12 Aralık 2025 Cuma
Canaltay: “Kapsamlı ve modern yöntemlerle yürütülecek bir nüfus sayımına ihtiyaç duyuyoruz”
Halil Kasım: ''Beldemize ulaşması beklenen su için sahadayız, hazırız''
Güney Kıbrıs Meteoroloji Dairesi, sarı alarm düzeyini turuncuya yükseltti
Ukrayna görüşmeleri... Beyaz Saray: “Trump, toplantı yapmak için yapılan toplantılardan bıkmış durumda”
ABD Başkanı Donald Trump, Rusya-Ukrayna konusunda artık zaman kaybetmek istemediklerini belirterek, hafta sonu yapılacak müzakereler konusunda, “Cumartesi günkü toplantıya katılıp katılmayacağımıza karar vereceğiz. İyi bir şans olduğunu düşünürlerse toplantıya katılacağımızı söyledik.” dedi.
ABD Başkanı Trump, yapay zeka ile ilgili bir imza töreninin ardından basın mensuplarının Rusya-Ukrayna gündemine ilişkin sorularını yanıtladı.
Trump, hafta sonu yapılacak ve Avrupalı ve Ukraynalı müzakerecileri bir araya getirecek görüşmelere ABD olarak katılıp katılmayacakları ile ilgili bir soruyu cevaplarken, bu konuyu halen değerlendirdikleri mesajını verdi.
ABD Başkanı, “Cumartesi günkü toplantıya katılıp katılmayacağımıza karar vereceğiz. Anlaşma konusunda iyi bir şans olduğunu düşünürlerse toplantıya katılacağımızı söyledik.” diye konuştu.
İki ülkenin halen çok sayıda asker kaybetmeye devam ettiğini ifade eden Trump, “Artık çok fazla zaman kaybetmek istemiyoruz. Bu zaman kaybının olumsuz olduğunu düşünüyoruz. Bu konunun artık çözülmesini istiyoruz.” yorumunu yaptı.
Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, konuya ilişkin dün yaptığı açıklamada, hafta sonu Avrupalı ve Ukraynalı temsilcileri bir araya getirecek müzakerelere katılıp katılmamayı değerlendirdiklerini belirterek, “Başkan (Donald Trump), bu savaşın her iki tarafına da son derece kızgın ve sadece toplantı yapmak için yapılan toplantılardan bıkmış durumda. Başkan artık söz değil, eylem istiyor.” dedi.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, önceki gün yaptığı açıklamada, ABD Hazine Bakanı Scott Bessent ve Trump’ın damadı Jared Kushner’den oluşan Amerikan heyeti ile “verimli” görüşmeler yaptıklarını söylemişti.
Amerikan CNN kanalına konuyla ilgili açıklama yapan ABD’li ve Ukraynalı yetkililer, söz konusu görüşmelerin ardından Ukrayna tarafının, Trump’ın 20 maddelik barış planına verdiği cevabı çarşamba günü ilettiğini açıklamıştı.
“Bostancı ve Derinya geçiş noktalarında seyrüsefer çıkarılabilecek”
“10 madde içindeki hellim konusunda ilerleme sağlandı”
“Metodoloji tamamlanmadan müzakere başlamaz. Müzakere olsun diye müzakere etmeyeceğiz”
Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, bugün gerçekleştirilen üçlü görüşmede hellim tescili, geçiş kapılarındaki düzenlemeler ve çözüm sürecine ilişkin metodoloji başlıklarında bazı somut ilerlemeler sağlandığını açıkladı.
Erhürman, on maddelik önerileri içinde yer alan hellim tescili konusunun ocak sonuna kadar tamamlanmasının netleştiğini, geçiş kapılarında ise bütün noktalarda personel artırımı yapılmasına ilişkin bir karar bulunduğunu söyledi.
Rum lider Nikos Hristodulidis’in Metehan’da yedi kabinin hâlihazırda kullanıma alındığını bildirdiğini aktaran Erhürman, araç seyrüsefer işlemlerinin Bostancı ve Derinya’da da yapılması konusunda hemfikir olunduğunu kaydetti.
– “Temel hedef Kıbrıs sorununun çözümüdür”
Ortak açıklamada temel hedefin Kıbrıs sorununun çözümü olduğunun yeniden vurgulandığını belirten Erhürman, “Temel hedef, bizim de her zaman söylediğimiz gibi, sadece güven yaratıcı önlemler üzerinde konuşmak değil; temel hedef Kıbrıs sorununun çözümüdür.” dedi.
Çözüme dair yapılan vurgunun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarında tanımlanan siyasi eşitlik ilkesi üzerinden şekillendiğini ifade eden Erhürman, metinde herhangi bir çözüm modeline açık bir atıf yapılmadığını; ayrıca ortak egemenlik alanlarında kararların siyasi eşitlik temelinde alınması yönündeki ifadenin de metne girdiğini belirtti.
Erhürman, siyasi eşitlik vurgusunun kendi dört adımlı metodolojilerinin birinci unsurunun tamamen kabul edildiği anlamına gelmediğini vurgulayarak, “Bu sadece ilk adımın bir bölümü niteliğindedir. Dört adımın tamamı kabul edilmeden kapsamlı müzakereye başlanması söz konusu değildir.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erhürman, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Hristodulidis ile BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin’in de katıldığı ve yaklaşık 3 buçuk saat süren görüşmenin ardından Cumhurbaşkanlığı’nda basın toplantısı düzenledi.
Üçlü görüşme öncesinde Rum lider Hristodulidis ile Kayıp Şahıslar Komitesi’ne sembolik bir ziyaret gerçekleştirdiklerini belirten Erhürman, Komite’de yürütülen çalışmalara ilişkin bilgi aldıklarını ve desteklerini yeniden ifade ettiklerini söyledi.
Yaklaşık üç buçuk saat süren görüşmede üç ana başlığın ele alındığını belirten Erhürman, bunların birincisinin Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümüne ilişkin dört maddelik metodoloji önerileri, ikincisinin Tatar–Hristodulidis döneminde başlayan güven yaratıcı önlemler, üçüncüsünün ise Türk tarafının daha önce sunduğu on maddelik öneriler olduğunu kaydetti.
Rum lider Hristodulidis’in bu kez kendi öneri paketini de getirdiğini söyleyen Erhürman, önerileri ilk kez gördükleri için ayrıntılı bir müzakere yapılmadığını, değerlendirilmek üzere not ettiklerini ifade etti.
– Hellim tescili ve geçiş kapılarında ilerleme
Erhürman, on maddelik önerileri içinde yer alan hellim tescili konusunun ocak sonuna kadar tamamlanmasının netleştiğini söyledi.
Geçiş kapılarına ilişkin olarak Metehan’da kabin ve personel sayısının artırılması yönündeki taleplerinin karşılık bulduğunu ifade eden Erhürman, Rum lider Hristodulidis’in Metehan’da yedi kabinin hâlihazırda devreye alındığını bildirdiğini aktardı. Erhürman, tüm geçiş noktalarında personel artırımı yapılması yönünde karar alındığını da açıkladı.
Ayrıca araç seyrüsefer işlemlerinin Bostancı ve Derinya’da da yapılması konusunda hemfikir olunduğunu, bunun Metehan’daki yoğunluğu azaltacağını ifade etti.
– Haspolat su konusu ve diğer başlıklarda odaklı çalışma
Görüşmede Haspolat’taki arıtılmış su meselesi dahil olmak üzere diğer teknik başlıkların da ele alındığını söyleyen Erhürman, geçiş noktaları ve ara bölgedeki güneş enerjisi santrali gibi önemli konuların da BM nezaretinde daha yoğun şekilde ele alınacağına dikkat çekti.
– “Ortak metinde çözüm modeline atıf yok”
Ortak açıklamada çözümün, BM Güvenlik Konseyi kararlarında tanımlanan siyasi eşitlik ilkesi çerçevesinde hedeflendiğini belirten Erhürman, metinde herhangi bir çözüm modeline atıf yapılmadığını vurguladı.
Ortak egemenlik alanlarında kararların siyasi eşitlik temelinde alınması yönündeki vurgunun da metne girdiğini belirten Erhürman, bunun hidrokarbon, enerji ve deniz yetki alanları gibi başlıklarda birlikte karar üretileceği anlamına geldiğini ifade etti.
Bununla birlikte siyasi eşitlik vurgusunun dört maddelik metodolojilerinin yalnızca birinci maddesinin bir bölümünü içerdiğini, dönüşümlü başkanlık unsurunun metne girmediğini söyledi.
– “Metodoloji tamamlanmadan müzakere başlamaz”
Erhürman, siyasi eşitlik vurgusunun yalnızca birinci maddenin bir kısmına karşılık geldiğini belirterek, “Bizim dört adımlık metodolojimizde tüm unsurlar tamamlanmadıkça kapsamlı çözüm müzakeresine geçilmeyecektir.” dedi.
Birinci maddenin yalnızca yarısına ilişkin bir kabul bulunduğunu, bu nedenle sürecin henüz başında olduklarını ifade eden Erhürman, “Bugün itibarıyla 8’de 1’deyiz.” diyerek müzakerelerin tüm adımların kabul edilmesiyle başlayabileceğini yineledi.
– “Müzakere olsun diye müzakere etmeyeceğiz”
Erhürman, Kıbrıs sorununa ilişkin çok net ve ilkesel bir duruşları olduğunu vurgulayarak, çözüm iradelerinin her zaman güçlü olduğunu söyledi.
50 yıldır süren çözüm çabalarının sonuç vermediğini belirten Erhürman, “Madem ki bir sonuca ulaşmıyor, o halde bundan ders çıkarmamız ve bazı şeyleri değiştirmemiz gerekiyor.” dedi.
BM Genel Sekreteri Guterres’in “Bu defa farklı olmalı” sözlerini hatırlatan Erhürman, dört maddelik metodolojiyi bu nedenle hazırladıklarını ifade ederek, metodolojinin kabul edilmesi halinde çözümün daha ulaşılabilir olacağını kaydetti.
“Biz müzakere olsun diye müzakere etmek istemiyoruz” diyen Erhürman, kendilerini çözüme götürecek bir müzakere masası kurulması gerektiğini, bunun da ancak doğru metodolojinin baştan oluşturulmasıyla mümkün olacağını vurguladı.
Bu çerçevede siyasi eşitliğin müzakere masasına oturmadan önce, pazarlık konusu yapılmaksızın ve BM Güvenlik Konseyi kararlarında tanımlandığı şekilde kabul edilmesinin şart olduğunu söyledi.
Erhürman, “Bugün bunun masaya konmuş olmasını önemli buluyoruz ama bizim açımızdan bu tek başına yeterli değildir.” ifadelerini kullandı.
Erhürman, üç noktada küçük ilerlemeler sağlanmış olsa da bunların “iyi niyet adımları” niteliğinde olduğunu, geçiş noktaları ve güneş enerjisi santrali gibi daha somut güven yaratıcı önlemlerde ilerleme sağlanması gerektiğini vurguladı.
5+1 toplantılarının verimli olmasını amaçladıklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erhürman, “Küçük çözümler yeterli değil ancak ilk adımlardır. Esasa dahil değildir. Amacımız 5+1 toplantılarına girmeden önce geçiş noktaları gibi elle tutulular ilerlemeler sağlanmasıdır” dedi.
– Rum tarafından öneriler…
Rum lider Hristodulidis’in sunduğu önerilere ilişkin değerlendirmesinde Erhürman, bu önerilerin hiçbirinin kapsamlı çözüm müzakerelerine ilişkin olmadığını, on maddelik güven yaratıcı önlemler paketine benzer nitelikte olduğunu kaydetti.
– Geçiş noktaları ve teknik konular görüşmeyi uzattı
Basın mensuplarının görüşmenin neden uzun sürdüğü yönündeki sorusuna yanıt veren Erhürman, Rum liderin bu kez kendi önerilerini sunmasının yanı sıra geçiş noktaları ve güneş enerjisi projesine dair teknik tartışmaların süreyi uzattığını söyledi.
Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümüne ilişkin vurgu kısmının da zaman aldığını söyleyen Erhürman, “Çünkü biz orada daha önce yaptığımız gibi herhangi bir çözüm modeline direkt atıf yapmayı doğru bulmadığımızı metodoloji üzerinden gitmemiz gerektiğini hep vurguladık ve sonuç itibariyle de Kıbrıs sorunun çözümünün hedef olduğu ortaya konulmakla birlikte dediğim gibi bizim metodolojimizin birinci maddesinin birinci kısmı üzerinde uzlaşıldı. Bir de tabii Ersin Bey, Sayın Hristodulis döneminden kalan özellikle geçiş noktalarıyla ilgili çok ayrıntılı haritalar üzerinden bir tartışma gerçekleşmesi gerekiyordu ve o gerçekleşti.”şeklinde kouştu.
– “Daha 8’de 7 duruyor”
Erhürman, kapsamlı çözümün ancak dört maddeli metodolojinin tamamı kabul edildiğinde mümkün olacağını vurgulayarak, “Bugün birinci maddenin sadece yarısı kabul edilmiştir. Daha 8’de 7 duruyor. O gerçekleşmeden müzakereye başlamamız söz konusu değildir.” dedi.
Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, 18 milyar 407 milyon 131 bin TL olan Sağlık Bakanlığı bütçesini onayladı.
Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek, bütçe üzerine konuşma yapan milletvekillerine; görüş, eleştiri ve önerileri için teşekkür etti. Dinçyürek, tümünü can kulağıyla dinlediğini belirterek, göreve gelir gelmez hastanelerle ilgili hedefler ortaya koyduklarını belirterek, örnek olarak yeni Lefkoşa Hastanesini gösterdi.
Dinçyürek, bunun yıllarca tartışıldığını, ancak temelinin 20 Temmuz’da atıldığını, ilk olarak 300 yataklı kısmının temelinin atıldığını, ikinci binanın da buna bağlantılı şekilde yapılacağını, üçüncü adımında da atılacak şekilde planlandığını anlattı.
Mevcut Lefkoşa Devlet Hastanesinin de terk edilmediğini, gerekli güçlendirme çalışmalarının yapılacağını ifade eden Dinçyürek, sıkıntılar olduğunu ancak testler netleşmeden doğru adımları atamayacaklarını kaydetti.
Dinçyürek, yeni hastanenin hedefinin, 2026 yılı sonunda karkasın bitmesi, 2027 yılı sonunda da 320 yataklı ilk kısmının bitmesi olduğunu işaret ederek, 2027 yılı sonunda Burhan Nalbantoğlu Hastanesinin yenilenmiş, hem de yeni binası bitmiş hastaneye sahip olacaklarını anlattı.
Yatak kapasitesinin de artacağını ifade eden Dinçyürek, mevcutların değişmeyeceğini, yeni hastane ile de kapasitenin artırılacağını kaydetti.
Dinçyürek, birçok branşta insan kaynağına sahip olduklarını, eksik alanlarda da sıkıntılar varsa çözebilecek kapasitede olduklarını belirterek, ilçelerde sağlık alanında atılan temellere işaret etti, sağlık alanında bunun tarih olduğunu, binaların tamamlanmasıyla da sıranın cihazlara geldiğini anlattı.
İlçelerde her branşta planlamalar yaptıklarını anlatan Dinçyürek, insan kaynaklarını verimli kullanmak için gerekli adımları attıklarını kaydetti.
Dinçyürek, hizmet içi eğitimlere önem verdiklerini, hastanelerde, vatandaşa daha etkin hizmet vermek için branşlarda gereken sayıya ulaşmak için takviye aldıklarını, hekimlikte güçlü olduklarını anlattı.
Temeli atılan Pamuklu Devlet Hastanesinin 450 takvim gününde bitmesinin hedeflendiğini, Girne Hastanesinde adım adım bitirmek, içindeki temel büyük cihazları koymak ve diğer cihazların karşılanması, insan kaynakları, yeni münhaller, hemşire alımı yapacaklarını anlatan Dinçyürek, mevcut kapasitede bile hemşire açığı olduğunu, yeni açılacaklara da olacağını ve bunları gidermek için çalıştıklarını kaydetti. Dinçyürek, her çıkan hemşirenin bir kayıp olduğunu vurgulayarak, yeni gelenlerin eskilerin yerini alması için belli bir tecrübe süresi olduğunu anlattı.
Güzelyurt Hastanesinde 27 Ocak teslim tarihi olduğunu, bu teslim olmazsa yasaları uygulayacaklarını ifade eden Dinçyürek, arzularının binayı teslim almak olduğunu, cihazlar için de ihaleye çıkacaklarını kaydetti.
Maraş, Erenköy sağlık ocaklarındaki çalışmalara da değinen Dinçyürek, halka, kendi yerinde kaliteli sağlık hizmeti vermeyi hedeflediklerini, tüm bu adımları bu şekilde attıklarını belirtti.
Dinçyürek, kalite yönetimiyle ilgili çalışmaları başlattıklarını, devam edeceklerini, hastane afet planları hazırlayacaklarını, 5 üniversite ile çalışma yaptıklarını, personele yönelik empati ve iletişim becerileri eğitimini başlattıklarını, kanser kayıtları, aşı takip sistemi, ilaç, yeni araçları sağlık hizmetine sunduklarını, sigara, gıda denetimlerinin sürekli yapıldığını kaydetti, hasta sevkleriyle ilgili hedefleri anlattı.
Pet çekimiyle ilgili bu yıl alım yapmayı hedeflediklerini, yoğun bakım kapasite artırmaya devam edeceklerini, tümü üzerinde çalışma yaptıklarını, sevklerle ilgili gerekli tüm denetimlerin ciddi şekilde yapıldığını belirten Dinçyürek, bu konuda paket fiyat getireceklerini, daha etkin denetim yapılacağını kaydetti.
Dinçyürek, genetik testlerle ilgili laboratuvarlara yetki vermediklerini, bildiği kadar Yakın Doğu Hastanesi dışında yapılmadığını, yapılıyorsa kendilerine ihbar edilmesini istedi. Dinçyürek, Sivrisinekle ilgili mücadele konusunda da haritalama yapıldığını kaydetti.
Konuşmaların ardından bütçe onaylandı.
Meclis Başkanı Ziya Öztürkler, yarın saat 10.00’da genel kurulun toplanacağını ve Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı, Polis Genel Müdürlüğü, Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı ve İçişleri Bakanlığı bütçelerinin görüşüleceğini kaydetti.
-Birinci
Bütçe üzerine ilk sözü CTP milletvekili Ceyhun Birinci aldı. Birinci, son günlerde aşırı yağış nedeniyle yaşanan felakete işaret ederek, hükümeti eleştirdi.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde halkın cevabını verdiğini de ifade eden Birinci, “Eninde sonunda sandıkla yüzleşeceksiniz” diyerek hükümeti istifaya çağırdı.
Birinci, sağlıkta, ekonomide, eğitimde, her alanda ciddi sorun yaşayan ülkenin “Kara para, uyuşturucu, mafya ve tetikçilerle” anıldığını, hukuk ve Anayasa’nın yerle bir edildiğini, devlet kurumlarının itibarsızlaştırıldığını savundu.
Bu bütçe ile sağlıkta kaliteli hizmet verilemeyeceğini söyleyen Birinci, sağlığa bütçeden daha fazla ödenek ayrılması, nüfus politikası ve planlama yapılması, alt yapı ve personelin güçlendirilmesi ve sağlıkta bir sistem oluşturulması gerektiğini vurguladı.
Sağlıkta transferlere de değinen Birinci, “Yatırım yok, sevklere devam…” diyerek sağlık transferleri için öngörülen bütçenin 2 milyar 800 milyon TL olduğunu, bunun Sağlık bütçesinin yüzde 15,2’sine denk geldiğini ifade etti.
Bakanlığa bağlı dairelerin de bütçelerinin yetersiz olduğunu savunan Birinci, “Bu rakamlarla ilaç alımlarında, ihalelerde yetersiz kalacağı aşikardır” diye konuştu.
Sağlık alt yapısının güçlendirilmesinde çok geç kalındığını da söyleyen Ceyhun Birinci, ilaç, koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetleri, otomasyon, taramalar, mevcut hastanelerin ve sağlık ocaklarının durumuyla ilgili değerlendirmelerde bulunarak, “Nüfusu bilmeden yatak sayısını, alt yapıyı, personeli ve ilacı planlamak mümkün değil…” dedi.
Birinci, acil servislerde yığılmaların arttığına da işaret ederek, 112 ekiplerinin de vaka sayısına yetişmekte zorluk yaşadığını söyledi.
Acile başvuran hasta sayılarıyla ilgili bazı rakamlar da veren Birinci, Cengiz Topel aciline günlük 150, Girne Akçiçek’e 200, Mağusa’ya 250, Dr. Burhan Nalbantoğlu’na 800 üzerinde hastanın başvurduğunu, bu tabloda sağlık hizmeti verenin de alanının da mutlu olmadığını kaydetti.
Başbakan’ın özel hastanede tedavi olduğunu da belirten Birinci, “Herkes, devlet hastanelerine ve doktorlarımıza güvenmeli” diye konuştu.
Sağlık Bakanlığı ve bütçe üzerine değerlendirmelerde bulunan Birinci, hükümete, artık halkın önünü açmasını ve erken seçime gitmesini istedi.
-Besim
CTP Milletvekili Filiz Besim de, çok önemli ve yaşamsal bir bütçenin görüşüldüğünü belirterek, sağlık bütçesinin genel bütçe içinde aldığı yeri eleştirdi, bütçe politikalarının yönetilemediğini, batmış bir bütçe olduğunu söyledi.
Besim, sağlığa ayrılan bütçe ile hastane yapımları, alet cihaz alımı gibi alanlara yatırım yapılamayacağını, nüfus planlaması yapılmazsa sağlıkta planlama yapılamayacağına işaret etti.
Bütçenin sadece rakamlardan ibaret olmadığını, bir ülkenin önceliklerin ne olduğu açısından önem taşıdığını ifade eden Besim, kullanılan para birimine göre maliyenin güçlü olmasının önemine vurgu yaptı.
Besim, hastanelerdeki deprem risklerine dikkat çekerek, thalassemia hastalarının bu konuda yaşadığı kaygı ve sıkıntıyı anlattı. Sel riskine de değinen Besim, gereken önlemlerin zamanında alınmasının ve gereken adımların zamanında atılmasının büyük önem taşıdığını söyledi.
Besim, ülke genelindeki hastanelerde gereken güçlendirmelerin yapılmasının, alt yapı, personel ihtiyaçlarının karşılanmasının ve yeni yatırımlar yapılmasının önemine işaret ederek, bunların KKTC kaynaklarıyla yapılmasının önemine dikkat çekti.
Sağlıkta insan kaynaklarının kullanımının önemli olduğunu ifade eden ve hastanelerde bu konudaki yanlışlıklara değinen Besim, insan, cihaz, ilaçların ciddi takibinin ciddi bir sağlık sistemi gerektirdiğini kaydetti.
Besim, ülkede sağlık kadrolarında ciddi eksiklikler bulunduğunu da dikkat çekerek, sağlığın göz ardı edilemeyeceğini, gereken adımların en hızlı şekilde atılmasının büyük önem taşıdığını anlattı.
Hasta bakıcı sorunlarının da bir an önce çözülmesi gerektiğini anlatan Besim, sağlıkta planlamanın bu olduğunu vurguladı ve Sağlık Bakanlığının bu konulardaki planlamalarının ne olduğunu sordu.
Sevklerle ilgili eleştiriler de yönelten Besim, sevklerin yurt içi olduğunu kaydetti.
Gazimağusa Hastanesinde de iyileştirmeler yapılması, poliklinik hizmetlerinin de artırılması gerektiğini ifade eden Besim, hastanelerdeki yasal düzenlemeler ile yapısal sıkıntıların giderilmesi yanında Devlet Laboratuvarının 2026 yılında açılması ve teşkilat yasasının yapılmasının gerekliliğine değindi.
Besim, halk sağlığına önem verilmesinin, ilaç kullanımı, sağlık hizmetlerinin ileriye taşınmasına da katkı sağlayacağına inanç belirterek, tıbbi atıklar ile ilgili kamu yanında özelde, sağlık alanında ne gibi adımlar atıldığını sordu, proje varsa açıklanmasını istedi, ardından meslek hastalarına değindi.
Hastanelerdeki ölümlere de işaret eden ve bunların güven kaybına neden olduğunu ifade eden Besim, doğru bilgilendirme yapmadığını savunduğu bakanlığı eleştirdi, çalışanların motivasyonunun kırılmasına sebep olunduğunu söyledi.
Besim, halk sağlığı yasasının ivedi olduğunu, eğitimlere önem verilmesi gerektiğini, Sağlık Bakanlığının, sağlıktaki tüm eksiklerin üzerine planlı bir şekilde gitmesi gerektiğini anlattı.
-Rogers
Bağımsız milletvekili Jale Refik Rogers de, Mecliste dokuzuncu bütçe görüşmesine katıldığını ve neredeyse her yıl konuşmasını çok da değiştirmeden aynı konuşmayı yaptığını söyledi. Üzülerek bunu söylediğini ifade eden Rogers, Sağlık Bakanlığına yönelik eleştirilerde bulundu, her yıl ortaya konan bir proje yapılsaydı bugünkü çoğu sorunun çözülmüş olacağına dikkat çekti.
Rogers, her yıl ortaya konan projelerin hayata geçirilmesinin önemli olduğunu, ancak bunun halk ihtiyacına göre, öncelikler olması gerektiğini ifade ederek, Türkiye ile yapılan görüşmelerde bu önceliklere önem verilmesi gerektiğini söyledi.
Ülkede önemli olanın sağlık binalarının değil, içindeki hizmet kalitesi ve verimliliği olduğuna dikkat çeken Rogers, tıp alanında ülke için atılması gereken adımlara işaret etti, sağlık sisteminin geleceğini yürütecek bakanlığın her alanda denetim yapması gerektiğine, yasalarda gerekli adımları atmasının önemine işaret etti.
Rogers, sevklerle ilgili değerlendirmelerde bulunurken, yoğun bakım servislerindeki eksikliklere değindi, testlerle ilgili ciddi sıkıntılar bulunduğuna dikkat çekti.
İhtiyaç olmayan testler yapıldığını, bu testlerin çoğu zaman açıklanamadığını, ancak ciddi maddi kayıplar yaşandığını, insanların da testlere yorum yaptırabilmek için koşuşturduğunu anlatan Rogers, laboratuvarların denetlenip denetlenmediğini sordu, bu alanda genetik danışmanların görevlendirilebileceğini kaydetti.
Rogers, kanser vakalarının yaşlılar yanında artık gençlerde de görüldüğünü, bu yüzden bu konuya daha fazla eğilmeleri gerektiğini belirterek, kalp damar hastalıklarının da kanserden önde olduğunu söyledi, sigara içme oranlarının da bunda etkili olduğunu anlattı.
Toplumun hareketsiz olduğunu ve birçok hastalıkla mücadele edildiğini ifade eden Rogers, kalp damar hastalıklarıyla da mücadele edilmesi gerektiğini kaydetti.
Halkın ilaca ulaşımı, tedaviye ulaşımı gibi konularda gerekli gelişimin sağlanması, sağlıklı bir sağlık sisteminin kurulması gerektiğini belirten Rogers, hasta bakıcı konusunda da denetim ve düzenlemenin şart olduğunu belirtti.
Rogers, “2025 sağlık yılı olamadı, 2026 umarım olur” dedi.
Japonya’nın kuzeyindeki Aomori eyaleti açıklarında 6,7 büyüklüğünde deprem meydana geldiği bildirildi.
Japonya Meteoroloji Ajansından (JMA) yapılan açıklamaya göre, merkez üssü Aomori eyaletinin doğu açıkları olan 6,7 büyüklüğünde sarsıntı kaydedildi.
Yaklaşık 20 kilometre derinlikte meydana gelen depremin ardından ülkenin kuzey ve kuzeydoğu bölgeleri için tsunami uyarısı yapıldı.
Japonya’nın Aomori eyaletine bağlı Misawa bölgesi açıklarında 8 Aralık’ta meydana gelen 7,5 büyüklüğündeki depremde 50 kişi yaralanmıştı.
JMA, gelecek günlerde benzer veya daha yüksek büyüklükte artçı depremler olabileceği konusunda uyarıda bulunmuştu.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Rusya ile savaşa son vermek için 20 maddelik revize planı ABD’ye sunduklarını açıkladı.
Kiev’de gazetecilere konuşan Zelenskiy, plana ek olarak güvenlik garantileri ile Ukrayna’nın yeniden inşası konusundaki önerileri içeren belgeleri de paylaştıklarını söyledi.
Özellikle sorun yaratan konuları toprak meselesi ve Zaporijya Nükleer Santrali’nin yönetimi olarak sıraladı.
ABD’nin Ukrayna’ya ülkenin doğusundaki Donbas’tan askerlerini çekmesini ve burada askerlerden arındırılmış “serbest ticaret alanı” kurulmasını önerdiğini de belirtti.
Zelenskiy, Rusya’ya toprak devri gerçekleşecekse bunun referandumla halk arasında oylanması gerektiğini söyledi.
Ukrayna lideri, dün yaptığı açıklamada, “Son aşama en zor olanıdır. Birçok nedenden dolayı her şey altüst olabilir” ifadesini de kullandı.
Trump yönetiminin barış planı üzerindeki pazarlıklar, haftalardır, Ukraynalı, Rus, Amerikalı ve Avrupalı liderler arasında farklı toplantılarda ele alınıyor.
Beyaz Saray, barış anlaşmasının imzalanma ihtimali varsa, ABD Başkanı Donald Trump’ın hafta sonu Avrupa’ya temsilci göndereceğini açıkladı.
Sözcü Karoline Leavitt, “Başkan bu savaşın iki tarafından ve sadece toplantı tapmak için toplanmaktan bıkmış halde” dedi.
-Zelenskiy: ‘Güvenliğin garanti edilmesi halinde seçimlere hazırız’
Zelenskiy 10 Aralık’ta, ABD Başkanı Trump’ın Kiev’in seçimlerden kaçınmak için “savaşı kullandığı” iddialarını yinelemesi üzerine, ülkesinin “seçimlere hazır olduğunu” söylemişti.
Politico dergisine konuşan Trump, “Savaşı, seçimlere gitmemek için kullanıyorlar, ama Ukrayna halkının bu seçeneğinin olması gerektiğini düşünüyorum” demişti.
Zelenskiy’nin beş yıllık görev süresi Mayıs 2024’te doldu ancak Rusya’nın işgalinin ardından ilan edilen sıkıyönetim kapsamında seçimler askıya alınmıştı.
ABD ve diğer müttefiklerinin yardımıyla, oy güvenliğinin sağlanması halinde seçimlerin önümüzdeki 60 ila 90 gün içinde yapılabileceğini kaydetti.
Zelenskiy, “iktidara yapıştığı için savaşın bitmediği” söylemleri hakkında, “Bu tamamen mantıksız bir söylem” dedi.
Ukrayna Cumhurbaşkanı 2019’daki seçimleri yüzde 73’ün üzerinde oyla kazandı.
Seçimlere ilişkin tartışmalar, Rusya’nın 2022’de Ukrayna’yı işgalinden bu yana gündeme geliyor.
Rusya sürekli olarak Zelenskiy’yi “gayrimeşru bir lider” olarak nitelendiriyor ve ateşkes anlaşmasının bir koşulu olarak ülkede seçimlere gidilmesini talep ediyor.
Bu talep, Trump tarafından da zaman zaman dile getiriliyor.