19 Ocak 2025 Pazar
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da Gazimağusa Muhtarlar Birliği Başkanı, Mustafa Yeşilleme, Salihli Muhtarlar Birliği Başkanı Mehmet Çelik ve beraberindeki heyeti kabul ederek, görüştü.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 2016 yılında imzalanan protokol ile kardeş dernek olan Gazimağusa Muhtarlar Birliği ile Salihli Muhtarlar Muhtarlar Derneği başkan ve yönetim kurulunu bir arada görmekten duyduğu memnuniyeti ifade etti.
Türkiye Cumhuriyeti kurum ve kuruluşlarla işbirliği içerisinde olmanın gerekliliğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, kültürümüzün, milli değerlerimizin sürdürülmesi ve Türkiye ile olan gönül bağlarımızın pekiştirilerek, ileriye taşınması için kurulan işbirliğinin önemine dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Tatar, “Siz muhtarların gönül birliği ve çalışmaları bizi birbirimize daha da sıkı bağlamaktadır. Muhtarlar, halka hizmet veren, demokrasinin ilk basamağıdır. Bu nedenle, muhtarların yapacağı temaslar önemlidir” dedi.
İçerisinde bulunulan iletişim çağında, teknolojinin getirdiği bir yakınlaşma olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, eskiye göre Kıbrıs Türk halkının, Türkiye’nin desteği ile daha güçlü olduğunu belirtti.
Konuşmanın sonunda, Türkiye’den gelen heyete teşekkür eden Cumhurbaşkanı Tatar, bölge halkına selamlarını iletti.
Salihli Muhtarlar Birliği Başkanı Mehmet Çelik ise, Cumhurbaşkanı Tatar ile bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti ifade ederek, çalışmaları hakkında bilgi aktardı. İmzalanan protokol ile kardeş dernek olarak bir çok çalışma yaptıklarını ifade eden Çelik, karşılıklı ziyaretlerle işbirliği içerisinde çalışmalarını devam ettireceklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rum Lider Nikos Hristodulidis ile yarın bir araya gelecek.
Görüşme saat 10.30’da Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve Kıbrıs’taki Birleşmiş Milletler Barış Gücü (UNFICYP) Misyon Şefi Colin Stewart’ın ara bölgede bulunan ikametgahında gerçekleşecek.
Görüşmede, iki lider yeni geçiş kapılarının açılabilmesine yönelik istişarelerde bulunacak.
Cumhurbaşkanı Tatar daha önce, Metehan’da yaşanan sıkışıklığı da giderecek Lefkoşa’da ikinci bir araçlı geçiş kapısının açılmasının şart olduğunu söyleyerek, Haspolat kapısının açılmasını önermişti. Haspolat kapısının açılmasıyla araçlı geçişlerde rahatlama sağlanması, aynı zamanda iki taraf arasında yeşil hat tüzüğü kapsamında gerçekleştirilen ticaretin hacminin arttırılması hedefleniyor.
Tatar, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’la yaptıkları ortak basın toplantısında Rum lidere bu konuda yeniden çağrıda bulunmuş, Haspolat kapısına bir karşılık istiyorsa bir an önce bir geçiş kapısı önerisi yapmasını istemişti. Rum tarafı ise Haspolat kapısına karşılık, başka bir geçiş kapısı değil yatay ve güneyden güneye olacak şekilde transit geçişler talep ediyor.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) temsilciliğinin bulunmadığı ülkelerde, Türkiye Cumhuriyeti’nin diplomatik veya konsüler temsilcilikleri, talep olması halinde KKTC vatandaşlarına konsolosluk hizmeti sunacak.
KKTC Vatandaşlarına Konsolosluk Yardımı Sunulması Hakkındaki Anlaşmanın Onaylanmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Dışişleri Komisyonu’nda kabul edildi.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Ayşe Berris Ekinci, komisyonda yaptığı açıklamada, 20 Temmuz 2023 tarihinde imzalanan anlaşmanın ikili ilişkilerin daha da geliştirilmesini sağlayacağını ifade etti. Ekinci, “KKTC temsilciliği bulunmayan ülkelerde KKTC vatandaşlarına hukuki zemin çerçevesinde konsolosluk hizmeti sunulmasının vatandaşların karşılaştığı mağduriyetlerin önlenmesine katkı sağlayacağı düşünülmektedir” dedi.
Türkiye’nin lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim da yaptığı paylaşımda Türkiye’nin, dünyanın en büyük üçüncü diplomatik temsilcilik ağına sahip olduğuna dikkat çekti.
Serim, “Anlaşmaya göre KKTC vatandaşlarının herhangi bir yerde karşılaştıkları mağduriyetlerin önlenmesine katkı sunulacağını ve konsolosluk hizmeti alabilmelerine imkan tanınacağını vurguladı. Serim, “Bulundukları ülkelerde gözaltına alınmaları, tutuklanmaları ya da hapis cezası almaları durumunda gerekli desteğin sunulması sağlanacaktır” dedi.
Serim, “Kendi vatandaşımızdan ayrı görmediğimiz Kıbrıs Türkü’nü, dünyanın hiçbir yerinde yalnız bırakmayacak ve Türkiye Cumhuriyei olarak her daim yanında olacağız” ifadelerini de kullandı.
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), hükümetin duyurduğu asgari ücret artışının, “çalışanların yaşam koşullarını iyileştirmekten uzak, tamamen yetersiz” olduğunu kaydetti.
KTÖS, bu yüzden asgari ücret komisyonuna resmi itirazda bulunacaklarını ifade etti.
KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş, yazılı açıklamasında, son dört aylık hayat pahalılığının yüzde 11,12 olarak gerçekleşirken, asgari ücrete yapılan yüzde 7,5’lik artışın, emekçilerin alım gücünü daha da düşüreceğini belirtti.
Yıllık yüzde 53,29’luk enflasyon karşısında bu artışın, çalışanların yoksulluğunu derinleştirmekten başka bir işe yaramayacağını ifade eden Maviş, hükümet ile iş veren tarafını eleştirdi, belirlenen bu ücretin, işçilerin alın terini hiçe saydığını, yoksulluğu derinleştirdiğini savundu.
Açlık sınırının 27 bin 567 TL’ye ulaştığı bir dönemde, belirlenen asgari ücretin temmuz ayına kadar temel gıda, barınma, sağlık ve eğitim gibi en temel ihtiyaçları bile karşılamayacağını ifade eden Maviş, şöyle devam etti:
“Asgari ücretle geçinen ailelerin büyük çoğunluğu çocuklarını kamu okullarına göndermektedir. Devletin eğitime bütçe ayırmadığı bir ortamda, okulların eksikliklerinin yükü yine velilerin omuzlarına yüklenmektedir. Eğitim materyalleri, okul giderleri ve ulaşım masrafları, yetersiz ücret artışının en büyük mağdurlarının çocuklar olacağını göstermektedir.
Bu yüzden asgari ücret komisyonuna resmi itirazda bulunacağımızı kamuoyu ile paylaşıyoruz. Hayat pahalılığı oranı ve refah payı dikkate alınmadan yapılan bu artışı kabul etmiyoruz. Çalışanların alım gücünü koruyacak ve insanca yaşam koşullarını sağlayacak bir ücret düzenlemesi acilen yapılmalıdır.”
Maviş, taleplerini ise şöyle sıraladı:
“Hayat pahalılığı ve refah payı oranı dikkate alınarak adil bir asgari ücret belirlenmelidir. Çalışanlar arasında ayrımcılık yaratacak uygulamalardan derhal vazgeçilmelidir. Dolaylı vergiler düşürülmeli, temel ihtiyaçlar herkes için ulaşılabilir hale getirilmelidir. Ekonomik krizin faturası emekçilere kesilmemeli, adil bir gelir dağılımı sağlanmalıdır. Ya İnsanca Bir Yaşam Ya Da Mücadele.”
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB), “Çocuk anne-babalar konusunda şeffaflığın şart olduğunu, gerçeklerden kaçmanın çözüm olmadığını” kaydetti.
KTTB Yönetim Kurulu’ndan yapılan açıklamada, çocuk anne-babalara ilişkin daha önce yapmış olduğu açıklamanın ardından “paylaşılan verilerin gerçeği yansıtmadığı” yönünde açıklamalar geldiği kaydedildi.
Çocuk anne-babalar hakkındaki KTTB açıklamasının, Devlet İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan 2023 İstatistik Yıllığı’na dayandığı vurgulanan açıklamada, verilerin gerçek dışı olduğu iddialarının kamuoyunu yanıltıcı nitelikte olduğu ve sorunu göz ardı ettiği belirtildi.
Bu verilerin gerçeği yansıtmadığına yönelik açıklamaların somut deliller ile veya bilimsel veriye dayandırılıp kanıtlarıyla paylaşılması gerektiği ifade edilen açıklamada, bu tür konularda gerçeklerin saklanılması veya çarpıtılmasının “kabul edilemez” olduğu vurgulandı.
Erken yaşta ebeveynliğin hem fiziksel hem de psikolojik açıdan ciddi sağlık sorunlarına yol açabildiği, hem ebeveyn olan çocukların hem de çocuk ebeveynden doğan çocukların eğitim, sağlık ve sosyal hayatta geri kalmasına neden olduğu kaydedilen açıklamada, şunlar ifade edildi:
“Bu sorunun çözümü, gerçek verilere dayanarak etkin politikalar geliştirilmesini gerektirmektedir. Sosyal hizmetler bu çocuklar için ebeveynlere ulaşıp her türlü sosyal desteği sağlamakla yükümlüdür.
Verileri yaş aralıklarına indirgeyerek küçümseyen, ortada bir sorun olduğunu görmeyi reddeden tüm devlet kurumlarımızı bir an önce harekete geçmek için davet eder, çocuklarımızın geleceğini güvence altına almak için yapılması gerekenlere önemli yön vereceğini düşündüğümüz eksik olan noktaları demografik ve sosyo-kültürel veriler ile desteklemeleri gerektiğini hatırlatmak isteriz.”
– “Devlet kurumları bilimsel verilerle çalışmalı”
Açıklamada, aynı verilerde, 2023 yılında 14-19 yaş arası 18, 2022 yılında ise 16 evlilik yapıldığının, bu yaş grubunda iki yılda 102 çocuğun anne-baba olduğunun görüldüğü kaydedilerek, bu durumun çocuk istismarı şüphesi doğurduğu da belirtildi; Sosyal Hizmetler Dairesi’nin bu çocuklara ulaşması talep edildi.
Devlet kurumlarının bilimsel verilerle çalışması ve şeffaflık ilkesine bağlı kalması gerektiğinin altı çizilen açıklamada, KTTB’nin toplum huzurunu ve sağlığını tehdit eden bu gibi durumların takipçisi olacağı belirtildi.