15 Aralık 2025 Pazartesi
Canaltay: “Kapsamlı ve modern yöntemlerle yürütülecek bir nüfus sayımına ihtiyaç duyuyoruz”
Halil Kasım: ''Beldemize ulaşması beklenen su için sahadayız, hazırız''
Güney Kıbrıs Meteoroloji Dairesi, sarı alarm düzeyini turuncuya yükseltti
Erdoğan: KKTC'nin uluslararası tanınırlığının artırılması gibi hedeflere de belgemizde yer verdik
ürkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlenen programda açıklandı.
Recep Tayyip Erdoğan, tanıtım programında da yaptığı konuşmada, “Türk Devletleri Teşkilatının kurumsal kapasitesinin güçlendirilmesi, ortak dış politika mekanizmalarının oluşturulması ayrıca Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin uluslararası tanınırlığının artırılması gibi hedeflere de belgemizde yer verdik. Bununla birlikte bölgesel entegrasyonun sürdürülebilir olması için finansal mekanizmaların kurulması hayati önem taşıyor.” dedi.
Vizyon Belgesinin takdim yazısı, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kaleme alındı.
-“KKTC’nin gözlemci statüsüyle aramıza katılması, genişleyen vizyonun işaretlerinden biridir”
Takdim yazısında Türk Devletleri Teşkilatı’nın son yıllarda yürüttüğü çalışmalarla, ortak istikamet arayışını somut bir programa dönüştürdüğünü, bölgede istikrarı önceleyen ve dünya siyasetinde etkisini günden güne artıran bir yapıya kavuştuğunu kaydeden Erdoğan, “Teşkilatın kurumsal yapısının gelişmesi, Türk Dünyası’nın geleceğine dair umutlarımızı kuvvetlendirmekte; ortak bir medeniyet tasavvurunun inşası için gerekli zemini oluşturmaktadır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin gözlemci statüsüyle aramıza katılması, bu genişleyen vizyonun işaretlerinden biridir.” görüşünü paylaştı.
Dünyada ve bölgede yaşanan gelişmelerin Türk devletlerinin daha güçlü bir bağla, daha sıkı bir işbirliği ve daha geniş bir vizyon ekseninde toparlanmasını gerekli kıldığını belirten Erdoğan, “Bu gerçeklik, bizleri ortak tarihimizin kökleriyle beslenen yeni bir yürüyüşe davet etmektedir.” ifadesini kullandı.
Türk Dünyası Vizyon Belgesi” 198 sayfadan oluşuyor. Vizyon belgesinde, “Giriş ve Temel İlkeler”, “Türk Dünyası Durum Analizi”, “İktisadi İşbirliği ve Ortak Kalkınma”, “Güvenlik Politikaları”, “Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi”, “Eğitim ve Akademik İşbirliği”, “Kültür, Dil ve Kimlik Politikası”, “Sosyal Politika ve Demografik Hareketlilik”, “Çevre, İklim ve Doğal Kaynaklar”, “Hukuki İş Birliği”, “Teknoloji ve İnovasyon Alanı”, “Ulaştırma, Lojistik ve Altyapı Entegrasyonu”, “Kurumsal Yapılanma ve Uygulama Mekanizması”, “Bölgesel ve Küresel Vizyon” olmak üzere 14 bölüm yer alıyor.
AK Parti Türk Devletleri ile İlişkiler Başkanlığı tarafından hazırlanan belgenin, Türk Dünyası’nın ortak hedeflerini, küresel vizyonunu ve stratejik yaklaşımını belirleyen kapsamlı bir çatı politika yayını olduğu vurgulanarak, bu çalışmanın AK Parti’nin küresel sorumluluk anlayışı ve bölgesel liderlik vizyonuyla Türk Dünyası’nda birlik ve beraberliği pekiştirme iradesinin somut göstergesi olduğu dile getirildi.
Belgede, Türkiye’nin Türk devletleriyle olan toplam dış ticaret hacminin 100 milyar doların üzerine çıkarılması hedefi yer buldu.
Vizyon Belgesinde, Türk Dünyası’nın uzun vadeli hedeflerini belirlemek, stratejik yönelimlerini koordine etmek ve karar alma süreçlerini hızlandırmak amacıyla Türk Dünyası Vizyon Kurulu’nun oluşturulmasının büyük bir gereklilik arz ettiği belirtiliyor.
Öte yandan belgede, Türk Dünyası Ortak Terörle Mücadele Merkezi’nin kurulması, bu merkezin tehdit analizleri yaparak terörle mücadelede koordinasyonu sağlayan bir yapı haline getirilmesi hedefi de yer buldu.
Türk Dünyası Ortak Dil Platformu’nun kurulması hedefinin de yer aldığı belgede, e-Devlet sistemlerinin entegrasyonu sağlanarak Türk Dünyası vatandaşlarının sınır ötesi işlemlerini kolaylaştıracak mekanizmaların geliştirilmesi ve ortak bir dijital kimlik sistemi oluşturulması gerektiği vurgulandı.
Türk Dünyası ülkeleri arasındaki hukuki işbirliğinin güçlendirilmesinin, ekonomik, ticari ve güvenlik alanlarında daha sağlam ve uyumlu bir yapı oluşturmak için kritik bir gereklilik olduğu kaydedilen belgede, Türk Dünyası Adalet ve Hukuk Konseyi oluşturulması, Ortak Tahkim Merkezleri kurulması hedefleri arasında yer aldı.
Türk Yatırım ve Kalkınma Fonu’nun kurulması ve ortak projelerin finansmanında etkin kullanılması hedefinin yer aldığı belgede, Türk Dünyası Kalkınma ve İmar Bankası’nın oluşturularak üye devletlerin uzun vadeli yatırımlarına finansal destek sağlanması hedefine işaret edildi.
Belgede, Türk İnsan Hakları Konseyi’nin kurulması ve insan hakları uygulamalarının ortak standartlara kavuşturulması, Türk Dünyası Hukuk Akademisi’nin kurulması ve ortak hukuk eğitimi verilmesi de hedefler arasında yer aldı.
Türkiye Cumhuriyeti kaynaklı Tarım, Turizm ve Sanayi Hibe Programları ile Girişimcilik Projesi’ne başvurular yarın başlayacak. Toplam 160 milyon TL kaynak ayrılan programlara 3 Şubat 2026 tarihine kadar başvuru yapılabilecek.
Başbakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Başbakanlık Kıbrıs Türk Yatırım Geliştirme Ajansı (YAGA) koordinasyonunda; Türkiye Cumhuriyeti Kalkınma ve Ekonomik İş Birliği Ofisi’nin finansman desteği ve Çukurova Kalkınma Ajansı’nın teknik katkılarıyla hayata geçirilecek programlarla, KKTC’de tarım, turizm ve sanayi sektörlerinin potansiyelinin geliştirilmesi ile girişimcilik ekosisteminin güçlendirilmesi hedefleniyor.
– Destekler 4 ana başlıkta yürütülecek
Açıklamada ayrıca, desteklerin dört başlık altında yürütüleceği belirtildi.
Buna göre; Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı tarafından 2025 Tarım ve Kırsal Kalkınma Mali Destek Programı, Başbakan Yardımcılığı Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanlığı tarafından 2025 Turizm Potansiyelinin Geliştirilmesi Mali Destek Programı, YAGA tarafından 2025 Rekabet Gücünün Artırılması Mali Destek Programı ile yine YAGA tarafından uygulanacak 2025 Girişimcilik Programı hayata geçirilecek.
Programlara başvurular, yarın saat 12.00 itibarıyla aktif olacak ve www.tchibe.kei.gov.tr üzerinden yapılabilecek.
Girişimcilik Programı için başvurular ise www.girisimcilik.kei.gov.tr adresindeki adımlar izlenerek gerçekleştirilecek. Başvurular çevrim içi alınacak.
Adaylar, başvuru belgeleri ve ayrıntılı bilgi için ilgili bakanlıkların resmî internet siteleri ile www.kei.gov.tr ve www.yaga.gov.ct.tr adreslerini ziyaret edebilecek.
Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçesi görüşülmeye devam ediliyor.
Milletvekilleri, 19 milyar 523 milyon 986 bin TL’lik Bakanlık bütçesi üzerine söz alıyor.
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Filiz Besim, söz alarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçesi hakkında konuşulurken aslında ülkede devletin kırılgan gruplara ne kadar elini uzattığının konuşulduğunun kaydetti; bunun devletin vicdanı anlamına geldiğini belirtti.
Besim, son yıllarda “kaçak yaşam”a ilişkin gelişmelere dikkat çekerek, üniversitelerin yaygınlığı ve denetimsizlikten kaynaklı kaçak yaşamla, zaman zaman insan ticaretiyle karşı karşıya kalındığını söyledi; bakanlığın bunun denetim ve düzenlenmesinden sorumlu olduğunu vurguladı.
Ülkede birçok sektörde dışarıdan ucuz işgücü getirilmeye çalışılırken, diğer yandan işsizlik olduğunu söyleyen Besim, ilgili sektörlerde ülke insanının eğitilmesi için ne gibi çalışmalar olduğunu sordu. Besim, “ülkede çok rahat hastabakıcı yetiştirebiliriz, tarım alanında çalışacak insanlar yetiştirebiliriz.” diyerek, Bakanlığı göreve çağırdı.
İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin denetimde yaşanan eksikliklerin yanında, meslek hastalıkları anlamında bir çalışma yürütülmediğini savunan Besim, iş kazalarından yılda beş altı insan kaybedilirken, meslek hastalarından binlerce insanın kaybedildiğini kaydetti. Filiz Besim, meslek hastalıkları konusunun gündeme alınmasının önemini vurguladı.
Sosyal yardım maaşlarına da değinen Besim, Çalışma Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının tüzükleri güncellerken, sosyal yardım maaşlarının da ele alınması gerektiğini belirtti. Engelli yurttaşlarla ilgili ciddi sıkıntılar yaşandığını dile getiren Besim, engelli bireylere yönelik açılan okulun çalışma saatlerinin ne olduğunu ve personel eksikliklerinin giderilip giderilmediğini sordu. Sosyal Hizmetler Dairesinin teşkilat yasasının güncellenmemesinden dolayı dairenin zayıfladığını dile getiren Besim, dairenin güçlendirilmesi gerektiğini kaydetti.
Ülkenin en büyük sorunlardan birinin yaşlı bakımı olduğuna değinen Besim, Kalkanlı Yaşam Evi’nin devralındığını fakat yönetimdeki eksiklerin tamamlanmadan devralınmasında ciddi sıkıntılar yaşandığını kaydetti. Hastabakıcı sıkıntısının yaşandığının bilindiğini ve bu konuda bakanlığın ne yaptığını soran Besim, sosyal hizmet uzmanı ve hastabakıcı gibi kadroların tamamlanması konusunda Kamu Hizmeti’ne başvuru yapılıp yapılmadığını sordu.
Besim, Yaşlı Bakım Evleri Yasası ve Sosyal Yardımlar Yasası’nın birlikte ele alınıp hemen Komite’ye çalışılması için gönderilmesi gerektiğini kaydetti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Oğuzhan Hasipoğlu da bunun bir an önce yapılacağını belirtti.
“Reçete Yolsuzluğu” olarak gündeme gelen reçete soruşturmasının poliste olduğunu kaydeden Besim, bu konuda hangi aşamada olunduğunu sordu. Son dönemde gündemde olan ilaca erişim sıkıntıları hakkında da konuşan Besim, Sağlık Bakanlığının “hastanede yoktur” mührünün kaldırıldığı ve hastaların istediği eczaneden ilaç temin edilebileceği yönündeki açıklamalarını hatırlattı. Besim, bu uygulamanın istenilen bir uygulama olduğunu ancak düzgün bir şekilde çalışması için ciddi bir altyapıya ihtiyaç olduğunu kaydetti. Besim, altyapı olmaması halinde ileriki yıllarda bir “ilaç yolsuzluğu” yaşanabileceği uyarısında bulundu.
Kadın cinayetlerindeki artışa işaret eden ve bu artışın toplumu huzursuz ettiğini söyleyen Besim, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi’nin (TOCED) personelinin artırılmasının ve kapasitesinin güçlendirilmesinin gerekli olduğunu kaydetti; ancak yeterli bütçenin ayrılmadığını savundu.
– Birinci
CTP Milletvekili Ceyhun Birinci de, bütçe üzerinde söz alarak, nüfusun bilinmemesinden dolayı hiçbir faaliyetin öngörülemediği eleştirisinde bulunarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı altında faaliyet gösteren dairelere yapılan bütçe artışının yeterli olmadığı görüşünü paylaştı.
Birinci, Bakanlık personel sayısı ve araç gereçteki eksikliklere dikkat çekerek, bu eksikliklerin hizmet vermeyi olumsuz etkilediğini kaydetti. Çalışma Dairesi’nin teşkilat yasasında yapacak düzenlemeler ve personel artışıyla ihtiyaçların giderilebileceğini söyleyen Birinci, özellikle iş sağlığı ve güvenliği denetimi için ayrı müfettişlerin atanması gerektiğini kaydetti.
Faaliyet raporunda yer alan “iş kazalarından 405 yaralı, 12 kişinin öldüğü” bilgisini paylaşan Birinci, daha yeterli denetim yapıldığı takdirde bu rakamların düşeceğine dair inanç belirtti.
2026 bütçe ödeneğinde 18 yaş üstü engellilerin eksikliklerine yönelik bir kaynak göremediğini söyleyen Birinci, bu konuda bilgi talep etti. Yaşlı insanların da altyapı ve hizmet beklediğini kaydeden Birinci, bunun için gerekli çalışmaların yapılmasını talep etti; bunun bir toplumsal sorun olduğunu vurguladı. Birinci, çağdaş huzurevlerinin açılması planlarının olup olmadığını da sordu.
Reçete soruşturması konusunda hangi aşamada olunduğuna dair bilgi talep eden Birinci, kronik hastaların halen daha ilaca erişimi konusunda sıkıntı yaşandığını savundu; bu hastalara bazı kolaylıklar sağlanması gerektiğini kaydetti.
– Derya
CTP Milletvekili Doğuş Derya ise, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının bir devletin sosyal devlet olup olmadığının göstergesi olduğunu kaydetti.
2026 yılının “aile yılı” olması için ve bu kapsamda aile destek merkezlerinin açılması için çalışıldığına yönelik Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının açıklamasını hatırlatan Derya, “aileye yönelik politikaların cicili bicili paketlendiği” ancak öyle olmayabileceği uyarısında bulunarak, dünyada 2010 yılından beri yükselen aşırı sağ ve otokratikleşen yönetimlerin aile politika anlayışlarının kişisel hak ve özgürlüklerine yönelik tehdit oluşturduğunu savundu.
Derya, bazı ülkelerde “ailenin güçlendirilmesi” kapsamında, kadınlara yönelik şiddetle mücadelenin azaltıldığını, kadınlarının yüklerinin artırıldığını, cezasızlığın öngörüldüğü ve kadınların yoksullaştırıldığını ve güvencesizleştirildiğini söyledi. Derya, bu türdeki yönetimleri “hipermaskulin” olarak nitelendirerek, tek tip insan yaratma çabası olduğunu ileri sürdü; bu küresel tehdidin dalga dalga geldiğini ifade etti.
Aileyi güçlendirmenin aileyi korumak anlamına gelmediğini söyleyen Derya, bu türdeki politikaların aileyi değil, erkeği güçlendirdiğini; kadını ve çocuğu yalnızlaştırdığını, sosyal adaletsizlik koşullarını artırdığını ileri sürdü; diğer ülkelerden örnekler verdi. Bunun yerine bireyin hak ve özgürlüklerini güvence altına alan bir politik anlayışla siyaset üretilmesiyle eşitsizliklerin çözüleceğini kaydeden Derya, “Ailenin güçlü olmasına kimse itiraz edemez ancak bu, bireyin güçlü olmasının sağlanmasından sonra olur.” dedi.
Derya, sermaye, istihdam gibi konularda kadınların dezavantajlı olmaya devam ettiğini belirterek, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi’nde (TOCED) bulunan birimlerin çalıştırılmasının başarılmasıyla, çalışma hayatıyla ilgili bilimsel bir çalışma yürütülebileceğini belirtti. Derya, TOCED için bu yıl da gerekli bütçenin ayrılmadığı düşüncesini paylaştı.
Derya, kadın sığınma evleri ve bakım evleri gibi kurumlara kaynak ayrılmamasının sebebinin kaynak yetersizliği değil, politik bir tercih olduğunu savundu.
Ülkede kamu-özel yaşlı bakım evi sayısının altı, yatak kapasitesinin ise 230 olduğunu kaydeden Derya, bunun sosyal yardım alan yaşlı sayısına göre çok az olduğu eleştirisinde bulundu.
Derya, bunun yanında emekçilerin yaşadığı sıkıntılara dikkat çekerek, “Bugün özel sektörde ömrünü satan emekçiler, aldığı ücretten çalışma saatlerine kadar hiçbir noktada adil değiller.” dedi; müdür pozisyonunda çalışan kişilerin bile asgari ücret üzerinden yatırımlarının yapıldığını belirtti.
Ülkeye getirilen çalışanlara yapılan kesintilere de eleştirilerde bulunan Derya, insan ticaretinin önlenmesinde en fazla çalışması gereken bakanlığın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olduğunu kaydetti. Derya, “Bunlar ülkenin kangreni. Bu hepimizin sorunu. Destek vermeye hazırız. Yeter ki irade koyun.” dedi.
Bakan Hasipoğlu da, ülkeye insanların getirilmesine ilişkin bir sektör oluştuğuna dikkat çekerek, bunun kayıt altına alınması, belli kriterler çerçevesinde ruhsatlandırılması gerektiğini belirtti. Bu kapsamda çalışmaları hakkında bilgi veren Hasipoğlu, gerekirse üçüncü uyrukluların getirilmesinin kısa süreliğine durdurulmasıyla, düzenlemenin yapılabileceği ve kayıtların tutulabileceğini söyledi.
Milletvekili Derya ise bu sürecin sadece kayıt tutularak ya da bir kişinin çalışmasıyla olmayacağını, bunun hükümet tarafından bütüncül bir politikayla ele alınması gerektiğini dile getirdi, “ortak akıl” vurgusu yaptı.
Lefkoşa – Güzelyurt anayolunda bu sabah 06.30 sıralarında Osman Ozan Tabak (E-55), yönetimindeki GL 621 plakalı salon araçla, Lefkoşa istikametine doğru seyrettiği esnada dikkatsizliği sonucu direksiyon hakimiyetini kaybederek refüjdeki aydınlatma direğine çarptı.
Polis kazada ölüm ya da yaralanma olmadığını bildirdi.
– Aracıyla elektrik direğine çarpan şahıs yaralandı
Yine bugün saat 08.15’te Güzelyurt – Lefkoşa anayolunda Mustafa Kavurma (E-46) yönetimindeki VZ 874 plakalı araçla direksiyon hakimiyetini kaybederek yoldan çıktı ve elektrik direğine çarptı. Yaralanan sürücü Lefkoşa Devlet Hastanesine kaldırılarak yoğun bakım servisinde gözetim altına alındı.
Haspolat, İskele ve Girne’de 93, 51 ve 58 yaşlarındaki üç kişi aniden rahatsızlanark yaşamını yitirdi.
Haspolat’ta faaliyet gösteren bir yaşlı bakım evinde kalan Hasan Adnan Gürdaş (E-93), dün saat 18.30 sıralarında, aniden rahatsızlanarak yaşamını yitirdi.
Polis Basın Subaylığı’ndan verilen bilgiye göre, Gürdaş’ın doktoru ile yapılan soruşturmada ölüm sebebinin “Alzheimer hastalığı, böbrek yetmezliği ve sistematik enfeksiyon” olduğu tespit edildi.
İskele’de sakin İbrahim Demir (E-51) dün, saat 20.30 sıralarında, evinde yaşamını yitirmiş şekilde bulundu. Demir’e yapılan otopside ölüm sebebinin “kalp ve damar hastalığı” olduğu belirlendi.
Bugün sabaha karşı, saat 02.00 sıralarında, Levent Özdoğan (E-58), Girne’deki ikametgahında aniden rahatsızlanarak yaşamını yitirdi. Özdoğan’ın, cansız bedeni üzerinde görevli doktor tarafından yapılan fiziki muayenede, darp veya cebir izine rastlanmadı. Ölüm sebebi yapılacak otopsi sonucunda tespit edilecek.