunda artık mesleki hayata adım atmaya hazırsınız. Hepinizi gönülden tebrik ediyorum,” diyerek, öğrencilerin gününü kutladı.

Eczacılığın insan hayatına hizmet eden önemli bir görev olduğunu vurgulayan Özcenk, “Bir eczacı olarak topluma katkınız büyük olacak. DAÜ’nün verdiği eğitimin mesleki hayatınıza ışık tutmasını temenni ediyorum.” ifadeleriyle mezunlara ve ailelerine başarı diledi.

Tören, mezun öğrencilere yemin belgelerinin takdim edilmesi ve öğrencilerin yeminlerini okumasıyla sona erdi.

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Kıbrıs Türk halkının İngiliz Sömürge Yönetimi’ne karşı 27-28 Ocak 1958’de verdiği mücadelede, Kıbrıs Türkü’nün hürriyeti ve aydınlık yarınları için şehit düşen kahraman evlatları saygı, minnet ve şükranla andı.

Ertuğruloğlu mesajda, “Şanlı tarihimizde unutulmaz bir gün olan o gün, Kıbrıs Türk halkının hürriyet savaşına bilfiil başladığı ve gençliğimizin büyük haksızlık karşısında şahlandığı, yeni bir devrin başladığı gündür. Onlar içimizdedir, mücadeleleri bugünümüze ışık olmuştur. Yaşadığımız toprakları vatan yapmak uğruna canlarını veren tüm kahramanları minnetle yad ediyorum. Ruhları şad olsun” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, güncel konuşmaların ardından tamamlandı. 

Gelecek birleşim 3 Şubat Pazartesi günü yapılacak. Toplantıda, yasama öncelikli olmak üzere yasama ve denetim görevi birlikte gerçekleştirilecek.

CTP Milletvekili Erkut Şahali, “Bürokrat Oyunları, Gerekçesiz Görevden Almalar” konulu güncel konuşmasında, ülkede bitmeyen bir sandalye oyunu yaşandığını belirterek, “Artık bunun cılkı çıktı” dedi.

Resmi Gazete’de yer alan görevden alma ve atama kararlarına değinen Şahali, görevden almaların gerekçesinin halka açıklanması gerektiğini kaydetti. Rotasyonda temel amacın emeklilik menfaati olup, olmadığını sorgulayan Şahali, İçişleri Bakanlığı’nda üç tane müdürün görevden alındığını, bir tanesinin başka bir göreve getirildiğini söyledi.

Sosyal Konut Müdürünün neden görevden alındığını soran Şahali, hükümetin hiçbir adımı iyi niyetle ve samimiyetle atmadığını savundu. İskan Dairesi Müdürünün ise görevden alınarak, Harita Dairesi Müdürlüğüne atandığını ifade eden Erkut Şahali, Muhaceret Dairesi Müdürünün de neden görevden alındığı sorusunu sordu. Şahali, konuyla ilgili halkın Meclisine ve kamuoyuna açıklama yapılması gerektiğini söyledi.

Muhaceret Dairesi’nin önemini de vurgulayan Şahali, ülkede tespit edilen ikamet izinsiz kişilere dikkat çekti. “Memlekette bakan toto oynanmaktadır” diyen Şahali, “Gerçek olan bir şey var ki kimse yerinde rahat değil” diye konuştu.

İdarenin yasada ne söylendiğinden bağımsız olarak gerekçesiz iş ve eylem yapma hakkına sahip olmadığı düşüncesini dile getiren Şahali, 1977 yılında yapılmış ilgili yasanın bir kişi görevden alınırken gerekçe istemese de kamuoyuna açıklama yapılması gerektiğini söyledi. “Ben sorma özgürlüğüne sahibim” diyen Şahali, gerekçesiz işlemlerin kuşku doğuran işlemler olduğunu kaydetti.

“Özellikle Tarım Bakanlığında müsteşar görevden gitmişse ortada ciddi bir durum vardır” diye konuşan Şahali, izahat ihtiyacı olduğunu söyledi.

İçişleri Bakanı Dursun Oğuz ise Şahali’ye yanıt verdiği konuşmasında, bakan değişikliği konusunda yetkili kişinin Başbakan Ünal Üstel olduğunu belirterek, “Amaç halka hizmet” dedi. Nihai kararı verecek olanın Başbakan olduğu vurgusu yapan Oğuz, hükümetin tek gailesinin ülkedeki sorunları çözmek olduğunu söyledi.

“Bürokrat değişiklikleri her zaman oldu, olmaya da devam edecek” diyen Oğuz, bunun bir idari tasarruf olduğunu kaydetti. İsimleri öne çıkararak, konuşmanın doğru olmadığını belirten Oğuz, hizmette devamlılığının esas olduğunu söyledi.

Kamu hizmetinde zafiyet olmadığını dile getiren Oğuz, kamunun işlevini yerine getirdiğini kaydetti. Kamu yönünden usulsüz bir şey varsa yetkililerin gereğini yapacağını söyleyen Oğuz, “Bu ülkede hiçbir şey gizli kalmıyor” dedi. Bakan Oğuz, görev değişikliğinin idari tasarruf olduğunu yineledi.

CTP Milletvekili Erkut Şahali ise yeniden söz alarak “Attığınız her adımdan şüphe duyduğumuz için bu soruları soruyoruz” dedi.

Amacın ülkeye hizmet olmadığı görüşünü belirten Şahali, “Müsteşar yakıldı, çünkü müdürün müsteşar olması lazımdı” dedi. Şahali, niyetin iş yapar gibi görünmek ve belli bir kesimi mutlu etmek olduğunu kaydetti.

Bakan Oğuz ise yerinden söz alarak, zorlama varsa ilgili kişilerin bunu konuşacağını söyledi.

Konuşmasına devam eden Erkut Şahali, “Siz yüzüğün içinde dans etmeye devam edin” diyerek, soru sormaya devam edeceklerini belirtti.

-Şahiner

CTP Milletvekili Salahi Şahiner “Son Siyasi Gelişmeler” konulu güncel konuşmasında, “Ülkenin her tarafı dökülüyor. Hiçbir alanda taş taş üstünde kalmadı” diyerek, üretimin hükümet eliyle baltalandığını söyledi.

Boncuk dağıtılır gibi sigorta şirketi dağıtıldığını ve bunun devletin en üst kademesiyle ilgili olduğunu belirten Şahiner, “Türkiye Cumhuriyeti’nde adı rüşvete karışmış, sahipleri tutuklanmış bir şirketin ülkeye TPIC üzerinden yakıt ihale ettiğini” kaydetti.

Esnafın kepenk kapattığını ve bunun 2025 sonunda Maliyenin gelirler kısmına yansıyacağını ifade eden Şahiner, ülkede son zamanlarda yaşanan ölümlü trafik kazalarına da dikkat çekti.

Şahiner, narenciyede çok ciddi bir kriz olduğunu söyledi. Temmuz-Ağustos’ta büyük bir bölümü satılmış olması gereken ürünün sadece yüzde 15’inin satıldığını belirten Şahiner, “Bu hızla giderse ürün dalında kalacak” dedi. Ürünün pazar sıkıntısı yaşadığını kaydeden Şahiner, altın bir yılın kaçırıldığını belirtti. Şahiner, ihracat teşvik primlerinin ne olduğunun hala bilinmediğini de dile getirdi.

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hüseyin Çavuş ise Şahiner’e yanıt verdi. Çavuş, Başbakan’ın söylediklerinin yerine getirildiğini ve ihracatın önünün açıldığını belirtti.

İhracatta fümigasyon uygulamasının kaldırıldığını, transit geçişlerin devam ettiğini, depolamayla ilgili sıkıntının aşıldığını belirten Çavuş, bekleme süresiyle ilgili de bir sıkıntı olmadığını kaydetti. Çavuş, transit geçmeyerek, depoya giren ürünün 20 gün bekleyip, satışının yapılacağını belirtti.

Tarıma ayrılan bütçenin yüzde 21 olduğuna işaret ederek, bu yıl da ihracat teşvik primlerini artırdıklarını söyleyen Çavuş, desteği 3 bin TL’ye çıkardıklarını kaydetti. Çavuş, desteği maksimum seviyeye çıkardıklarını vurguladı.

Hasatla ilgili gecikme söylemini kabul etmediğini ifade eden Çavuş, greyfurt hasadının bittiğini, limon hasadının da bitmek üzere olduğunu belirtti. Güzelyurt’taki tahlillerde henüz şeker oranının gelmediğine dikkat çeken Çavuş, saha çalışmasında 20 bin ton civarında bir ürünün satıldığının saptandığını söyledi. Çavuş, desteklerin rakama ve yüzdeliğe bakıldığında çok büyük bir oranda artırdıklarını kaydetti.

Şahiner’in yerinden sorusu üzerine Bakan Çavuş, ihracat teşvik primleriyle ilgili kararın ilk Bakanlar Kurulu’nda ele alınarak, geçirileceğini söyledi.

CTP Milletvekili Ongun Talat, “Türkiye’deki İçkale Soruşturması ve Bize Uzanan Karanlık İlişkiler” konulu güncel konuşmasında, geçen haftalarda çok ilginç gelişmeler yaşandığını belirterek, Türkiye’de Beşiktaş Belediyesi’nde şüpheli işlerle ilgili bir soruşturma başlatıldığına işaret etti.

Türkiye’deki iddialara değinen Talat, İçkale şirketi sahibi Aziz İhsan Aktaş’ın, Beşiktaş Belediyesi üzerinden ihaleye fesat karıştırdığı iddiasıyla soruşturma açıldığını söyledi. Aktaş’ın 2020 yılından beri Beşiktaş Belediyesi’nden ihale aldığını ve rüşvet verdiği iddiaları olduğunu söyledi.

Kıb-Tek’e akaryakıt getirecek geminin yaklaşık bir haftadır İskenderun Limanı açıklarında beklediğini ve bu yakıtın Aziz İhsan Aktaş’ın ortağı olduğu şirkete ait olduğunu söyleyen Ongun Talat, soruşturma kapsamında Aktaş’ın mal varlığına el konulduğu için geminin bir haftadan uzun süre İskenderun Limanı açıklarında beklediğini kaydetti.

Ortaklar tarafından sorunun aşılmasıyla geminin Kıb-Tek’e yakıtı getirdiğini ifade eden Talat, bunun KKTC’ye yansımalarının sorgulanması gerektiğini söyledi. Talat, Kıb-Tek’in 34 bin sayaç alımıyla ilgili iddialara da değindi.

Türkiye’de organize işlerle gündeme gelen şirketin bütün unsurlarıyla KKTC’ye sirayet ettiğini söyleyen Talat, Sayıştay Başkanlığı, Polis Genel Müdürlüğü ve Savcılığı göreve çağırdı. Muhalefet olarak bunları sorgulamaya devam edeceklerini kaydeden Talat, “Uğradığımız zararlar akıl alır gibi değil” dedi.

CTP Milletvekili Sami Özuslu, “Son Siyasi Gelişmeler” başlıklı konuşmasında, güncel rakamlar vererek, Kuzey Kıbrıs’ın Londra’dan bile pahalı hale geldiğini söyledi. Özuslu, hükümetin temel girdileri ucuzlatmak yerine hayatı daha da pahalı hale getirdiğini ve denetim yapmadığını ifade etti.

Temel tüketim maddelerinde Güney Kıbrıs’taki fiyatların Kuzey Kıbrıs’a göre daha ucuz olduğunu belirten Özuslu, bütün tavuk etinin Güney Kıbrıs’ta, Kuzey Kıbrıs’a göre yarı fiyatına satıldığını, Londra’da ise bir kilo bütün tavuğun 120 TL’ye denk geldiğini söyledi.

Bir litre sütün Kuzey Kıbrıs’ta 62 TL, Güney Kıbrıs’ta 55 TL, İngiltere’de 28 TL’den satıldığını kaydeden Özuslu, Kuzey Kıbrıs’taki muzun fiyatının ise, Güney Kıbrıs’ın iki, Londra’nın iki buçuk katı olduğunu ifade etti. Özuslu, başka fiyat karşılaştırmaları da yaparak, “Biz de her şey pahalı… Girdi maliyetleri çok yüksek” dedi. Özuslu, kırmızı etin birçok eve uğramadığını dile getirerek, bu konuda acilen tedbir alınması gerektiğini söyledi. Sosyal adaletsizlik olduğunu belirten Sami Özuslu, “Zenginlik veya fakirlik varsa aslolan bunun paylaşılmasıdır” dedi.

Hayat pahalılığının kontrol altına alınması gerektiğini kaydeden Özuslu, “Süt neden bu kadar pahalı? Süt de içmesin çocuklar?” diye sordu. Gıdaya erişim gibi büyük bir sıkıntı söz konusu olduğunu söyleyen Özuslu, “Siyaset halkın gündeminden kopamaz, koptuğu gün toplumun siyasete bakış açısı bugün gelinen noktada olur. Bir güvensizlik, itimatsızlık olur” dedi.

Özuslu, “hükümetin silkinip, kendine gelmesi” çağrısında bulundu.

CTP Milletvekili Şifa Çolakoğlu, “Son Siyasi Gelişmeler” konulu güncel konuşmasına, geçen hafta Kartalkaya’da yaşanan otel yangınında hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara şifa dileyerek başladı. Ülkede yangınla ilgili önlemlerin ele alınması gerektiğini belirten Çolakoğlu, “Dün orada yaşandı, bugün burada da yaşanabilir” dedi.

Okulların çoğunluğunda şantiye alanını andıran bir görüntü olduğunu ifade eden Şifa Çolakoğlu, 31 Ocak itibarı ile başlayacak yarıyıl tatilinde bu malzemelerin güvenli alana toplanmasının çok önemli olduğunu söyledi.

Okullarda yangınla ilgili önlemlerin ne düzeyde olduğunu sorgulayan Çolakoğlu, yangın tüplerinin rutin kontrollerinin yapılıp, yapılmadığını da sordu. Çolakoğlu, “Her şeyden önce emniyet ve can güvenliği” dedi. Çolakoğlu, ülkedeki otellerin güvenlik denetimi yapılmışsa bunun da kamuoyuna açıklanmasını istedi.

Trafik konusuna da değinen Şifa Çolakoğlu, tuzak kurar gibi denetimler yerine belli yerlerdeki yaya geçitlerinin daha aktif kullanılması konusunda bilgilendirme yapılması gerektiğini söyledi. Çolakoğlu, trafik levhaları açısından tehlike arz eden kavşaklarda standart oluşturulması gerektiğini de belirtti.

İçişleri Bakanı Dursun Oğuz ise söz alarak, vekillere konuşmaları nedeniyle teşekkür etti. Ülkedeki ekonomik durumla ilgili alım gücü konusundaki şikayetleri bildiklerini ifade eden Oğuz, “Halktan kopuk değiliz” dedi.

Ekonomi ve Enerji Bakanlığı’nın kuracağı elektronik etiketle fiyat denetimlerinin daha sıkı yapılacağını belirten Oğuz, girdi maliyetlerini düşürmek amacıyla Doğrudan Gelir Desteği uygulaması olduğunu hatırlattı. Hükümetin son iki yılda üretim alanında büyük destekler verdiğini kaydeden Oğuz, işletmelere de destek verildiğine işaret etti. Bakan Oğuz, temel tüketim maddelerinin en uygun fiyata halka sunulmasını istediklerini söyledi.

Kartalkaya’da hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet dileyen Oğuz, ders almanın önemli olduğunu ifade etti. Oğuz, okullardaki yangın tüplerinin kontrollerinin sürekli yapıldığını söyledi.

Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı’nın çok önemli bir kurum olduğunu ve her yıl dairelere yönelik eğitimler verdiğini dile getiren Oğuz, otellerde her yıl denetim yapılarak, polis ve İtfaiye Müdürlüğüne yazı yazıldığını kaydetti. İtfaiye Müdürlüğünün araç eksikliği olduğunu ifade eden Oğuz, araç-gereç donanımının artırılmasıyla ilgili çalıştıklarını söyledi.

Trafikle ilgili notlarını Ulaştırma Bakanına ileteceğini dile getiren Oğuz, yaya geçitlerinin amacına uygun kullanılması için eğitim anlamında daha iyi çalışılması gerektiğini kaydetti.

Güncel konuşmaların ardından genel kurul tamamlandı. Gelecek birleşim 3 Şubat Pazartesi günü yapılacak. Toplantıda, yasama öncelikli olmak üzere yasama ve denetim görevi birlikte gerçekleştirilecek.