15 Aralık 2025 Pazartesi
Canaltay: “Kapsamlı ve modern yöntemlerle yürütülecek bir nüfus sayımına ihtiyaç duyuyoruz”
Halil Kasım: ''Beldemize ulaşması beklenen su için sahadayız, hazırız''
Güney Kıbrıs Meteoroloji Dairesi, sarı alarm düzeyini turuncuya yükseltti
Özersay: Aynı cümleyi söyleyip farklı şeyleri anlamaya devam ediyoruz
alkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, Kıbrıs müzakerelerinde son dönemde yapılan “siyasi eşitlik” vurgulu açıklamalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Özersay, Kıbrıs müzakerelerine ilişkin değerlendirmesinde, tarafların aynı ifadeleri kullanmasına rağmen farklı anlamlar yüklediğini belirterek, “Kıbrıs’ta iki taraf kendi beğendiğini ve kendi anlamak istediğini anlıyor. Aynı cümleyi söyleyip farklı şeyleri anlamaya devam ediyoruz” dedi.
Özersay’ın açıklaması şöyle:
Biliyorum pek çoğumuz uzun yazı okumayı sevmiyoruz. Yine de tarihe not düşmek için yazmak önemlidir diye düşünüyorum.
Geçtiğimiz hafta yapılan görüşme ertesindeki açıklamada başka şeyler yanında ne deniliyordu? “BM Güvenlik Konseyi kararlarında tarif edilen SİYASİ EŞİTLİĞE dayalı ÇÖZÜM”. Peki bu açıklama ertesinde kamuoyuna hangi mesaj verildi? “Siyasi eşitlik tamam ama federal çözüme açık bir atıf yapılmadı”. Yani basitleştirecek olursak eğer “siyasi eşitliği aldık ama federal çözümü (henüz) kabul etmedik”. Durum öyle mi gerçekten?
1- Hangi BM Güvenlik Konseyi kararı siyasi eşitliği tarif ediyor? Aslında böyle bir Konsey kararı yok. Siyasi eşitliği tarif eden 1990’lı yıllarda BM Genel Sekreteriydi. Genel Sekreter 8 Mart 1990 tarihli RAPORUNUN EKİNDE bir yerde SİYASİ EŞİTLİĞİ ana hatlarıyla tarif etmişti. BM Güvenlik Konseyi ise 1991 yılında 716 Sayılı Kararının 4. Paragrafında Genel Sekreter’inin bu siyasi eşitlik tanımına atıfta bulunup teyit etmişti. Bu nedenle Geçen hafta iki liderin atıfta bulunduğu “KONSEY KARARLARINDA TARİF EDİLEN SİYASİ EŞİTLİK” ifadesinin Genel Sekreter’in bu tanımı olduğunu varsaymak lazım.
2- Peki Genel Sekreter’in tarif ettiği ve Güvenlik Konseyi’nin de teyit ettiği bu tanım neydi? Gelin birlikte bakalım: Siyasi eşitlik tüm federal hükümet birimlerinde ve idarede illa ki eşit sayısal katılım anlamına gelmeyecekse de başka şeyler yanında en azından şunları içermelidir: federal anayasa her iki toplumun rızasıyla onaylanmalı/değiştirilebilmelidir; iki toplumun federal hükümetin tüm organlarına ve kararlarına etkili katılımı söz konusu olmalıdır; federal hükümetin iki toplumdan birinin menfaatlerine aykırı tedbirleri kabul etme yetkisine sahip olmayacağı güvence altına alınmalı; her iki federe devlet de eşit ve aynı yetki ve işlevlere sahip olmalıdır”. İlgili paragraf BM Genel Sekreteri’nin raporunda aynen şu şekilde yer alıyor: “The political equality of the two communities in and the bi-communal nature of the federation need to be acknowledged. While political equality does not mean equal numerical participation in all federal government branches and administration, it should be reflected inter alia in various ways: in the requirement that the federal constitution of the State of Cyprus be approved or amended with the concurrence of both communities; in the effective participation of both communities in all organs and decisions of the federal Government; in safeguards to ensure that the federal Government will not be empowered to adopt any measures against the interests of one community; and in the equality and identical powers and functions of the two federated States.”
3- Basınımıza SİYASİ EŞİTLİK TAMAM diye yansıtılan bu tanım mesela DÖNÜŞÜMLÜ BAŞKANLIĞI içeriyor mu? Hayır açıkça içermiyor, sadece yorum olarak muhtemelen Kıbrıs Türk tarafı bu siyasi eşitlik tanımına göre “dönüşümlü başkanlık da olmalı” diye talep etmeye devam edecek. Peki bu tanım federal düzeyde karar alınabilmesi için “EN AZ BİR KIBRISLI TÜRKÜN OLUMLU OYU GEREKLİ OLACAK” hususunu içeriyor mu? Hayır açıkça içermiyor, sadece yorum olarak muhtemelen Kıbrıs Türk tarafı bu siyasi eşitlik tanımına göre “en az bir Kıbrıslı Türkün olumlu oyu gerekli” olmalı diyecek ve bunu talep etmeye devam edecek. Yani aslında Kıbrıs Rum siyasi liderliği siyasi eşitliğin bu GENEL TANIMINA atıf yapan BM Güvenlik Konseyi kararı ifadesinin açıklamada yer almasına TAMAM DEMİŞ ancak DÖNÜŞÜMLÜ BAŞKANLIĞA VE EN AZ BİR KIBRISLI TÜRKÜN OLUMLU OYU hususuna açıkça TAMAM DEMEMİŞTİR. 2017’de Crans Montana’da da BM Güvenlik Konseyi kararları vardı ama Kıbrıs Rum tarafı dönüşümlü başkanlığı ve en az bir Kıbrıslı Türkün olumlu oyu hususunu kabul etmeyerek masadan kalkmıştı.
4- Şimdi Holguin Yenidüzen’e verdiği röportajda ne diyor? Kıbrıs Türk tarafının birinci ön şartı sayılabilecek “siyasi eşitlik konusunda büyük ölçüde uzlaşı sağlandı” diyor. Ve ekliyor: “Temmuz 2024’te dönemin iki lideri arasında ORTAK ZEMİN bulunmadığına dikkat çekmiştim. 11 Aralıkta liderler siyasi eşitlik konusunda aynı referans noktasıyla müzakerelere yönelik net bir yola GERİ DÖNME KONUSUNDA anlaşmaya vardı”. Holguin’e göre Rum tarafı dönüşümlü başkanlığa ve en az bir Kıbrıslı Türkün olumlu oyu hususuna evet dememişse de siyasi eşitlik konusunda BÜYÜK ÖLÇÜDE UZLAŞI sağlandı. Kıbrıs Türk tarafı da öyle mi düşünüyor?
5- Peki BÜYÜK ÖLÇÜDE UZLAŞI sağlandı denilen bu siyasi eşitlik ATIFI/REFERANSI karşılığında Rum tarafı ne almış oldu? Holguin’e bakılacak olursa yeniden ortak zemine dönülmüş olundu. Neden? Çünkü Kıbrıs Türk tarafı “egemen eşitlik” kavramı yerine federasyon parametresi olan siyasi eşitlik üzerinden devam etmeyi tercih etti gibi görünüyor. Aslında siyasi eşitliğin tanımına atıf yapan BM Güvenlik Konseyi kararının hoşumuza giden o 4. Paragrafından bir önceki paragrafa bakarsak Rum Ulusal Konseyi’nin bu açıklamayı neden memnuniyetle karşılayıp selamladığını anlayabiliriz.
6- 1991 yılında kabul edilen 716 Sayılı aynı Güvenlik Konseyi kararının 3. Paragrafı Kıbrıs sorununun çözümüne dair temel prensipleri “KIBRIS CUMHURİYETİ” üzerinden tarif eder ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin YENİ BİR ANAYASA İLE iki bölgeli ve iki toplumlu bir FEDERASYONA dönüşmesini vurgular. Yani siyasi eşitliğin tanımını tarif eden Güvenlik Konseyi kararının TARİF ETTİĞİ ÇÖZÜM Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yeni bir anayasa ile DEVAMINA ve FEDERASYONA dayanmaktadır. Zaten siyasi eşitliğin tanımının içerisinde de açıkça federal hükümetteki kararlara katılımdan ve federe devletlerden bahsettiği için tartışmasız bir biçimde Holguin’in geri döndüğümüzü söylediği yol, FEDERASYONDUR.
7- Bu noktada BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararının 3. Paragrafının orjinalini de buradan paylaşmak lazım ki herkes kendi yorumunu yapabilsin: “Reaffirms also its position on the Cyprus question, expressed most recently in resolution 649 (1990) of 12 March 1990 and in line with the high-level agreements of 1977 and 1979 between the parties in Cyprus, that the fundamental principles of a Cyprus settlement are the sovereignty, independence, territorial integrity and non-alignment of the Republic of Cyprus, the exclusion of union in whole or in part with any other country and of any form of partition or secession and the establishment of a new constitutional arrangement for Cyprus that would ensure the well-being and security of the Greek Cypriot and Turkish Cypriot communities in a bi-communal and bi-zonal federation.”
8- Neyi ne kadar aldığımızı, neyi ne kadar verdiğimizi herkesin kendi yorumuna bırakıyorum. Bu genel tanımların ve atıfların bizatihi kendisi Kıbrıs sorununun çözümünü sağlamıyor ama daha da önemlisi bu kadar yıldan sonra Kıbrıs sorununun çözümüne katkı dahi sağlamıyor. Çünkü her iki taraf da bu genel tanımlardan KENDİ BEĞENDİĞİNİ ve KENDİ ANLAMAK İSTEDİĞİNİ anlıyor. Aynı cümleyi söyleyip farklı şeyleri anlamaya devam ediyoruz ve aynı cümleyi söylediğimiz için üçüncü tarafların da aramızda ORTAK ZEMİN olduğuna inanmasını sağlıyoruz, gerçek öyle olmasa da…
Cumhuriyet Meclis Genel Kurulu’nda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 19 milyar 523 milyon 986 bin TL’lik bütçesi görüşülüyor.
Bakanlık bütçesine ilişkin ilk sözü alan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Oğuzhan Hasipoğlu, milletvekillerinin soruları öncesinde bakanlığın çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının geniş bir çalışma alanı olduğuna dikkat çeken Hasipoğlu, komitede Sınırüstü bölgesinde özel vakfa ait bir yaşlı bakım evinin bakanlık bünyesine alınabilmesi için 40 milyonluk ek bütçe taleplerinin onaylandığını hatırlattı.
Hasipoğlu, bütçe dışında Bakanlığın Sigorta ve İhtiyat Sandığı fonları olduğuna vurgu yaparak, toplamda 107 milyarlık bir bütçeye sahip olunduğunu vurguladı.
25-26 Aralık’ta Başbakan Ünal Üstel’in duyurduğu gibi kamu çalışanlarının 13. maaşlarının ödeneceğini söyleyen Hasipoğlu, bunun yanında 26 Aralık’ta asgari ücret görüşmelerinin başlatılacağını kaydetti.
Sosyal Sigortalar kapsamında 240 milyon TL’lik prim desteği verildiğine dikkat çeken Hasipoğlu, bu primler hakkında bilgi vererek, Şubat 2025’e kadar tarım, hayvancılık, üretim, imalat ve otelcilik sektörlerinde çalışanlar için yüzde 70, diğer sektörler için yüzde 50 prim desteği verildiğini kaydetti.
Yeni iş kuracak olan kadınlara yüzde 100, erkeklere yüzde 80 destek sağlandığını da anımsatan Hasipoğlu, DAÜ çalışanlarına da desteğin devam ettiğini söyledi. Bakan Hasipoğlu, “Prim desteğinden aktif olarak 8 bin 500 iş yeri, 86 bin çalışan faydalanıyor.” dedi.
İhtiyat Sandığı hakkında da konuşan Bakan Hasipoğlu, 35 milyar aktif büyüklüğün 20 milyarının mevduat, 2 buçuk milyarının menkul ve gayrimenkuller oluşturduğunu kaydetti, Maliye’den alınacaklar olduğunu belirtti. Hasipoğlu, fon büyüklüğünün 2 buçuk senede dolar bazında 460 milyon dolardan 760 milyon dolara çıktığını söyledi; sebebinin, paranın TL’de tutulmaması, döviz, eurobond alınarak, altına yatırım yapılması olduğunu ifade etti.
Ercan Havalimanı Ocak–Kasım 2025 döneminde, 5 milyon 295 bin 93 yolcu ağırladı ve 34 bin 345 uçağa hizmet verdi.
T&T Havalimanı İşletmeciliğinden Genel Müdürü Serhat Özçelik tarafından yapılan açıklamada, Ercan Havalimanı’nda mevcut veriler dikkate alındığı 2025 yılı sonuna kadar ağırlanan yolcu sayısının, 5,5 milyonun üzerinde bir sayıya ulaşılacağı belirtildi.
Açıklamaya göre, Ocak-Kasım 2024 ile Ocak-Kasım 2025 tarihleri karşılaştırıldığı zaman bu 11 aylık dönemde yolcu sayısında yüzde 20,16, uçak sayısında ise yüzde 22,96 artış oldu.
2024’ün ilk on bir ayında Ercan Havalimanı’nı 4 milyon 406 bin 672 yolcu kullanırken, 2025’te bu sayı aynı dönem süresince 5 milyon 295 bin 93’e yükseldi.
Uçak sayısında ise 2024’ün ilk on bir ayında Ercan Havalimanı’nı 27 bin 931 uçak kullanırken, 2025’in il on bir ayında bu sayı 34 bin 345 oldu.
Türkiye’nin merkezi yönetim bütçe gelirleri, kasımda 1 trilyon 419,6 milyar lira, giderleri 1 trilyon 250,1 milyar lira oldu.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, kasım ayına ilişkin bütçe uygulama sonuçlarını açıkladı.
Buna göre, kasımda bütçe gelirleri geçen yılın aynı ayına kıyasla, yüzde 51,1 artarak 1 trilyon 419 milyar 589 milyon lira, bütçe giderleri de yüzde 30,7 artışla 1 trilyon 250 milyar 103 milyon lira olarak gerçekleşti.
Ocak-kasım döneminde de bütçe gelirleri, geçen yılın aynı dönemine göre, yüzde 48,5 yükselerek 11 trilyon 571 milyar 584 milyon liraya çıktı. Bütçe giderleri de aynı dönemde yüzde 41,6 artarak, 12 trilyon 842 milyar 574 milyon lira oldu.
Merkezi yönetim bütçesi, kasımda 169 milyar 486 milyon lira fazla, ocak-kasım döneminde 1 trilyon 270 milyar 991 milyon lira açık verdi.
Meteoroloji Dairesi, yarın akşam saatlerinden itibaren yer yer hafif sağanak yağmur ve çarşamba gününden sonra hava sıcaklığının dört derece artmasının beklendiğini duyurdu.
Meteoroloji Dairesi’nin 16 – 22 Aralık tarihlerini kapsayan haftalık hava tahmin raporuna göre hava sıcaklığı yarın ve çarşamba günü iç kesimlerde ve sahillerde 16 – 19; diğer günlerde ise 20 – 23 derece dolaylarında seyredecek.
Hava yarın parçalı bulutlu akşam saatlerinden itibaren yer yer hafif sağanak yağmurlu, çarşamba ile perşembe az bulutlu, cuma ile cumartesi parçalı bulutlu, pazar ile pazartesi parçalı ve çok bulutlu olacak.
Bölge periyodun ilk iki günü alçak basınç sistemi, diğer günlerde ise yüksek basınç sistemi ile soğuk ve nemli hava kütlesinin etkisi altında kalacak.
Rüzgar ise periyodun ilk günleri kuzey ve doğu yönlerden orta kuvvette zaman zaman kuvvetli, diğer günlerde ise kuzey ve batı yönlerden orta kuvvette esecek.