Kalp krizi çoğunlukla istirahatte başlayan, daha nadir olarak da ağır bir eforla başlayan belirtiler verir. Kalp krizinin en tipik belirtisi olan göğüs ağrısı iki göğsün ortasında baskı tarzında ve yavaş başlayan ama giderek şiddetlenen bir ağrıdır. Bu göğüs ağrısı omuzlara, kolların iç yüzüne, sırta, alt çeneye ve karna doğru yayılabilir. Ağrıya nefes darlığı, soğuk terleme, bulantı, halsizlik ve solukluk eşlik edebilir.
Bu kalp krizi belirtileri kişiden kişiye ve hasar gören kalp kası bölgesine göre değişken şekillerde ortaya çıkabilir. Kalp krizi belirtileri vakaların çoğunluğunda tipik göğüs ağrısı ve eşlik eden belirtiler şeklinde olsa da, bir bölüm hastada üst karın bölgesindeki ağrı mide şikayetleriyle karıştırılabilir. Hatta alt çeneye vuran ağrı nedeniyle diş hekimine başvuran hastalarımız bile vardır. Ayrıca kalp krizi belirtileri özellikle şeker hastaları ve yaşlı hastalarda göğüs ağrısı olmadan da örneğin sadece bulantı, terleme, halsizlik ve nefes darlığı şeklinde ortaya çıkabilir.
Kalp krizi nedeniyle kaybedilen hastaların yarısından çoğu daha hastaneye ulaşamadan kaybedilmektedir. Bu nedenle kalp krizi belirtileri ortaya çıktığında, kalp hastalıkları uzmanının bulunduğu ve koroner yoğun bakım ünitesi bulunan bir sağlık kuruluşuna en kısa sürede ulaşması gerekir. Koroner damar tıkanıklığı 20 dakikayı geçtiğinde kalp kası hasar görmeye başlar ve ne kadar geç müdahale edilirse, bu hasar o kadar geri dönüşümsüz ve büyük olur. Bu yüzden tedaviye bir an önce başlamak gerekir.
Hastaneye ulaşana kadar geçen sürede kalp krizi şüphesi taşıyan hastaya hemen bir aspirin çiğnetilmesi, hastanın oksijensiz kalmasını ve kalbinin yorulmasını olabildiğince engellemek için 45 derecede yatar pozisyonda dinlenmeye alınarak etrafının boşaltıması gerekir. Hastaneye ulaşıldığında kalp elektrosu ve yapılan kan tetkikleri neticesinde birkalp krizi olduğu kesinleştirilirse, hasta hemen koroner yoğun bakım ünitesinde tedaviye alınacaktır. Uygun ve zamanında yapılan tedaviler kalp krizlerinden kaybı yüzde 30 daha azaltmaktadır.
Kalp kasının bir bölümüne giden kan akımının aniden durması sonucu kalp krizi ortaya çıkar. Kalp krizi vakalarının büyük çoğunluğu aniden ve istirahat halindeyken oluşur. Bazen de kalp krizi, kalbin aşırı oksijene ihtiyaç duyduğu hallerde bu ihtiyacı kan damarlarının karşılayamaması sonucu oluşur. Bu durum ağır eforlarla örneğin kar kürürken, yokuş yukarı hızla koşarken oluşabilir.
Kalp vücuttaki diğer kaslar gibi bir tür çizgili kastan oluşur. Normal fonksiyon görebilmesi için kanla gelen oksijene ve besin maddelerine (glukoz ve yağ asitleri) ihtiyaç duyar. Kalbe kanı getiren damarlara koroner damarlar adı verilir. Bu koroner damarların herhangi birinde oluşan bir kan pıhtısı kan akımını aniden durdurduğunda, o bölgedeki kalp kası oksijensiz ve besinsiz kaldığı için normal fonksiyonunu göremez, kasılması bozulur.
Kan akımının kesilmesi 20 dakikadan fazla sürerse, o bölgedeki kalp kasında kalıcı bir hasar oluşur. Eğer bu süre 4-6 saati geçerse o koroner damar bölgesindeki kalp kası tamamen canlılığını yitirir. Bu yüzden kalp krizinde adeta zamanla yarışan bir çaba ile erken müdahale önemlidir. Bu gerçek anlaşıldığından beri gelişmiş kalp merkezlerindekalp krizi geçirmekte olan hastaya acil koroner anjiyografi ve tıkalı damarı balon kateterle açma, ardından da tam açıklığı sağlayacak bir stent yerleştirme işlemi yapılmaktadır. Bu işlemin yapılamadığı veya geciktiği durumlarda ise pıhtı eritici özel ilaçlar kullanılmaktadır.
Kalp damar hastalıkları (Koroner arter hastalığı) için tanımlanmış risk faktörleri aynı zamanda kalp krizi geçirme riski için de geçerlidir. Bunlar;
Bu risk faktörlerinden bir veya daha azı bulunan kişiler düşük risklidir. 2 ile 3 risk faktörü varsa orta, üçten fazla risk faktörü varsa yüksek risklidir. Neyse ki aileden gelen genetik yatkınlık dışında olan risk faktörlerini ortadan kaldırmak elimizdedir.
Kalp krizi çok sayıda risk faktörünün ortak bir sonucudur. Kalp krizi sadece genetik faktörün etkisiyle oluşsaydı, kaçınılmaz bir kader olarak değerlendirilirdi. Oysa tek yumurta ikizlerinde bile (genetik özellikleri neredeyse yüzde 100 benzer olan kişiler) birinde olurken diğeri hiç kalp krizi geçirmeyebilir. Genetik bir alt yapı dış etkenlerle birleştiğinde kalp krizi riski artar.
Kalp krizine yol açan ve koroner damarların duvarlarında biriken kolesterol plakları daha çocukluk döneminden başlayarak oluşmaya başlar. Bu plaklar yaş ilerledikçe büyüyerek belli bir hacme ulaştığında komplike olma eğilimi gösterir. Yani koroner damar duvarındaki bu kolesterol yüklü plak, yırtılma ya da ülsere olma eğilimine girer. 20’li yaşlarda bile koroner damar duvarında tespit edilmiş olan kolesterol plakları genellikle 40’lı yaşlarda çatlama, ülsere olma ve aniden damar duvarını bozarak kan pıhtısı ile kan akımının kesilmesine yol açabilir.
Erkeklerde 40’lı yaşlar, kadınlarda ise menopoz sonrası 50’li yaşlar kalp krizi riskinin ciddi olarak artmış olduğu ilk yaşlardır. Yaş ilerledikçe bu risk daha da artar. Bununla birlikte kolesterolden, yüksek fast food beslenme tarzı ve sigara alışkanlığında artış, daha stresli ve düzenli spor yapmayan bir hayat tarzının gençler arasında yaygınlaşması kalp krizi yaşını 30’lu yaşlara kadar indirmektedir. 30-40 yaş arası erkeklerde düzensiz olarak yapılan aşırı zorlayıcı spor (örneğin haftada bir ya da ayda bir iki kez halı saha futbol maçı) riski 5-6 kat artırmaktadır. Buna karşın haftanın en az 4 günü yapılan düzenli egzersiz (hızlı tempolu 45 dakika 1 saat dolayında bir yürüyüş) riski azaltır.
Genetik yatkınlık dışındaki hemen hemen tüm risk faktörleri modifiye edilebilir, hayat tarzı değişiklikleri ve ilaçlarla belli sınırlar içerisinde kontrol edilebilir faktörlerdir. Bunun için;
alınacak önlemlerdir.
Kalp krizi geçiren bir hasta erken dönemi tamamladıktan sonra kalp kasında oluşan hasarı ciddiyetine göre hastaneden çıkmadan hastanın riski belirlenir ve buna göre bir tedavi planı çizilir. Acil anjioplasti ile müdahale edilmiş ve kalp kasında fazla hasar kalmayan bir hasta 2 gün sonra taburcu edilip bir hafta sonra da işine geri dönebilecek duruma gelebilir. Buna karşın istanbul sınırsız escort kalp kasında fazla miktarda hasar oluşan hastalarda bu hasarın iyileşmesi bir aya kadar uzayabilir ve bir kısmında kaybedilen kalp kası nedeniyle kalbin pompalama gücü azalarak kalp yetersizliğine yol açabilir.
Uzun dönemde alınması gereken önlemler ise tekrar bir kalp krizi geçirme riskini azaltmak için hayat tarzı değişiklikleri ve kalp koruyucu ilaç tedavilerini içerir.
Bunun için;
3. SAYFA
24 Aralık 2024SPOR
24 Aralık 20243. SAYFA
24 Aralık 2024SPOR
24 Aralık 2024SPOR
24 Aralık 20243. SAYFA
24 Aralık 20243. SAYFA
24 Aralık 2024
286608 137456magnificent post, really informative. I wonder why the other specialists of this sector do not notice this. You need to continue your writing. Im confident, youve a terrific readers base already! 361708
662937 198706It is hard to find knowledgeable men and women on this subject nevertheless you sound like you know what youre talking about! Thanks 85879