Birleşmiş Milletlere (BM) bağlı yargı organı Uluslararası Adalet Divanı’nda bugün görülmeye başlayan davada, Ukrayna’nın Rusya aleyhine 1948 tarihli BM Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ni ihlal ettiği gerekçesiyle ortaya koyduğu iddiaları dinleniyor.
Mahkemenin ABD’li Başkanı Hakim Joan E. Donoghue, Rusya’nın Lahey Büyükelçisi’nin ülkesinin söz konusu duruşmaya katılmayacağını bildirdiğini açıkladı.
Duruşmada konuşan Ukrayna Devlet Başkanlığı Kırım Daimi Temsilcisi Anton Korineviç, “Rusya’nın durdurulması gerekiyor ve Divanın burada yapması gerekenler var” dedi.
Rusya’nın Soykırım Sözleşmesi’ni manipüle ettiği belirtilen Ukrayna’nın dava dilekçesinde, “Rusya’nın yalanları saldırgan ve ironik çünkü Rusya’nın Ukrayna’da soykırım planladığı görülüyor” ifadesi yer aldıç
Rusya’nın duruşmalara katılmaması
Rusya’nın duruşmalara katılmama kararını yorumlayan Amsterdam Üniversitesinden Profesör Terry Gill, “Divanın çatışmaların sona erdirilmesine hükmetmesi halinde Rusya’nın bu tedbir kararına uyması için BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) yardımına başvurulabilir” dedi
Rusya’nın BMGK’de veto yetkisi olduğunu hatırlatan Gill, Ukrayna’nın dava açarak Rusya üzerinde diplomatik baskı oluşturmayı hedeflediğini söyledi.
Ukrayna’nın başvurusu
Ukrayna, Soykırım Sözleşmesi’nin ihlali gerekçesiyle 26 Şubat’ta Rusya aleyhine Uluslararası Adalet Divanına başvurmuştu.
Ukrayna, Divandan, telafisi mümkün olmayan zararların engellenmesi ve hak ihlallerinin önüne geçilmesi için acil “tedbir kararı”na hükmetmesi talebinde bulunmuştu.
Ukrayna, “Donetsk ve Luhansk bölgelerinde soykırım yapıldığı” şeklindeki Rusya iddialarına karşı çıkarak, Rusya’nın Ukraynalıları soykırım kastıyla öldürdüğü iddiasında bulunmuştu.
Rusya’nın “soykırım iddiaları”
Ukrayna’da Rus etnik kökene sahip nüfusun yoğun olarak yaşadığı Donetsk ve Luhansk bölgelerinde ayrılıkçılar sözde yönetimler ilan etmiş, Rusya da bu yönetimleri tanımıştı.
Rus lider Vladimir Putin, amaçlarının, “Kiev tarafından soykırıma maruz kalan insanları korumak, Ukrayna’yı Nazizm ve militarizmden arındırmak” olduğunu savunmuştu.
TRT
