05 Aralık 2025 Cuma
Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS), kasım ayında temel tüketim kalemlerine gelen zamları bir görsel ile kamuoyuna duyurarak tepki gösterdi. Paylaşıma göre, 10 kiloluk tüp gazın fiyatı ekim ayında 500 TL iken kasımda 555 TL’ye yükselerek %11 zam yapıldı.
Aynı şekilde 95 oktan benzinin litre fiyatı da ekim ayında 40,62 TL’den kasımda 46,12 TL’ye çıkarak %13,54 oranında zamlandı.
KTOEÖS, tüm bu artışlara rağmen kasım ayı hayat pahalılığı oranının yalnızca %0,81 açıklanmasına sert tepki göstererek, bunu “sahtekarlık” olarak nitelendirdi.
Kaynak : Halkın Sesi
Ötüken, konuya ilişkin yazılı açıklamasında, ekim ayı enflasyonunu yüzde 1,09 kasım ayı enflasyonunu yüzde 0,81 olarak açıklayan Devlet İstatistik Kurumuna şu soruları yöneltti:
“Akaryakıt ve elektrik gibi üretimin her aşamasında kullanılan girdilere sürekli ve fahiş zamlar yapılırken Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini mal ve hizmet fiyatlarının ucuzladığı ve enflasyonun düşme eğiliminde olduğu bir ülke olarak gösteren hayat pahalılığı rakamları ne kadar gerçekçidir?
Cari bütçedeki açığı kapatmak ve devletin mali yükümlülüklerini yerine getirmek için sürekli olarak yerel bankalardan yüksek faizle borçlanmak zorunda kalan bir ekonomi yönetimine sahip olan ülkemizde enflasyonun bir önceki yıla göre azaldığını gösteren hayat pahalılığı rakamları ne kadar gerçekçidir?
Vatandaşların sağlığıyla oynuyorlar!
İçeriği Görüntüle
Hayat pahalılığı rakamlarının bilinen tüm uluslararası kriterlerin aksine hala 2015 yılı hane halkı tüketici alışkanlıklarına göre hesaplandığı ülkemizde açıklanan enflasyon rakamları ne kadar reeldir?”
Ötüken, “Devlet İstatistik Kurumu’nun açıkladığı enflasyon rakamları piyasadaki pahalılığı yansıtan gerçek enflasyon rakamları mı yoksa maliyenin ödeyebileceği şekilde açıklanan yapay enflasyon rakamları mı?” diye ekledi.
Kaynak : Halkın Sesi
Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) Başkanı Güven Bengihan, Tüketici Fiyatları Endeksi sepeti güncelleninceye kadar halka yanıltıcı bilgi vermeme adına açlık sınırı rakamlarını açıklamayacaklarını belirtti.
Bengihan, yaptığı yazılı açıklamada, son yıllarda ülkede yaşanan döviz krizi ve yüksek enflasyon nedeniyle halkın çok büyük kesiminin alım gücünün hızla eridiğini kaydetti.
Hükümetin, halkın alım gücünü korumak için gerekli tedbirleri almak yerine pahalılığı daha da artıran zamlar yaptığını öne süren Bengihan, çalışanların, emeklilerin, dar ve sabit gelirli kesimlerin enflasyon karşısında alım gücünü koruyan hayat pahalılığı ödeneğinin de süreç içerisinde anlamını yitirdiğini savundu.
Liberal Demokrasi Hareketi, polisin yürüttüğü soruşturmalara destek belirtti
İçeriği Görüntüle
Hayat pahalılığı oranlarının hesaplanmasında İstatistik Kurumu tarafından kullanılan 2015=100 Temel Yılı Tüketici Fiyatları Endeksi sepetinin güncelliğini yitirdiğini ifade eden Bengihan, şunları kaydetti:
“Anketin 2013 yılında yapıldığı dikkate alındığında 12 yıl önceki tüketim alışkanlıklarına göre hazırlanan endeks sepeti ile gerçekçi hayat pahalılığı oranı hesaplanması mümkün değildir. Bunun en somut kanıtı Kasım ayı hayat pahalılığı oranının yüzde 0.81 olarak hesaplanmasıdır.”
Sendikanın uzun bir süreden beri her ay ülkedeki açlık sınırı rakamlarını hesaplayarak, kamuoyuna açıkladığını hatırlatan Bengihan, şunları belirtti:
“İstatistik Kurumu’nun resmi rakamları baz alınarak, yapmış olduğumuz hesaplamalar, 2015=100 Temel Yılı Tüketici Fiyatları Endeksi’nin güncelliğini tamamen yitirmiş olması nedeniyle anlamını yitirmiştir. Bu nedenle halkımıza yanıltıcı bilgi vermemek adına açlık sınırı hesaplamalarını sepet güncelleninceye kadar durdurduğumuzu kamuoyunun bilgisine getiririz.”
Kaynak : Halkın Sesi
Türk-Sen Genel Başkanı Arslan Bıçaklı, hayat pahalılığı konusunda hükümeti eleştirdi.
Bıçaklı yazılı açıklamasında, özellikle son dönemlerde akaryakıta yapılan zamlarla otomatik olarak bütün gıda maddelerine, ilaca, sağlığa, eğitime, bütün ürünlere nerdeyse yüzde yüz zam yapıldığını belirtti ve böyle bir dönemde hükümetin, kasım ayı hayat pahalılığını yüzde 0.81 olarak açıklamasını “halka dalga geçmek” olarak niteledi.
Bıçaklı, “halkının büyük bir kısmını açlığa mahkum etmekle” suçladığı hükümetin bir an önce ülkenin yönetiminden çekilmesi gerektiğini savundu.
Boğazköy’de ağaç katliamı
İçeriği Görüntüle
Kaynak : Halkın Sesi
Metehan Geçiş Kapısı’na ilave araç şseridi ile yaya yolu eklenmesine yönelik çalışmalar bugün başladı.
Geçişlerdeki yoğunluğu azaltmayı hedefleyen ve 30 Ocak 2026 tarihine kadar tamamlanması planlanan çalışmalar, 07.00 – 17.00 saatleri arasında yürütülecek. Çalışmalara 23 Aralık 2025 – 3 Ocak 2026 tarihleri arasında ise ara verilecek.
Güney’de yayımlanan Fileleftheros gazetesi, Metehan geçiş noktasının genişletilmesi çalışmalarının Rum hükümetinin 26 Ocak 2024’te duyurduğu 14 “önlem” arasında yer aldığını ve bölgede her gün yaşanan trafik kaosunu hafifletmeyi amaçladığını belirtirken bölge sakinlerinin ise yoğun trafiğin yol açtığı gürültü, hava kirliği ve gecikmelerden şikayetçi olduklarını savundu.
Geçiş noktasının Güney Kıbrıs kesimindeki üçüncü şerit yolun 22 Ocak 2025 tarihinde tamamlandığını vurgulayan gazete, UNDP’nin sorumluluğundaki projenin KKTC ile Güney Kıbrıs arasında, ara bölgedeki 300 metreyi kapsayan üçüncü bir şerit açılması ve kontrol noktalarının yerleştirilmesini içerdiğini aktardı.
Projenin ne zaman tamamlanacağına dair kesin bir bilgi olmamakla birlikte beklentilerin 2 ila 4 ay içerisinde bitirilmesi yönünde olduğunu belirten gazete, bölge sakinlerinin ise günlük olarak yoğun trafik sebebiyle yaşadıkları sıkıntıları sosyal medyadan dile getirerek Rum yetkilileri önlem almamakla suçladıklarını yazdı.
Habere göre, “Ayios Dometios” Belediyesi Başkan Yardımcısı Konstantinos Yangu, bölge halkının şikayetlerine çare olabilmek adına mümkün olan her girişimi yaptıklarını, tüm yetkili makamlara mektuplar gönderdiklerini ve sorunun kaynağının, kontrol noktasındaki personel sayısının yetersizliği olduğunu ifade etti.
Yangu, personel sayısının yeterli olduğu günlerde bölgedeki sorunun çok daha hafifi olduğunu belirtirken, sınır kapısına üçüncü bir şerit açılsa da, personel sayısının yetersiz bırakılması durumunda sorunun çözülmeyeceğine inandığını vurguladı.
Liberal Demokrasi Hareketi, polisin yürüttüğü soruşturmalara destek belirtti
İçeriği Görüntüle
Sınır kapısında 24 saat personel bulundurmanın Rum polisinin sorumluluğunda olduğunu belirten Yangu, şu anda mevcut iki şeridin normal işleyebilmesi için her vardiyada 8 polisin, yani 24 saat için 24 polisin görevlendirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Gazete, Rum Polisi Basın Subayı Vironas Vironos’un ise konuya ilişkin açıklamasında, kendilerine verilen talimatın, üç kontrol noktasının açılması ve görevlendirmenin yapılmasının yoğunluk saatlerine göre ayarlanması yönünde olduğunu söylediğini yazdı.
Görevli personelin işinin ehli olduğunu da ifade eden Vironos, üçüncü şerit açıldığında aynı personelle mi görev yapılmaya devam edileceğinin sorulması üzerine ise, mevcut personelin yetersiz kalması durumunda ek personel görevlendirileceği yanıtını verdi.







Kaynak : Halkın Sesi