Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, sahte diploma aldığı iddiasıyla hakkında polis soruşturması bulunan milletvekilinin henüz dosyasının Başsavvcılığa iletilmediğini belirtti.

Özersay Polis Genel Müdürü’nün, ilgili dosyaların 4-5 gün içinde Başsavcılığa gönderileceğini söylediğini hatırlatarak, “İki ay geçti, ancak dosyalar neden Başsavcılığa ulaşmadı? Bu gecikmenin sebebi ve sorumlusu kim?” şeklinde konuştu.

Özersay, konuyla ilgili olarak 25 Kasım’da Başsavcılığa soru yönelttiklerini belirterek “Soruşturma dosyası hazır mı? Dosya Meclis’e gönderilecek mi? Dokunulmazlığın kaldırılması için bir adım atılıyor mu?” gibi sorular yönelttiklerini hatırlattı.

Başsavcılığın verdiği yazılı yanıtta, polis tarafından kendilerine henüz herhangi bir dosyanın gönderilmediğinin ifade edildiğini belirten Özersay, sürecin gecikmesine dikkat çekti.

Bu durumun kamuoyuna açıklanması gerektiğini vurgulayan Özersay, “Bu işin peşini bırakmayacağız. Polisimize güvenimiz tamdır ancak bu, sürecin takipçisi olmayacağımız anlamına gelmez. Bugün gelen resmi yanıtı kamuoyuyla paylaşarak yetkililere sorumluluklarını hatırlatmak istiyoruz. Bu sorulara yanıt verilmelidir” dedi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile görüştü.

KKTC’de günübirlik resmi temaslarda bulunan TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı’na gelişinde önce Cumhurbaşkanı Tatar ile ortak basın açıklaması yaptı.

Tatar ve Yılmaz ardından baş başa görüşme gerçekleştirdi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs’ta iki devletin iş birliğine dayalı bir çözüm modelinden vazgeçilmeyeceğini vurgulayarak, “Bu saatten sonra bizim geri dönüşümüz olamaz.” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile ortak basın açıklaması yaptı.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin gelişmesi, kalkınması için Anavatan Türkiye’nin de desteğiyle var güçleriyle çalıştıklarını belirten Tatar, “İzolasyonlar, ambargolar altında, zulüme rağmen bu devletin hak ettiği noktaya ulaşması hiç de kolay değil.” dedi

Bugün tanıtımı yapılan 2025-2029 Kalkınma Planı’nda gerçekçi rakamların ortaya konduğunu, 15 bin doların biraz altında olan fert başına milli gelirin 2029’da 20 bin dolar seviyesine çıkmasının öngörüldüğünü belirten Tatar, “Ekonomik göstergeler, istikrarın bu şekilde devamı durumunda ekonomimizin gelişebileceğine, refahın artabileceğine işaret ediyor.” dedi.

Anavatan Türkiye Cumhuriyeti ile imzalanan ekonomik ve mali iş birliği protokolleri kapsamında yapılan çalışmaların hayata geçirilmesi için birlik ve beraberlik içinde çalışıldığını da kaydeden Tatar, Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde görmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Tatar, Kıbrıs Türk halkının istikbalini ve refahını artırmak, güvence altına almak için gösterdiği sarsılmaz irade ve gayret için Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, iki devletin belirlediği hedeflere ulaşabilmesi için yoğun mesai harcayan Cevdet Yılmaz ve çalışma arkadaşlarına teşekkür etti.

Kıbrıs konusunda da konuşan Tatar, 62 yıldır izolasyonlara, temel insan hakkı ihlallerine ve zulme mahkum edilen Kıbrıs Türk halkının asla yılmadığını kaydetti.

Gelişmek, refahı artırmak ve ileriye gidebilmek için dayanışma içinde ve bir bütün olarak çalışmak gerektiğini vurgulayan, “Tek vücut olarak mücadele vermek olmazsa olmazdır.” diyen Tatar, şunları da söyledi:

“Hem Anavatan Türkiye’yle bağlarımızı kopartmaya hem de kendi içimizdeki birlik ve beraberliğimizi bozmaya çalışanlar vardır ve olacaktır. Bu teşebbüslere halkımız gerekli yanıtı vermiştir ve bundan sonra da vereceğine dair inancım tamdır.”

Kıbrıs Türk halkından aldığı güç ve destekle Rum liderle diyaloğunu sürdürdüğünü söyleyen, 15 Ekim 2024’te New York’ta BM Genel Sekreteri Guterres’in ev sahipliğinde Rum liderle gayriresmi bir akşam yemeğinde bir araya geldiğini anımsatan Tatar, o yemeğin hemen ertesinde, BM Genel Sekreteri tarafından yapılan yazılı açıklamayı anımsattı.

Bu açıklamada 3 sonucun paylaşıldığını dile getiren Tatar, şöyle devam etti:

“Bunlardan birincisi yeni ve resmi bir siyasi sürece başlanabilmesi için taraflar arasında ortak bir zemin olmadığı saptamasıydı. Sayın Genel Sekreter bu saptamasını eski Kişisel Temsilcisi Sayın Holguin’in raporuna dayandırmış, iki tarafın ayrı ayrı pozisyonlarının mevcudiyetinin de altını çizmişti.

İkinci olarak, Sayın Genel Sekreter ev sahipliğini yapacağı, iki taraf, iki garantör Anavatan Türkiye ve Yunanistan ve daha alt düzeyde yine garantör ülkelerden olan Birleşik Krallık temsilcisinin katılımıyla gayrıresmi genişletilmiş bir toplantı düzenleyeceğini duyurmuştu.

Üçüncü olarak ise biz iki liderin yeni geçiş kapılarının açılması gündemiyle adada bir araya gelme konusunda uzlaştığımızı da duyurmuştu.”

Mart ayı ortalarında, İsviçre’de düzenlenmesi öngörülen genişletilmiş gayrıresmi toplantıya ilişkin detayların; hazırlıkları yürütmek üzere görevlendirilen BM Genel Sekreteri Yardımcısı Rosemary DiCarlo’nın temaslarının ardından netleşeceğini de dile getiren Tatar, DiCarlo ile 10 Şubat’ta görüşeceğini kaydetti.

Kara sınır kapıları konusunda yaşanan gelişmeleri de anımsatan Tatar, 20 Ocak’ta Rum liderle resmi olarak bir araya geldiğini ifade ederek şöyle devam etti:

“9 kara sınır kapımızın hepsinde olağanüstü bir yoğunluk yoktur. 8 milyona varan yıllık geçişlerde araçlı geçişlerin yüzde 65’i Metehan kapısındadır. Önümüzdeki ay inşallah açılışını yapacağımız Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi, Cumhuriyet Meclisi ve 400 dönümlük Cumhuriyet Parkı bölgede yoğunluğu daha da artıracak. Dolayısıyla Lefkoşa’nın doğusunda, Haspolat’ta özellikle ticari araçlara yönelik bir kapının daha açılması New York’ta da ifade edilmişti.

Rum liderin, kapı değil transit geçişlerde ısrar ettiğini, hatta çerçevenin dışına çıktığını ve başka konuları da gündeme getirdiğini söyleyen Tatar, Guterres’e yazdığı mektupta bunu ilettiğini söyledi.

Kiracıköy ve Akıncılar bölgesinde bu tarafa geçme arzusu içinde olanların taleplerine karşılık vermek için bir adım daha atıldığını söyleyen Tatar, Haspolat’a ek olarak Limya-Akıncılar kapısının da açılabileceği yönündeki önerilerini hatırlattı

“Bana göre bu önerimiz çok yapıcı ve olumluydu.” diyen Tatar, önümüzdeki günlerde bu konuların tartışılmaya devam edileceğini dile getirdi.

TC Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ülkeye ziyaretine ve açıklamalarına da işaret eden Tatar, Kıbrıs’ın gerçeklerini karşı tarafın kabul etmesiyle her iki tarafında da kazanacağı bir takım ciddi projelerin hayata geçirilebileceğini, ciddi kazanımların elde edilebileceğini belirtti. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs’ta iki devletin iş birliğine dayalı bir çözüm modelinden vazgeçilmeyeceğini vurgulayarak, “Bu saatten sonra bizim geri dönüşümüz olamaz.” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, federal temelde bir anlaşma için son 50 yıldır yapılanların boşa zaman harcamak ve beyhude olduğunu, özellikle Annan Planı ve Crans Montana’dan sonra federal anlayışla bir müzakere sürecinin tekrar başlatılmasının hiçbir anlamı olmadığını söyledi.

“Kıbrıs eski Kıbrıs, Doğu Akdeniz eski Doğu Akdeniz değil.” diyen Tatar, bölgedeki gelişmelere işaret ederek, “Anavatan Türkiye ile KKTC arasındaki enerji, güvenlik ve ekonomik konularla ilgili iş birliği Kıbrıs Türk halkı için çok değerlidir.” dedi.

Coğrafyada, Doğu Akdeniz’de yaşananlara rağmen KKTC’nin emin adımlarla yoluna devam ettiğini de söyleyen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Zemin, istikrar ve Kıbrıs Türk halkının mücadelesi bir başarı öyküsüne dönüştü…” diye konuştu.

1974 Barış Harekatı’nın sadece Kıbrıs Türk halkına değil Rum halkına da büyük başarılar kazandırdığını ifade eden Tatar, “Orada ekonomik gelişme ve kalkınma olduysa bütün bunlar Kıbrıs’taki barışa bağlıdır.” dedi.

Türkiye Cumhuriyeti (TC) Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın ortaya koyduğu iki devletli çözüm vizyonuna desteklerinin tam olduğunu vurgulayarak, “Gerçeklere gözümüzü kapatarak, hiçbir mesafe alamayız” dedi.

KKTC’nin kalkınma çabalarının, milli davanın bir parçası olduğunu belirten Yılmaz, “Siyasi istikrarın, siyasi güvenin olmadığı yerde ekonomik istikrar da kalkınma da sağlanamıyor.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz ortak basın açıklaması yaptı.

TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz konuşmasına, Bolu’da meydana gelen yangın felaketinin hemen ardından Türkiye ile dayanışmasını göstermek üzere bir günlük ulusal yas ilan eden ve taziyelerini ileten KKTC devlet ricaline Tatar’ın şahsında teşekkür ve şükranlarını sunarak, başladı.

Yılmaz, “İyi günde kötü günde bir arada olduğumuzun, aynı milletin unsurları olduğumuzun, kader birliğimizin var olduğunun en güzel işaretlerinden biri de bu olmuştur. Ayrıca, taziye mesajlarıyla acımızı paylaşan, bizimle birlikte gözyaşı döken ve dualarını esirgemeyen tüm Kıbrıs Türkü kardeşlerimize de şükranlarımı ifade ediyorum. Hepimizin başı sağ olsun. Allah bir daha böyle acılar yaşatmasın.” diye konuştu.

Türkiye olarak, KKTC makamlarıyla yoğun bir çalışma temposu içerisinde, KKTC’nin huzuru, refahı ve kalkınması için çalışmaya devam ettiklerini ifade eden Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanı Tatar ile yaptıkları ve yapacakları görüşmelerde de ikili ilişkilerinin birçok veçhesini ele aldıklarını, şimdi de daha farklı boyutlarıyla görüşme imkanına sahip olacaklarını söyledi.

Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında gelişen iş birliğinin, ‘İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşmaları’ çerçevesinde her geçen gün daha da güçlendiğini dile getiren Yılmaz, bu kapsamda sağlanan desteklerle yürütülen projelerin, Kıbrıs Türk halkının refahını artırmayı ve ekonomik kalkınmayı sağlamayı hedeflediğini vurguladı.

-“Gerçek anlamda bağımsızlık, ekonomik kalkınmadan, gelişmeden uzak düşünülemez”

“Esasında bu bağımsız KKTC’nin de önemli bir unsurudur. Gerçek anlamda bağımsızlık, ekonomik kalkınmadan, gelişmeden uzak düşünülemez, bir arada yürüyen süreçlerdir.” diyen Yılmaz, KKTC’nin, pandemiye, Türkiye’de yaşanan ve KKTC’yi de etkileyen depreme, bölgedeki jeopolitik gelişmelere, savaşlara rağmen sağladığı ekonomik ilerlemeyi, kalkınmayı takdirle karşıladıklarını ifade etti. Yılmaz, ilerleyen dönemde bu tür olumsuzlukların olmadığı bir ortamda KKTC’nin daha hızlı şekilde kalkınmasını sürdüreceğine inanç belirtti.

Türkiye olarak 2024 yılı İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması çerçevesinde KKTC’ye sağladıkları 15,9 milyar TL destekle altyapı, sağlık, eğitim, tarım ve enerji gibi kritik sektörlerde önemli projeleri hayata geçirdiklerine işaret eden Yılmaz, bu kaynağın, altyapı, sağlık, eğitim, tarım, enerji ve dijitalleşme gibi stratejik sektörlerde önemli projelere yönlendirildiğini söyledi.

Lefkoşa Çevre Yolu’nun inşası, 24 Aralık 1963 Girne Asker Hastanesi’nin hayata geçirilmesi ve Eğitim Bilişim Ağı’nın yaygınlaştırılması gibi yatırımların, KKTC halkının yaşam kalitesini artırmayı ve ekonomik sürdürülebilirliği sağlamayı hedeflediğine dikkat çeken Yılmaz, ayrıca Mesarya Ovası Sulama Projesi gibi tarımsal yatırımların, bölgesel kalkınmayı desteklerken su temini projeleri ile doğal kaynakların verimli kullanımının sağlandığını kaydetti.

-“Türkiye olarak, KKTC’nin kalkınma yolculuğunda her zaman yanındayız”

“Türkiye olarak, KKTC’nin kalkınma yolculuğunda her zaman yanındayız ve bu projelerle Kıbrıs Türk halkının refahını yükseltmeye yönelik kararlılığımızı bir kez daha ortaya koyuyoruz” diyen TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, şöyle devam etti:

“Keza, KKTC’nin kalkınma çabalarına yol gösterici nitelikte olan Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı, hem iş birliğimize güçlü bir altyapı sunmakta hem de Kıbrıs Türkü’nün refahı için önemli bir merhale teşkil etmektedir.

Bu plan, yalnızca ekonomik büyümeyi hedeflemekle kalmayıp, toplumsal refahı artırmayı ve çevresel sürdürülebilirliği sağlamayı amaçlayan kapsamlı bir yol haritasıdır. Eğitimden sağlığa, altyapıdan tarıma kadar pek çok alanda öngörülen yenilikçi politikalar, KKTC’nin uluslararası alandaki konumunu güçlendirecek adımlardır.”

Kalkınmanın bir günde gerçekleşmediğini bunun uzun soluklu bir yolculuk olduğunu ifade eden TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, bu yolculukta, plan ve programa sadakat, özverili çalışma, çağın gereklerine uyum, sürdürülebilirlik, kurumlar arasında eşgüdüm ve en önemlisi de istikrarın büyük önem taşıdığını kaydetti.

-“Siyasi istikrarın, siyasi güvenin olmadığı yerde ekonomik istikrar da kalkınma da sağlanamıyor”

“Siyasi istikrarın, siyasi güvenin olmadığı yerde ekonomik istikrar da kalkınma da sağlanamıyor” diyen Yılmaz, siyasi istikrarın olduğu, belirsizliklerin azaltıldığı ortamda ülkelerin çok daha hızlı bir şekilde kalkınıp, geliştiğini söyledi.

Uluslararası alanda çıkarılan tüm engellere rağmen Kıbrıs Türkü’nün, Anavatan’ın da desteğiyle kalkınmasını sürdürdüğünü ifade eden Yılmaz, Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın, KKTC, Kıbrıs Türk halkı ve ülkeler arasındaki ilişkiler bakımından da hayırlı olmasını diledi, katkısı olan tüm kurumları tebrik etti.

-“KKTC’nin kalkınma çabaları, milli davamızın bir parçasıdır”

“Türkiye ve KKTC makamları arasındaki iş birliği ne kadar kuvvetli olursa, KKTC’nin kalkınma hamlesi de o denli hızlı ve emin adımlarla ilerleyecektir.” diyen Yılmaz, KKTC’nin kalkınma çabalarının, milli davanın bir parçası olduğunu vurguladı.

Milli davaya sahip çıkmaya, Kıbrıs Türkünün adalet mücadelesine güç vermeye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsız, huzurlu, güvenli ve müreffeh geleceğine katkı sunmaya devam edeceklerini belirten Yılmaz, şunları kaydetti:

“Kıbrıs meselesine, Kıbrıs Türk halkının özden gelen haklarını ve güvenliğini teminat altına alacak şekilde, adil ve kalıcı bir çözümü destekliyoruz. Bu da ancak Ada’daki gerçekleri temel alarak mümkün olabilir. Defalarca denenmiş, sonuç alınmamış yöntemleri tekrar tekrar gündeme getirmenin hiçbir anlamı yoktur. BM’nin de artık bu noktaya geliyor oluşundan memnuniyet duyuyoruz.”

1974 Barış Harekatı’nın sadece Türkler için değil adanın tamamı için istikrar ve barış getirdiğinin altını çizen TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, şöyle konuştu:

“O tarihten bu yana hem Rum kesimi hem de KKTC oldukça önemli ilerlemeler kaydetmişlerdir, refahları artmıştır, huzur içinde gelişmişlerdir. Ve bu realiteyi herkesin görmesi gerekir. Bu realiteler temelinde bir çözüm oluşması hem Kıbrıs için hem Doğu Akdeniz için hem de daha geniş bölgemiz için elbette ki istikrara, refaha katkıda bulunacaktır. Ve adada yaşayan herkesin geleceği açısından çok daha olumlu olacaktır.”

-“Gerçeklere gözümüzü kapatarak, hiçbir mesafe alamayız”

Bu nedenlerle Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın ortaya koyduğu iki devletli çözüm vizyonuna desteklerinin tam olduğunu belirten Yılmaz, “Çünkü bu vizyon, Kıbrıs meselesinde geçmiş başarısız tecrübelerden alınan dersler ve adadaki gerçeklikler üzerine inşa edilmiştir. Gerçeklere gözümüzü kapatarak, hiçbir mesafe alamayız. Sadece laf üstüne laf koymuş oluruz, taş üstüne taş koyamayız.” vurgusu yaptı.

Kıbrıs adasında çözümün sadece KKTC’nin değil, tüm adanın ve bölgenin kalkınmasına katkı vereceğine dikkat çeken Yılmaz, konuşmasının sonunda Kıbrıs Türk halkını selamladı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC’de günübirlik resmi temaslarda bulunan Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yıklmaz’ı kabul ederek görüştü.

Cumhurbaşkanı Tatar ile Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, görüşme öncesinde ortak basın açıklaması yaptı.

Cumhurbaşkanı Tatar, Cevdet Yılmaz’ı KKTC de ağırlakmaktan dolayı duyduğu menuniyeti diye getirdi ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın, Kıb rıs Türk halkının refahı için var gücüyle çalıştığını belirterek, minnetlerini sundu.“Gelişmek, refahı artırmak ve ileriye gidebilmek için tek vücut olarak mücadele etmek olmazsa olmazımızdır. Türkiye ile aramızı bozacak olanlar vardır ve olacaktır. Ancak buna müsade etmeyeceğiz. Kıbrıs Türk halkı barışcıl bir halktır. Bende halkımdan aldığım destekle Rum Liderle temaslarımı sürdürmekteyim” diyen Tatar, Rum Lider ile biraraya geldikleri gayrı resmi yemekten bahsetti.

Tatar, “sonrasında yemekte ortaya çıkan 3 sonuç paylaşıldı. Biri taraflar arasında ortak bir zemin olmaması idi. İki tarafın ayrı ayrı pozisyonunun mevcudiyetinden de bahsediliyordu. Yemekte, Garantör ülkelerin katılımı ile gayri resmi bir toplantı düzenleneceği ve iki liderin yeni geçiş kapılarının açılması için uzlaşıldığı kaydedildi. Sn. DiCarlo’ya 10 Şubatta randevu verdim. görüşeceğiz ve halkımla sonucu paylaşacağım” dedi.

Rum Lider ile geçiş kapılarının Lefkoşa’nın doğusunda da açılabileceğine mutabık kaldıklarını kaydeden Tatar, “9 kapımız vardır, önümüdeki ay açılışını yapacağımız Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi, yeni meclis binası ve cumhuriyet parkı ile metehan kapısının yoğunluğu artacak. Bu yüzden Rum Lider ile Lefkoşanın doğusunda da kapı açılması için görüştük, ancak Rum Lider, kapı değil transit geçiş istedi ve ben de Rum liderin çerçeve dışına çıktığını aktardım. Genel Sektere bizim niyetimiz iki taraf arasındaki olumlu ve yapıcı gelişmelere neden olacak yapıcı tutumumuzu devam ettirmektir” dedi.

Kıbrıs Türk Halkının var gücüyle kalkınmayı sürdürmek için çalıştığını vurgulayan Tatar, “Haksız ambargolara rağmen yeni adımlar atmaya devam ediyoruz” dedi. KKTC’nin bu coğrafyada emin adımlarla gelişmeye devam ettiğine işaret eden Tatar, bunun büyük bir başarı öyküsü olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Tatar, Anavatan Türkiye ile yapılan ekonomik işbirliği protokolleri ile halkın hak ettiği refah artışını sağlamak bizim amacımızdır. Kıbrısta’ki barış Rum tarafına da yaramaktadır. Bu barış da Türk askerişnin çabası ile olmuştur. Artık federal anlayış ile bir anlaşma olamayacağını, eşit iki devletin teyidi ile bir anlaşma olabileceğini halkımızın desteği ile her zaman söylüyoruz. Bu satten sonra bizim geri dönüşümüz olamaz. Size ve Erdoğana verdiğiniz detekten dolayı teşekkür ederim” dedi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da konuşmasında, TC ile KKTC arasında gelişen işbirliğinin her geçen gün güçlenerek devam etmekte olduğuna işaret ederek, “Ekonomik kalkınmayı hedefleyen bu işbirliği KKTC’nin bağımsızlığının da göstergesidir” dedi.

Cevdet Yılmaz, KKTC nin pandemiye, Türkiyeki depreme ve Doğu Akdeniz’deki yaşananlara rağmen, gelişmesini sürdürmesini olumlu karşıladıklarını kaydederek, Türkiye olarak, 2024 İktisadi ve Mali İşbirliği anlaşması kapsamında,15.9 milyar Lira destek ile önemli projeleri hayata geçirdiklerini anlattı.

Yılmaz, “Türkiye olarak KKTC nin kalkınma yolculuğunda her zaman yanındayız ve bu kararlılığımızı bir kez daha ortaya koyuyoruz. 4’üncü 5 yıllık kalkınma planı da bunun en büyük göstergesidir. Bu plan sadece ekonomik büyümeyi değil, eğitimden sağlığa altyapıdan tarıma kadar her alanda KKTC nin uluslararsı alanda KKTC yi güçlendirecek adımlardır” dedi.

Cevdet Yılmaz, siyasi istikrarın ve güvenin olmadığı bir yerde ekonomik kalkınmanın da olamayacağının altını çizerek, “Bu yüzden siyasi istikrar olmalı” dedi.

Kıbrıs Türkü’nün Anavatan Türkiye’nin desteği ile kalkınmasını sürdürdüğünü de söyleyen Yılmaz, “TC-KKTC makamları arasındaki işbirliği ne kadar güçlü olursa kalkınma o kadar güçlü olur. Milli davamız da bu işbirliği ile devam edecek. Adil ve kalıcı bir çözümü destekliyoruz bu da ancak adadaki gerçekler temel alarak olur. BM nin de artık bunu görmesi gerekir ve bu noktaya geliyor olmasından memnuniyet duyuyoruz” dedi.

1974’ten bu yana adaya barışın geldiğinin altını çizen Cevdet Yılmaz, barışın gelmesi ile iki tarafın da huzur içinde geliştiğini ve bu gerçekler temelinde bir çözümün olmasının istikrara katkıda bulunacağını söyledi.

Yılmaz, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın orta koyduğu iki devletli çözüm vizyonuna desteklerinin tam olduğunu da yineledi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Bu çözüm adadaki gerçekleri yansıtmaktadır. Kıbrıs ta çömzümün sadece KKTC nin değil tüm adanın kalkınmasına destek olacaktır” dedi.