12 Aralık 2025 Cuma
Canaltay: “Kapsamlı ve modern yöntemlerle yürütülecek bir nüfus sayımına ihtiyaç duyuyoruz”
Halil Kasım: ''Beldemize ulaşması beklenen su için sahadayız, hazırız''
Güney Kıbrıs Meteoroloji Dairesi, sarı alarm düzeyini turuncuya yükseltti
AB, Rus varlıklarını “kalıcı olarak dondurma” konusunda anlaştı
Avrupa Birliği (AB), Ukrayna’ya verilecek tazminat kredisinin ana unsurlarından biri olan ve önümüzdeki hafta Brüksel’de yapılacak liderler zirvesi öncesinde halen yoğun müzakerelerin sürdüğü Rusya Merkez Bankası’nın varlıklarını “süresiz olarak dondurmayı” kabul etti.
Bu şekilde AB, ABD’nin dondurulmuş varlıkların kontrolünü ele geçirmek isteyeceği ve savaşı sona erdirmek için Moskova ile müzakere ederken gelecekte yapılacak bir anlaşmada bunları kullanacağı endişesiyle varlıkları kendi yetkisi altında bulunduracak.
Euronews’in aktardığına göre kalıcı olarak dondurma kararı, dün öğleden sonra büyükelçiler tarafından, yalnızca üye devletlerin nitelikli çoğunluğunu gerektiren ve Avrupa Parlamentosu’nu devre dışı bırakan ‘AB’nin İşleyişi Hakkındaki Antlaşma’nın 122. Maddesi kapsamında kabul edildi.
Yasa 210 milyar euroluk varlığın Rusya Merkez Bankası’na geri transferini yasaklıyor. Varlıkların büyük bir kısmı, 185 milyar euro, Brüksel’deki merkezi bir menkul kıymetler depoziteri olan Euroclear’da tutuluyor. Kalan 25 milyar euro ise özel bankalarda tutuluyor.
KKTC’nin 5’inci Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Cübbeli Ahmet olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’ye ait görüntülerin 2023 yılında, Tatar’ın Türkiye’nin Sakarya iline gerçekleştirdiği bir ziyarette çekildiği öğrenildi.
Söz konusu görüntülerin Tatar’ın bilgisi ve izni dışında kayda alınarak medyaya servis edilmesi üzerine, Tatar hukuki adım atmaya hazırlanıyor.
Ersin Tatar yaptığı açıklamada, kendisinden habersiz çekilen ve sosyal medyada paylaşılan görüntülerle ilgili Türkiye’de yasal süreç başlatacağını ifade etti.
Kanlıköy ve Gönyeli barajlarının taşmasıyla birlikte yıllardır akış göstermeyen derelerin yeniden aktif hale gelmesi, Kanlıköy, Yenikent ve Gönyeli Batıkent başta olmak üzere birçok yerleşim bölgesinde ciddi su taşkınlarına neden oldu. Kısa süre içinde düşen yoğun yağışın yarattığı yüzey akışı, çevresel etkilerin yanında halk sağlığı açısından da ciddi bir tehdit oluşturdu.
Biyologlar Derneği, bölgelerde yaşanan taşkınların ardından kapsamlı bir halk sağlığı uyarısı yayımlayarak, acil önlem alınması gerektiğini vurguladı. Dernek, taşkın sularının kanalizasyon sistemleri, foseptikler, çöpler ve hayvansal-organik atıklarla karışması sonucu mikrobiyal yükün arttığına dikkat çekti. Özellikle ağıllardan taşan dışkı ve atıkların suya karışması, E.coli, Salmonella, Campylobacter ve Leptospira gibi patojenlerin yayılım riskini ciddi şekilde yükseltiyor. Bu durum; ishal, gastroenterit, cilt enfeksiyonları ve kontamine gıdalar aracılığıyla Hepatit A gibi hastalıkların görülme ihtimalini artırıyor.
Dernek, taşkın suyunun yalnızca biyolojik değil kimyasal açıdan da tehlikeli olduğuna işaret etti. Tarım alanlarından sürüklenen pestisit ve gübre kalıntıları, yollardan gelen yakıt ve ağır metaller, ağıllardan karışan amonyak ve nitrat birikimi; taşkın suyunun toksik özellik kazanmasına yol açarak toprağı ve yeraltı sularını uzun vadede riske sokuyor.
Su basan ev ve iş yerlerinde 24–48 saat içinde küf ve mantar kolonilerinin oluştuğunu belirten Biyologlar Derneği, bu durumun solunum yolu hastalıklarını tetikleyebileceğini vurguladı. Yaşlılar, çocuklar ve kronik hastalığı olan bireyler için riskin daha yüksek olduğu bildirildi.
Taşkınların çevresel etkilerine de değinilen açıklamada, sürüklenen çöplerin drenaj hatlarını tıkadığı, sokak hayvanlarının yerlerinden ettiği ve zoonotik hastalık riskinin büyüdüğü ifade edildi. Dernek ayrıca, doğal yaşam alanları su altında kalan kaplumbağa ve diğer yaban canlılarının yoğun trafik hatlarına yönelmesi nedeniyle hem canlı kayıplarının arttığını hem de trafik güvenliğinin tehlikeye girdiğini belirtti.
Dernek, halkın yalnızca güvenilir içme suyu kaynaklarını kullanmasını, sel suyuna temas eden gıdaların tüketilmeden önce mutlaka temiz suyla yıkanmasını, taşkın suyu giren alanlarda hızlı kurutma ve dezenfeksiyon yapılmasını önerdi. Kişisel hijyen uygulamalarının aksatılmaması gerektiği özellikle vurgulandı.
Kurumlara yönelik çağrıda ise vektör kontrolü, drenaj sistemlerinin temizlenmesi ve kirli su kaynaklarının izolasyonu gibi işlemlerin gecikmeden yapılması gerektiği belirtildi. Biyologlar Derneği, işbirliğine açık olduğunu ve bilimsel değerlendirmeleri ihtiyaç duyuldukça kamuoyu ile paylaşmaya devam edeceğini duyurdu.
ABD Başkanı Donald Trump, Rusya-Ukrayna konusunda artık zaman kaybetmek istemediklerini belirterek, hafta sonu yapılacak müzakereler konusunda, “Cumartesi günkü toplantıya katılıp katılmayacağımıza karar vereceğiz. İyi bir şans olduğunu düşünürlerse toplantıya katılacağımızı söyledik.” dedi.
ABD Başkanı Trump, yapay zeka ile ilgili bir imza töreninin ardından basın mensuplarının Rusya-Ukrayna gündemine ilişkin sorularını yanıtladı.
Trump, hafta sonu yapılacak ve Avrupalı ve Ukraynalı müzakerecileri bir araya getirecek görüşmelere ABD olarak katılıp katılmayacakları ile ilgili bir soruyu cevaplarken, bu konuyu halen değerlendirdikleri mesajını verdi.
ABD Başkanı, “Cumartesi günkü toplantıya katılıp katılmayacağımıza karar vereceğiz. Anlaşma konusunda iyi bir şans olduğunu düşünürlerse toplantıya katılacağımızı söyledik.” diye konuştu.
İki ülkenin halen çok sayıda asker kaybetmeye devam ettiğini ifade eden Trump, “Artık çok fazla zaman kaybetmek istemiyoruz. Bu zaman kaybının olumsuz olduğunu düşünüyoruz. Bu konunun artık çözülmesini istiyoruz.” yorumunu yaptı.
Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, konuya ilişkin dün yaptığı açıklamada, hafta sonu Avrupalı ve Ukraynalı temsilcileri bir araya getirecek müzakerelere katılıp katılmamayı değerlendirdiklerini belirterek, “Başkan (Donald Trump), bu savaşın her iki tarafına da son derece kızgın ve sadece toplantı yapmak için yapılan toplantılardan bıkmış durumda. Başkan artık söz değil, eylem istiyor.” dedi.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, önceki gün yaptığı açıklamada, ABD Hazine Bakanı Scott Bessent ve Trump’ın damadı Jared Kushner’den oluşan Amerikan heyeti ile “verimli” görüşmeler yaptıklarını söylemişti.
Amerikan CNN kanalına konuyla ilgili açıklama yapan ABD’li ve Ukraynalı yetkililer, söz konusu görüşmelerin ardından Ukrayna tarafının, Trump’ın 20 maddelik barış planına verdiği cevabı çarşamba günü ilettiğini açıklamıştı.
“Bostancı ve Derinya geçiş noktalarında seyrüsefer çıkarılabilecek”
“10 madde içindeki hellim konusunda ilerleme sağlandı”
“Metodoloji tamamlanmadan müzakere başlamaz. Müzakere olsun diye müzakere etmeyeceğiz”
Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, bugün gerçekleştirilen üçlü görüşmede hellim tescili, geçiş kapılarındaki düzenlemeler ve çözüm sürecine ilişkin metodoloji başlıklarında bazı somut ilerlemeler sağlandığını açıkladı.
Erhürman, on maddelik önerileri içinde yer alan hellim tescili konusunun ocak sonuna kadar tamamlanmasının netleştiğini, geçiş kapılarında ise bütün noktalarda personel artırımı yapılmasına ilişkin bir karar bulunduğunu söyledi.
Rum lider Nikos Hristodulidis’in Metehan’da yedi kabinin hâlihazırda kullanıma alındığını bildirdiğini aktaran Erhürman, araç seyrüsefer işlemlerinin Bostancı ve Derinya’da da yapılması konusunda hemfikir olunduğunu kaydetti.
– “Temel hedef Kıbrıs sorununun çözümüdür”
Ortak açıklamada temel hedefin Kıbrıs sorununun çözümü olduğunun yeniden vurgulandığını belirten Erhürman, “Temel hedef, bizim de her zaman söylediğimiz gibi, sadece güven yaratıcı önlemler üzerinde konuşmak değil; temel hedef Kıbrıs sorununun çözümüdür.” dedi.
Çözüme dair yapılan vurgunun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarında tanımlanan siyasi eşitlik ilkesi üzerinden şekillendiğini ifade eden Erhürman, metinde herhangi bir çözüm modeline açık bir atıf yapılmadığını; ayrıca ortak egemenlik alanlarında kararların siyasi eşitlik temelinde alınması yönündeki ifadenin de metne girdiğini belirtti.
Erhürman, siyasi eşitlik vurgusunun kendi dört adımlı metodolojilerinin birinci unsurunun tamamen kabul edildiği anlamına gelmediğini vurgulayarak, “Bu sadece ilk adımın bir bölümü niteliğindedir. Dört adımın tamamı kabul edilmeden kapsamlı müzakereye başlanması söz konusu değildir.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erhürman, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Hristodulidis ile BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin’in de katıldığı ve yaklaşık 3 buçuk saat süren görüşmenin ardından Cumhurbaşkanlığı’nda basın toplantısı düzenledi.
Üçlü görüşme öncesinde Rum lider Hristodulidis ile Kayıp Şahıslar Komitesi’ne sembolik bir ziyaret gerçekleştirdiklerini belirten Erhürman, Komite’de yürütülen çalışmalara ilişkin bilgi aldıklarını ve desteklerini yeniden ifade ettiklerini söyledi.
Yaklaşık üç buçuk saat süren görüşmede üç ana başlığın ele alındığını belirten Erhürman, bunların birincisinin Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümüne ilişkin dört maddelik metodoloji önerileri, ikincisinin Tatar–Hristodulidis döneminde başlayan güven yaratıcı önlemler, üçüncüsünün ise Türk tarafının daha önce sunduğu on maddelik öneriler olduğunu kaydetti.
Rum lider Hristodulidis’in bu kez kendi öneri paketini de getirdiğini söyleyen Erhürman, önerileri ilk kez gördükleri için ayrıntılı bir müzakere yapılmadığını, değerlendirilmek üzere not ettiklerini ifade etti.
– Hellim tescili ve geçiş kapılarında ilerleme
Erhürman, on maddelik önerileri içinde yer alan hellim tescili konusunun ocak sonuna kadar tamamlanmasının netleştiğini söyledi.
Geçiş kapılarına ilişkin olarak Metehan’da kabin ve personel sayısının artırılması yönündeki taleplerinin karşılık bulduğunu ifade eden Erhürman, Rum lider Hristodulidis’in Metehan’da yedi kabinin hâlihazırda devreye alındığını bildirdiğini aktardı. Erhürman, tüm geçiş noktalarında personel artırımı yapılması yönünde karar alındığını da açıkladı.
Ayrıca araç seyrüsefer işlemlerinin Bostancı ve Derinya’da da yapılması konusunda hemfikir olunduğunu, bunun Metehan’daki yoğunluğu azaltacağını ifade etti.
– Haspolat su konusu ve diğer başlıklarda odaklı çalışma
Görüşmede Haspolat’taki arıtılmış su meselesi dahil olmak üzere diğer teknik başlıkların da ele alındığını söyleyen Erhürman, geçiş noktaları ve ara bölgedeki güneş enerjisi santrali gibi önemli konuların da BM nezaretinde daha yoğun şekilde ele alınacağına dikkat çekti.
– “Ortak metinde çözüm modeline atıf yok”
Ortak açıklamada çözümün, BM Güvenlik Konseyi kararlarında tanımlanan siyasi eşitlik ilkesi çerçevesinde hedeflendiğini belirten Erhürman, metinde herhangi bir çözüm modeline atıf yapılmadığını vurguladı.
Ortak egemenlik alanlarında kararların siyasi eşitlik temelinde alınması yönündeki vurgunun da metne girdiğini belirten Erhürman, bunun hidrokarbon, enerji ve deniz yetki alanları gibi başlıklarda birlikte karar üretileceği anlamına geldiğini ifade etti.
Bununla birlikte siyasi eşitlik vurgusunun dört maddelik metodolojilerinin yalnızca birinci maddesinin bir bölümünü içerdiğini, dönüşümlü başkanlık unsurunun metne girmediğini söyledi.
– “Metodoloji tamamlanmadan müzakere başlamaz”
Erhürman, siyasi eşitlik vurgusunun yalnızca birinci maddenin bir kısmına karşılık geldiğini belirterek, “Bizim dört adımlık metodolojimizde tüm unsurlar tamamlanmadıkça kapsamlı çözüm müzakeresine geçilmeyecektir.” dedi.
Birinci maddenin yalnızca yarısına ilişkin bir kabul bulunduğunu, bu nedenle sürecin henüz başında olduklarını ifade eden Erhürman, “Bugün itibarıyla 8’de 1’deyiz.” diyerek müzakerelerin tüm adımların kabul edilmesiyle başlayabileceğini yineledi.
– “Müzakere olsun diye müzakere etmeyeceğiz”
Erhürman, Kıbrıs sorununa ilişkin çok net ve ilkesel bir duruşları olduğunu vurgulayarak, çözüm iradelerinin her zaman güçlü olduğunu söyledi.
50 yıldır süren çözüm çabalarının sonuç vermediğini belirten Erhürman, “Madem ki bir sonuca ulaşmıyor, o halde bundan ders çıkarmamız ve bazı şeyleri değiştirmemiz gerekiyor.” dedi.
BM Genel Sekreteri Guterres’in “Bu defa farklı olmalı” sözlerini hatırlatan Erhürman, dört maddelik metodolojiyi bu nedenle hazırladıklarını ifade ederek, metodolojinin kabul edilmesi halinde çözümün daha ulaşılabilir olacağını kaydetti.
“Biz müzakere olsun diye müzakere etmek istemiyoruz” diyen Erhürman, kendilerini çözüme götürecek bir müzakere masası kurulması gerektiğini, bunun da ancak doğru metodolojinin baştan oluşturulmasıyla mümkün olacağını vurguladı.
Bu çerçevede siyasi eşitliğin müzakere masasına oturmadan önce, pazarlık konusu yapılmaksızın ve BM Güvenlik Konseyi kararlarında tanımlandığı şekilde kabul edilmesinin şart olduğunu söyledi.
Erhürman, “Bugün bunun masaya konmuş olmasını önemli buluyoruz ama bizim açımızdan bu tek başına yeterli değildir.” ifadelerini kullandı.
Erhürman, üç noktada küçük ilerlemeler sağlanmış olsa da bunların “iyi niyet adımları” niteliğinde olduğunu, geçiş noktaları ve güneş enerjisi santrali gibi daha somut güven yaratıcı önlemlerde ilerleme sağlanması gerektiğini vurguladı.
5+1 toplantılarının verimli olmasını amaçladıklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erhürman, “Küçük çözümler yeterli değil ancak ilk adımlardır. Esasa dahil değildir. Amacımız 5+1 toplantılarına girmeden önce geçiş noktaları gibi elle tutulular ilerlemeler sağlanmasıdır” dedi.
– Rum tarafından öneriler…
Rum lider Hristodulidis’in sunduğu önerilere ilişkin değerlendirmesinde Erhürman, bu önerilerin hiçbirinin kapsamlı çözüm müzakerelerine ilişkin olmadığını, on maddelik güven yaratıcı önlemler paketine benzer nitelikte olduğunu kaydetti.
– Geçiş noktaları ve teknik konular görüşmeyi uzattı
Basın mensuplarının görüşmenin neden uzun sürdüğü yönündeki sorusuna yanıt veren Erhürman, Rum liderin bu kez kendi önerilerini sunmasının yanı sıra geçiş noktaları ve güneş enerjisi projesine dair teknik tartışmaların süreyi uzattığını söyledi.
Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümüne ilişkin vurgu kısmının da zaman aldığını söyleyen Erhürman, “Çünkü biz orada daha önce yaptığımız gibi herhangi bir çözüm modeline direkt atıf yapmayı doğru bulmadığımızı metodoloji üzerinden gitmemiz gerektiğini hep vurguladık ve sonuç itibariyle de Kıbrıs sorunun çözümünün hedef olduğu ortaya konulmakla birlikte dediğim gibi bizim metodolojimizin birinci maddesinin birinci kısmı üzerinde uzlaşıldı. Bir de tabii Ersin Bey, Sayın Hristodulis döneminden kalan özellikle geçiş noktalarıyla ilgili çok ayrıntılı haritalar üzerinden bir tartışma gerçekleşmesi gerekiyordu ve o gerçekleşti.”şeklinde kouştu.
– “Daha 8’de 7 duruyor”
Erhürman, kapsamlı çözümün ancak dört maddeli metodolojinin tamamı kabul edildiğinde mümkün olacağını vurgulayarak, “Bugün birinci maddenin sadece yarısı kabul edilmiştir. Daha 8’de 7 duruyor. O gerçekleşmeden müzakereye başlamamız söz konusu değildir.” dedi.