05 Aralık 2025 Cuma
Tıp-İş, yazılı açıklamasında, liyakatsiz atama ve keyfi görevlendirmeler yapıldığını ileri sürerek bunların kamu sağlığı sistemini temelden sarstığını savundu. Sendika bu sıkıntıyı uzun yıllardır her platformda gündeme getirdiklerini ve yetkilileri uyardıklarını da belirtti.
Gerek siyasi atamalar, gerekse keyfi görevlendirmelerle kamu sağlık sisteminin çalışamaz hale getirilmeye çalışıldığını savunan Tıp-İş, şu iddialarda bulundu:
“Mevcut iktidarın yasa ve tüzük çalışmalarında izlediği; toplum sağlığını öncelemekten uzak, kamu çalışanlarının liyakatini hiçe sayan, sermayedar ve siyasi yandaş kayırma politikaları artık tahammül sınırlarını aşmış, halkımızın sağlık hakkını tehlikeye atmıştır.”
Metehan’a üçüncü şerit geliyor
İçeriği Görüntüle
Bu politikaların temel amacının yalnızca kamu sağlık hizmetlerini sekteye uğratmak ve iş barışını bozmak değil; siyasi torpille adam kayırmak, oluşan boşlukları ve sevkleri artırarak sağlık üzerinden belirli çevrelere haksız ve büyük bir rant sağlamak olduğunu ileri süren Tıp-İş, “Bizler, kamuda örgütlü hekim sendikası olarak, mesleki ve etik sorumluluğumuzun gereği olarak, buna “Dur” demek adına, hafta başından itibaren tüm kamu sağlık birimlerinde “İmza Atmama Eylemi” başlattığımızı tüm kamuoyuna ve ilgili yetkililere ilan ederiz.” dedi.
Sendika, sağlık sistemindeki sorunlara kalıcı çözüm üretmek için somut ve liyakati esas alan adımlar atılmadığı sürece, eylemlerini artırarak sürdüreceğini de bildirdi.
Kaynak : Halkın Sesi
Cumhurbaşkanlığı’nda yer alan görüşme, saat 11.00’de başladı.
“Sahtekarlık değil de nedir?”
İçeriği Görüntüle
Holguín, Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Mehmet Dânâ tarafından kapıda karşılandı.
Görüşme sonrası açıklama yapılması bekleniyor.
Holguín, yarın Rum Lider Nikos Hristodulidis ile görüşecek.
Cumhurbaşkanı Erhürman ve Rum lider Hristodulidis arasında Holguín’in de yer alacağı üçlü görüşmenin 11 Aralık Perşembe günü yapılması öngörülüyor.
Üçlü görüşme, 20 Kasım tarihinde, Genel Sekreter’in Kıbrıs Özel Temsilcisi ve Kıbrıs’taki BM Barış Gücü (UNFICYP) Misyon Şefi Khassim Diagne’nin ev sahipliğinde iki liderin ilk kez bir araya geldiği toplantıda kararlaştırılmıştı.
Kaynak : Halkın Sesi
Değirmenlik Akıncılar Belediyesi Sağlık Şubesi, 74 iş yerini denetledi, 4 işletmenin faaliyetlerini durdurdu.
Gıda üretilen alanlardaki hijyen kontrolleri, çalışan personelin kişisel hijyeni, üretim faaliyetlerinin gıda güvenliğine uygunluğunun kontrol ve izlenmesini kapsayan Ekim-Kasım dönemi denetimlerde kreş ve etüt merkezleri de dahil olmak üzere toplam 74 iş yeri denetlendi.
Denetimler sonucunda 1 süt ürünleri üreticisi, 1 patates işleme tesisi, 1 balık toptancısı ve 1 fırın olmak üzere işletme izinsiz, hijyen ile gıda güvenliği kurallarına uymayan 4 işletmenin faaliyetleri durduruldu, 3 işletmeye de ceza yazıldı.
Sağlık şubesi, Ekim-Kasım 2025 döneminde 6 kreş ve etüt merkezi, 7 fırın ve unlu mamul imalathanesi, 2 berber-kuaför, 2 süt fabrikası, 1 tartı kalibrasyon kontrolü, 20 meyhane, café/restoran, 8 market-off license, 17 gıda deposu, 6 gıda imalathanesi, 5 de makinist servis deposu, kimyasal ürün imalat ve paketleme servisi (deterjan, sabun, çamaşır suyu, vb.) ambalaj deposu denetledi.
Ekim-Kasım denetimlerinde 4 adet kullanıma uygun olmayan ekipman, 68 adet de tarihi geçmiş ürün müsadere edildi.

Kaynak : Halkın Sesi
“Sahtekarlık değil de nedir?”
İçeriği Görüntüle
Uluçam, 2010 yılından bu yana ülkedeki mevcut tarımsal arazi güncellemeleri konusunda çalışma yapılmadığını savunarak, “2000-2010 yılları arasında 75 bin dönüm arazinin tarım dışı kaldığını, bu tarım dışı kalan arazilerin büyük bölümünün birinci ve ikinci sınıf tarım arazileri olduğunu” belirtti.
“Tarım arazilerinin azalmasına paralel olarak üretimin azaldığını ve ithalatın arttığını göz ardı etmeye devam edersek, ilerleyen süreçte tüm tarımsal ürünleri ithal eder ve de daha pahalıya tüketir bir konuma geleceğiz” diyen Uluçam, “Yetkilileri göreve davet ediyoruz” dedi.
Uluçam, mesajında, bu yılki Dünya Toprak Günü’nün temasının “Sağlıklı şehirler için sağlıklı topraklar” olduğuna işaret ederek, “Bu yıl şu soruyu soruyoruz: Sağlıklı topraklar sağlıklı şehirler için neden bu kadar önemli? Tehditler neler ve olası çözümler neler?” dedi.
Toprakların, nüfus artışı, artan gıda talebi, rekabet eden arazi kullanımları ve ormansızlaşma gibi faktörlerin baskısı altında olduğuna ve bunların olumsuz etkilere yol açabileceğine dikkat çeken Uluçam, sağlıklı toprakların sağlıklı şehirler yaratığını vurguladı.
Uluçam, sağlıklı toprakların hava sıcaklığını soğutarak sıcaklığı düzenlediğini; karbonu depolamak ve iklim değişikliğinin azaltılmasına ve uyum sağlanmasına yardımcı olduğunu; biyoçeşitliliği artırdığını; havadaki kirleticileri ve suyu filtrelediğini; büyük miktarda su depoladığını ve tarımsal kullanım yoluyla gıda güvenliğini artırdığını anlattı. Uluçam, bireyler olarak ise, evde kompost yaparak, organik bahçecilik yöntemlerini kullanarak ve yeşil alanlar yaratarak, yerel girişimleri destekleyerek sürece destek olabileceğini söyledi.
Uluçam, “Ülke özeline baktığımızda ise, Toprak Koruma Yasası’nın olmaması sonucunda ekilebilir tarım arazilerinin her geçen gün azalması endişe verici boyuttadır” dedi.
-“Yeterli maddi kaynağın ayrılmaması nedeniyle tarımsal arazi varlığımız 2010’den bu yana güncellenmedi”
Uluçam, “Mevcut tarımsal arazi varlığımız en son 2010 yılında güncellenmiş ve 2010 yılından sonra gerek personel gerekse arazi etüt çalışmaları için yeterli maddi kaynağın ayrılmaması nedeni ile 2010 yılından sonra günümüze kadar bu konuda yetkili makamlar tarafından herhangi bir çalışma yapılmamıştır.” diyerek, devamla şunları kaydetti:
“2000-2010 yılları arasında toplamda 75 bin dönüm arazi tarım dışı kalmış (inşaat, yol v.s.) ve bu tarım dışı kalan arazilerin büyük bölümü (45 bin dönüm) birinci ve ikinci sınıf tarım arazileridir. Bu nedenle yıllar içerisinde üretim ve ithalat rakamlarını yan yana koyduğumuzda tarım arazilerinin azalmasına paralel olarak üretimin azaldığını ve ithalatın arttığını göz ardı etmeye devam edersek ilerleyen süreçte tüm tarımsal ürünleri ithal eder ve de daha pahalıya tüketir bir konuma geleceğiz. Bu nedenle en büyük doğal kaynağımız olan toprağımızı ve buna bağlı olarak yerel tarımsal üretimimizi korumak için yetkilileri göreve davet ediyoruz.”
Kaynak : Halkın Sesi
Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS), Başbakanlık ışıklarında eylem yaptı ve Ulusal Birlik Partisi (UBP) – Demokrat Parti (DP) – Yeniden Doğuş Partisi (YDP) Hükümeti’ni istifaya çağırdı.
Öğretmenler, üzerinde “Devlet Okulları”, “Öğretmen Hakları”, “Toplumsal Haklar”, “Bilimsel Laik Eğitim” ve “Çocuk Hakları” gibi yazıların yer aldığı temsili tabutu geçen eylemde olduğu gibi bu eylemde de kullandı.
Basına açıklama yapan KTOEÖS Başkanı Selma Eylem, Başbakan Ünal Üstel’in en yakınlarının bile yolsuzluk ve usulsüzlükle suçlandığına, mahkemelere çıkarıldığına vurgu yaptı.
Eylem, “Bu konuda dahi sorumluluk almayan Üstel, Eğitim Bakanı Nazım Çavuloğlu ile birlikte derhal istifa etmelidir.” dedi.
Eylem, çocuk hakları, laik bilimsel eğitim ve toplumun aydınlık yüzü olan öğretmenlerin temsili tabutun içinde olduğuna dikkat çekerek, “Sorumlular hesap vermeli, onurları varsa derhal istifa etmeliler.” ifadelerini kullandı.
Eylem’in ardından söz alan KTOEÖS Genel Sekreteri Tahir Gökçebel ise, “Bizi yönettiğini zanneden Üstel hükümeti, ekonomiyi de öldürdü.” diye konuştu.
Sahtekarlıkla hayat pahalılığını farklı göstererek toplumla dalga geçtiklerini belirten Gökçebel, “Her alanda bir yolsuzluk, rüşvet, adam kayırma ve bir kokuşmuşluk var. Utanmadan ve sıkılmadan bu yapılanları anlatan, çözülmeyen sorunları çözülmüş gibi gösteren bir hükümet var.” açıklamasında bulundu.
Vatandaşların sağlığıyla oynuyorlar!
İçeriği Görüntüle
Gökçebel, hükümetin toplumumuzun gelecek umudunu öldürdüğünü fakat iktidar hırslarıyla koltuklarını yaşattığını da sözlerine ekledi.
Kaynak : Halkın Sesi