Girne Akçiçek Hastanesi’nde görev yapan Dahiliye Uzmanı Dr. Özcan Hüdaverdi, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla yüksek ateşle uyandığı geceyi anlattı.
28 Ağustos gecesi 39,8 derece ateşle uyandığı gecede çok zor anlar yaşadığını belirten Hüdaverdi, hastanedeki PCR test sonucunun negatif olmasına rağmen kendisini izole ettiğini aktararak herkese çok dikkatli olması gerektiğini söyledi.
O gece yaşadıklarını hiçbir şeyle kıyaslayamayacağını da vurgulayan Dr. Hüdaverdi, virüsün her yerde olduğunun altını çizerek, “Tedbirinizi çok iyi alın. Hekim olarak benim yaşadığım rahatsızlığı hiçbir hastamda bugüne dek görmedim ve Allah kimseye yaşatmasın” ifadelerini kullandı.
Dr. Hüdaverdi’nin ifadeleri şu şekilde:
“Dikkat lütfen!
28 Ağustos gecesi boğulma hissi ile uyandım.
Ateşim 39,8… İki tablet Panadol içtim ve bekledim. Binlerce cana can vermeye çalıştım ve Özcan dedim, sen bunu başaramayacaksın!
Covid olma riskini düşünerek 112’yi aradım ve meslektaşlarıma bilgi verdim.
Dr. Uğur Alkan Yeşil ve Dr. Levent Soyer arkadaşlarım nöbetçi.
Dr. Uğur hanıma tam koruma ile gel dedim. Ben balkonda açık havada bekledim!. Saniyeler saat oldu! Kapkaranlık gece yarısında ıssız sokakta mavi ışıkları gördüğümde rahatladım. Dr. Uğur Hanım, Murat hemşire ve ambulans şoförü Ömer, korku dolu anlarda birbirimizin gözüne baktık.
Ben nefes almakta zorluk çekiyordum.
Dr. Uğur Hanıma PCR testimi almasını ve Murat’a bana yapması gereken tedaviyi söyledim. Korku dolu saniyelerde bekledik.
Lefkoşa Devlet Hastanesine gittim.
Çekilen akciğer tomografimde atipik virüse bağlı zatüre olduğum tespit edildi ama Covid’e bağlı şüphe devam ediyordu!
Tedaviye başladık. PCR sonucum negatif çıktı. Tekrar emin olmak için pandemi hastanesine gittim. Meslektaşlarım karşımda tam teçhizatlı korumalı bir şekilde beni karşıladı. Hepimizin gözlerinde korku ve endişe hakimdi!
Dr. Selin Hanım ve Dr. Fatma Hanım benimle ilgilendi. Yüzlerce kez el bileğindeki atar damardan kan aldım, ama hiç o duyguyu yaşamadım ve Dr. Fatma Hanım el bileğimdeki atar damardan kan alıp kanımdaki oksijen seviyemi ölçtü. Fatma savaşan abla (şu an gizli kanatsız melek ve savaşçı) gelip tekrar PCR testimi aldı. Yatmam gerektiğini söylediler. Kabul etmedim. Kabullenemedim!
Aklımda tek şey.
Ailem.
Kendimi izole bir yere kapatıp tedavimi kendim uyguladım. PCR sonuçlarımın negatif olduğunu öğrensem de, izole oldum. Elimde telefonla 112’yi arasam mı diye sabahları sabah ettim.
Nefes darlığı ve yüksek ateşle boğuştum. Bir an başaramayacağımı düşündüm ama mücadeleyi asla bırakmadım. Kronik rahatsızlığım dolayı bağışıklık sistemim tüm enfeksiyonlara zayıf.
Tüm meslektaşlarımla, abilerimle ve hocalarımla irtibatta oldum.
4 gece 5 gün kabus dolu geçti. Ömrümden ömür gitti. Etrafımdaki tüm sevenlerim seferber oldu.
En sıcak yaz gününde ben yorganla yattım. Su içecek dermanım yoktu. Güneşin doğuşunu ve batışını idrak edemedim. 10 metre adım atacak gücüm yoktu! PCR testimin negatif çıkmasına rağmen akciğerdeki atipik virüsün ne olduğunu tespit edemedik.
Son sözüm;
Binlerce yüreğe dokundum, binlerce cana can vermek için canımdan can verdim!
Tedbirinizi çok iyi alın. Hekim olarak benim yaşadığım rahatsızlığı hiçbir hastamda bugüne dek görmedim ve Allah kimseye yaşatmasın.
Covid şu an her yerde!
Bugün çok iyiyim. Fotoğrafım fıstıkla bugün, tomografim ise hasta olduğum günkü.
Yurtta sulh cihanda sulh.”