19 Ocak 2025 Pazar
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rum Lider Nikos Hristodulidis ile yarın bir araya gelecek.
Görüşme saat 10.30’da Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve Kıbrıs’taki Birleşmiş Milletler Barış Gücü (UNFICYP) Misyon Şefi Colin Stewart’ın ara bölgede bulunan ikametgahında gerçekleşecek.
Görüşmede, iki lider yeni geçiş kapılarının açılabilmesine yönelik istişarelerde bulunacak.
Cumhurbaşkanı Tatar daha önce, Metehan’da yaşanan sıkışıklığı da giderecek Lefkoşa’da ikinci bir araçlı geçiş kapısının açılmasının şart olduğunu söyleyerek, Haspolat kapısının açılmasını önermişti. Haspolat kapısının açılmasıyla araçlı geçişlerde rahatlama sağlanması, aynı zamanda iki taraf arasında yeşil hat tüzüğü kapsamında gerçekleştirilen ticaretin hacminin arttırılması hedefleniyor.
Tatar, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’la yaptıkları ortak basın toplantısında Rum lidere bu konuda yeniden çağrıda bulunmuş, Haspolat kapısına bir karşılık istiyorsa bir an önce bir geçiş kapısı önerisi yapmasını istemişti. Rum tarafı ise Haspolat kapısına karşılık, başka bir geçiş kapısı değil yatay ve güneyden güneye olacak şekilde transit geçişler talep ediyor.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) temsilciliğinin bulunmadığı ülkelerde, Türkiye Cumhuriyeti’nin diplomatik veya konsüler temsilcilikleri, talep olması halinde KKTC vatandaşlarına konsolosluk hizmeti sunacak.
KKTC Vatandaşlarına Konsolosluk Yardımı Sunulması Hakkındaki Anlaşmanın Onaylanmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Dışişleri Komisyonu’nda kabul edildi.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Ayşe Berris Ekinci, komisyonda yaptığı açıklamada, 20 Temmuz 2023 tarihinde imzalanan anlaşmanın ikili ilişkilerin daha da geliştirilmesini sağlayacağını ifade etti. Ekinci, “KKTC temsilciliği bulunmayan ülkelerde KKTC vatandaşlarına hukuki zemin çerçevesinde konsolosluk hizmeti sunulmasının vatandaşların karşılaştığı mağduriyetlerin önlenmesine katkı sağlayacağı düşünülmektedir” dedi.
Türkiye’nin lefkoşa Büyükelçisi Yasin Ekrem Serim da yaptığı paylaşımda Türkiye’nin, dünyanın en büyük üçüncü diplomatik temsilcilik ağına sahip olduğuna dikkat çekti.
Serim, “Anlaşmaya göre KKTC vatandaşlarının herhangi bir yerde karşılaştıkları mağduriyetlerin önlenmesine katkı sunulacağını ve konsolosluk hizmeti alabilmelerine imkan tanınacağını vurguladı. Serim, “Bulundukları ülkelerde gözaltına alınmaları, tutuklanmaları ya da hapis cezası almaları durumunda gerekli desteğin sunulması sağlanacaktır” dedi.
Serim, “Kendi vatandaşımızdan ayrı görmediğimiz Kıbrıs Türkü’nü, dünyanın hiçbir yerinde yalnız bırakmayacak ve Türkiye Cumhuriyei olarak her daim yanında olacağız” ifadelerini de kullandı.
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), hükümetin duyurduğu asgari ücret artışının, “çalışanların yaşam koşullarını iyileştirmekten uzak, tamamen yetersiz” olduğunu kaydetti.
KTÖS, bu yüzden asgari ücret komisyonuna resmi itirazda bulunacaklarını ifade etti.
KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş, yazılı açıklamasında, son dört aylık hayat pahalılığının yüzde 11,12 olarak gerçekleşirken, asgari ücrete yapılan yüzde 7,5’lik artışın, emekçilerin alım gücünü daha da düşüreceğini belirtti.
Yıllık yüzde 53,29’luk enflasyon karşısında bu artışın, çalışanların yoksulluğunu derinleştirmekten başka bir işe yaramayacağını ifade eden Maviş, hükümet ile iş veren tarafını eleştirdi, belirlenen bu ücretin, işçilerin alın terini hiçe saydığını, yoksulluğu derinleştirdiğini savundu.
Açlık sınırının 27 bin 567 TL’ye ulaştığı bir dönemde, belirlenen asgari ücretin temmuz ayına kadar temel gıda, barınma, sağlık ve eğitim gibi en temel ihtiyaçları bile karşılamayacağını ifade eden Maviş, şöyle devam etti:
“Asgari ücretle geçinen ailelerin büyük çoğunluğu çocuklarını kamu okullarına göndermektedir. Devletin eğitime bütçe ayırmadığı bir ortamda, okulların eksikliklerinin yükü yine velilerin omuzlarına yüklenmektedir. Eğitim materyalleri, okul giderleri ve ulaşım masrafları, yetersiz ücret artışının en büyük mağdurlarının çocuklar olacağını göstermektedir.
Bu yüzden asgari ücret komisyonuna resmi itirazda bulunacağımızı kamuoyu ile paylaşıyoruz. Hayat pahalılığı oranı ve refah payı dikkate alınmadan yapılan bu artışı kabul etmiyoruz. Çalışanların alım gücünü koruyacak ve insanca yaşam koşullarını sağlayacak bir ücret düzenlemesi acilen yapılmalıdır.”
Maviş, taleplerini ise şöyle sıraladı:
“Hayat pahalılığı ve refah payı oranı dikkate alınarak adil bir asgari ücret belirlenmelidir. Çalışanlar arasında ayrımcılık yaratacak uygulamalardan derhal vazgeçilmelidir. Dolaylı vergiler düşürülmeli, temel ihtiyaçlar herkes için ulaşılabilir hale getirilmelidir. Ekonomik krizin faturası emekçilere kesilmemeli, adil bir gelir dağılımı sağlanmalıdır. Ya İnsanca Bir Yaşam Ya Da Mücadele.”
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB), “Çocuk anne-babalar konusunda şeffaflığın şart olduğunu, gerçeklerden kaçmanın çözüm olmadığını” kaydetti.
KTTB Yönetim Kurulu’ndan yapılan açıklamada, çocuk anne-babalara ilişkin daha önce yapmış olduğu açıklamanın ardından “paylaşılan verilerin gerçeği yansıtmadığı” yönünde açıklamalar geldiği kaydedildi.
Çocuk anne-babalar hakkındaki KTTB açıklamasının, Devlet İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan 2023 İstatistik Yıllığı’na dayandığı vurgulanan açıklamada, verilerin gerçek dışı olduğu iddialarının kamuoyunu yanıltıcı nitelikte olduğu ve sorunu göz ardı ettiği belirtildi.
Bu verilerin gerçeği yansıtmadığına yönelik açıklamaların somut deliller ile veya bilimsel veriye dayandırılıp kanıtlarıyla paylaşılması gerektiği ifade edilen açıklamada, bu tür konularda gerçeklerin saklanılması veya çarpıtılmasının “kabul edilemez” olduğu vurgulandı.
Erken yaşta ebeveynliğin hem fiziksel hem de psikolojik açıdan ciddi sağlık sorunlarına yol açabildiği, hem ebeveyn olan çocukların hem de çocuk ebeveynden doğan çocukların eğitim, sağlık ve sosyal hayatta geri kalmasına neden olduğu kaydedilen açıklamada, şunlar ifade edildi:
“Bu sorunun çözümü, gerçek verilere dayanarak etkin politikalar geliştirilmesini gerektirmektedir. Sosyal hizmetler bu çocuklar için ebeveynlere ulaşıp her türlü sosyal desteği sağlamakla yükümlüdür.
Verileri yaş aralıklarına indirgeyerek küçümseyen, ortada bir sorun olduğunu görmeyi reddeden tüm devlet kurumlarımızı bir an önce harekete geçmek için davet eder, çocuklarımızın geleceğini güvence altına almak için yapılması gerekenlere önemli yön vereceğini düşündüğümüz eksik olan noktaları demografik ve sosyo-kültürel veriler ile desteklemeleri gerektiğini hatırlatmak isteriz.”
– “Devlet kurumları bilimsel verilerle çalışmalı”
Açıklamada, aynı verilerde, 2023 yılında 14-19 yaş arası 18, 2022 yılında ise 16 evlilik yapıldığının, bu yaş grubunda iki yılda 102 çocuğun anne-baba olduğunun görüldüğü kaydedilerek, bu durumun çocuk istismarı şüphesi doğurduğu da belirtildi; Sosyal Hizmetler Dairesi’nin bu çocuklara ulaşması talep edildi.
Devlet kurumlarının bilimsel verilerle çalışması ve şeffaflık ilkesine bağlı kalması gerektiğinin altı çizilen açıklamada, KTTB’nin toplum huzurunu ve sağlığını tehdit eden bu gibi durumların takipçisi olacağı belirtildi.
Hellimle ilgili süreci takip eden Başbakanlığa bağlı Avrupa Birliği Koordinasyon Merkezi’nin (ABKM) Başkanı Selçuk Yürükoğulları, PDO’lu hellim ihracatına başlamak için eksik olan sağlık denetimleri için iki ay içerisinde bir sertifikasyon kurumunun atanacağını söyledi.
Selçuk Yürükoğulları, PDO’lu hellim süreciyle ilgili TAK’a açıklamada bulundu.
Avrupa Birliği’nin bir kalite programı olan PDO’ya hellimin de dahil edilmesiyle sadece Kıbrıs’ta geleneksel yöntemle üretilen hellim “Hellim” ismiyle pazarlanabilecek. Program sayesinde taklit üretim yasaklandı, bunun da adaya net ekonomik faydalar sağlaması bekleniyor.
Yürükoğulları, PDO’lu hellim ihracatı için üretim tesisi ve çiftliklerin sertifikalı, AB sağlık standartlarıyla uyumlu olması gerekiğini; üretim tesisi ve çiftliklerin sertifikalanmasına başlandığını ancak sağlık kontrollerine, ilgili bir kuruluş atanmadığından henüz başlanamadığını anlattı.
Yürükoğulları, Coğrafi Tescil Menşe Korumalı (PDO) hellim ihracatına başlayabilmek için sağlık kontrollerinin tamamlanması gerektiğini vurguladı. Sağlık kontrolleri çiftliklerdeki hastalık durumu, sütteki kalıntılar, çiftlik ve imalathanelerdeki hijyen hususlarını içeriyor. Yürükoğulları, “Şimdi bunun için çalışıyoruz.” dedi.
Sağlık denetimlerinin bir uluslararası sertifikasyon şirketi tarafından yapılacağını belirten Yürükoğulları, “İki ay içinde Bureau Veritas’ın sağlık kontrollerine atanmış olmasını bekliyoruz. Ardından sağlık kontrolleri başlayacak, sağlık denetimlerini müteakip de ihracata başlanması öngörülüyor.” diye konuştu.
Yürükoğulları, 2024 başında PDO’lu hellim ihracatının 2024 ortalarında başlamasını beklediklerini ancak sağlık kontrollerine geçilememesinden dolayı başlanmadığını anlattı.
-Gıda güvenliği
Yürükoğulları, hayvan hastalıkları konusunda çiftliklerin yüzde 99’unun hastalıktan ari olduğunu ifade etti.
Çiftlik ve imalathane sertifikasyon süreçleri de Bureau Veritas isimli bir uluslararası sertifikasyon kurumu tarafından yapılıyor.
-Sertifika alan üretici 4, çiftlik sayısı 24 oldu
PDO’lu ürün üretimine uygun imalathane sayısının Meriç’le birlikte dörde yükseldiğini kaydeden Yürükoğulları, diğer taraftan da PDO’lu hellim yapıldığına dair sertifikasyon alan çiftlik sayının 24’e çıktığını, 10 çiftliğin daha Bureau Veritas tarafından denetlenmeyi beklediğini kaydetti.
Yürükoğulları, çiftlik ve imalathanelerin gıda güvenliğini iyileştirmek için yürüttükleri Gıda Güvenliği Projesinin 13 veteriner ve 8 laboratuvar teknisyeniyle sürdüğünü belirtti.
Sütteki kalıntılar hususunda kendilerinin analiz yaptırmaya Latviya’ya numune göndermeye başladıklarını bildiren Yürükoğulları, gelen sonuçlarda sorun görülmediğini ifade etti.
-Kıbrıs Rum kurumları
Kıbrıs Rum kesiminin, PDO tüzüğünde değişiklik için tek başına Avrupa Komisyonu nezdinde girişimlerde bulunduğunu belirten Selçuk Yürükoğulları, bu girişimi Başbakanlık AB Koordinasyon Merkezi ve Hellim Koordinasyon Kurulu olarak itiraz edip engellediklerini anlattı.
Hellim konusunda KKTC’nin muhatabının Güney Kıbrıs kurumları olmadığına, Avrupa Birliği olduğuna işaret eden Yürükoğulları, anlaşmazlık durumlarında Kıbrıs Rum kesiminin, sorunun Güney Kıbrıs’taki mahkemelerde görüşülmesini talep ettiğini ancak, KKTC’nin itirazları üzerine, anlaşmazlıkların Fransız mahkemelerinde görüşülmesi üzerinde karar kılındığını belirtti.
Yürükoğulları, PDO başvurularının da, Ticaret Odası üzerinden AB’ye yapıldığını ancak Kıbrıs Rum kesiminin başvuruların Kıbrıs Rum Tarım Bakanlığına yapılmasını istediğini kaydetti.
-Küçükbaş hayvan sayısı
Küçükbaş hayvan sütünün arttırılması noktasında Hükümet olarak yürütülen çalışmalara da değinen Yürükoğulları, “En büyük noksanlığımız küçükbaş hayvan sayımızdır.” dedi.
Avrupa Birliği tarafından hellim hususunda yayımlanan tüzüğe göre, hellimde küçükbaş hayvan sütü oranının 2029’a kadar yüzde 25, 2029 sonrası ise yüzde 51 olması gerekiyor.
Yürükoğulları, Hükümetin 10 bin adet Asaf cinsi hayvan getirip, düşük faizle satış sunma noktasında çok büyük bir adım attığını kaydetti.
Tarım Bakanlığı Asaflar için talep başvurusu almaya başladı. İstatistik Kurumu’na göre 2023’te keçi koyun sayısı ise 380 bin civarında.
Yapılan planlamaya göre 24 sertifikalı çiftlikten çıkan sütün PDO belgesi almış 4 imalathaneye verileceğini, bunun için ayrı tankerler tedarik edildiğini kaydeden Yürükoğulları, “Sitemi kurguladık ve çalıştırmaya başladık.” bilgisini verdi.
-Katkılar
İşletme ve çiftliklerin üretim kapasitesinin arttırılması, AB Gıda Güvenliği Standartlarının uygulanması için AB tarafından 8 milyon euroluk destek programı hayata geçirdiğini belirten Selçuk Yürükoğulları, 3 imalathane ve 10 çiftliğe destek verildiğini, 11 çiftlik ve 5 imalathaneye daha verilmesinin kararlaştırıldığını söyledi.
Yürükoğulları, Tarım Bakanlığı’nın da, hayvan yetiştiricilerini sertifika almak için teşvik ettiğini, bu çerçevede sertifikalı çiftliklerin sütüne litre başı destekleri arttırdığını ekledi.
-AB dışındaki ülkelere hellim ihracatı
Yürükoğulları, Kıbrıs Rum Yönetiminin Arap ülkelerine PDO işareti olmayan hellimi gönderemediğini, AB mevzuatının buna müsaade etmediğini; KKTC’deki işletmelerin ise, hellimi “grilled cheese (ızgara peynir)” adı altında halen ihraç edebildiğini, AB mevzuatı KKTC’de uygulanmadığından AB’nin bu konuda henüz herhangi bir yaptırım uygulayamadığını anlattı. Yürükoğulları, bu sorunun ülkeler arası anlaşmalarla çözülme ihtimali bulunduğunu söyledi.
-Belirsizlik
Selçuk Yürükoğulları, “Ancak, belli olmayan konu: PDO hellim ihracatına başladıktan sonra, başka isim altında dışarıya Hellim satmaya devam edecek miyiz, budur” diye konuştu.
-Diğer ürünlerin önü açılacak
Yürükoğulları, “AB’ye bir kilo hellim dahi göndermeyi başarabilirsek, kaşar gibi başka çeşitlerin de önünün açılacağının teyidini AB’den aldık. Kriterleri karşılayan üreticiler ve işletmelerin diğer ürünlerinin de ihracat noktasında önü açılacak.” dedi.
-Üreticide heyecan var
Yürükoğulları, devletin sunmaya başladığı teşvikler sayesinde, küçükbaş hayvan üreticisinde bir heyecan oluştuğunu bildirerek birçok üreticinin kendilerini arayarak bilgi talep ettiğini de sözlerine ekledi.