4’lü koalisyon hükümetinin bitme nedeni olarak gösterilen, Serdar Denktaş’ın oğlunun şirketine arazi kiralaması, Kudret Özersay tarafından 6 ay sonra tekrar gündeme getirildi, Denktaş sert çıktı:
Büyük umutlarla, 2018 yılının Şubat ayında kurulan 4’lü koalisyon hükümeti, göreve geldikten kısa süre sonra, 2019 yılının Mayıs ayında dağılmıştı.
4’lü koalisyon hükümetinin dağılma sebebinin, dönemin hükümet ortaklarından Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay tarafından, o dönem Demokrat Parti Genel Başkanı olan Serdar Denktaş’ın, oğlu Rauf Denktaş’ın kuracağı üniversite için kiraladığı arazi olduğu ileri sürülmüş, olayın yankıları uzun süre devam etmişti.
Uzun süre kamuoyunu meşgul eden olay için Denktaş, her üniversite kurulacağında yapılan arazi kiralanması usulünün, kendi oğlunun şirketi içinde aynı şekilde yapıldığını savunmuştu.
Üzerinden yaklaşık altı ay geçtikten sonra, arazi konusunun, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay ve Halkın Partisi Genel Sekreteri Yenal Senin tarafından tekrar gündeme getirilmiş olmasıyla ilgili Havadis’e konuşan Lefkoşa Milletvekili Serdar Denktaş, amacın, bir proje olarak siyasete girdiğini öne sürdüğü Özersay’ın, kendini tekrar parlatmak istemesi olduğunu söyledi.
Denktaş: Oğlum, ben muhalefetteyken bu adımı attı
Serdar Denktaş, oğlu Rauf Denktaş’ın kurduğu Rauf Raif Denktaş Üniversitesi ile ilgili, üniversitenin neden vakıf değil de özel şirket üzerinden kurulduğu eleştirilerine karşı, vakfın böyle bir gücü olmadığını, vakıf içindeki üyelerin bir kısmının Amerika’da, bir kısmının Türkiye’de, bir kısmının da Kıbrıs’ta olduğunu belirtti.
Aslında vakıf üzerinden hareket edilmesi halinde vergi gibi bazı avantajların olduğunun da farkında olduklarını söyleyen Denktaş, diğer taraftan mali desteğini bir ortağı vasıtasıyla bulmuş bir aile bireyinin ‘Ben dedemin adına bir üniversite kurmak istiyorum’ diyerek, kendisi muhalefetteyken yola çıktığını hatırlattı.
“Mezarlıkların yanındaki arazileri dahi kiraladılar”
Denktaş, başından itibaren oğlu Rauf Denktaş’a birçok sorun çıkarıldığını ileri sürerek, ülke de her üniversite kuracağım diyene devletin arazi verdiği gerçeğinin ortada durduğuna, hatta Lefkoşa’da mezarlık alanlarının kısıtlı, var olanların da dolu olmasına rağmen bile, mezarlık bitişiğindeki arazinin bir okul için kiralandığına dikkat çekti.
Devletin, üniversitelere arazi kiralamasının birinci sebebinin, bunun ciddi bir yatırım olması, ikinci sebebinin istihdam sağlayacak olması, diğer bir sebebinin de eğitim adası olma hedefi olduğunu ifade eden Denktaş, böylesi bir noktada, bu ülkenin kurucu Cumhurbaşkanı adına bir üniversite kurulmak isteniyor diyerek, “Devlet olarak bunu sen yapabilir misin?” diye sordu.
Denktaş, “Devletin ilişkide olduğu iki üniversitemiz var. Her ikisiyle de iletişime geçtim. ‘Birini Dr. Fazıl Küçük Üniversitesi, birini Rauf Raif Denktaş Üniversitesi yapalım’ dedim. ‘Biz adımızı uluslararası alanda bu isimlerle duyurduk, değişmemiz doğru olmaz’ dediler, ben de ‘tamam’ dedim” diyerek, daha önce de bununla ilgili adımlar attığını belirtti.
“Araziyi sırtına vurup götürmeyecek, yatırım yapacak”
Bu ülkede var olan üniversitelerden çoğunun Türkiye’deki siyasetçilerle ilişkisi olduğunu vurgulayan Denktaş, kendisinin de ülkenin kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın oğlu olduğunu, adına üniversite kuracak olanın da torunu olduğunu hatırlatarak, “Bu çocuk üniversite kuracak. Araziyi sırtına vurup götürmeyecek, birine satmayacak, üzerinde yatırım yapacak” dedi.
“Sen hükümet ve yerel belediyeler olarak, bu devletin kurucusunun adını, ne bir parka ne bir yola koymayı bile düşünmüyorsun. Ama ben onun adına bir üniversite kuracağım. Başkalarına olduğu gibi bana da bir yer kirala dediğimizde sorun çıkıyor” diyen Denktaş, üniversiteyi kurarken ilk hedeflerinin, Surlariçi’ni büyük bir kampus haline getirmek olduğunu belirtti.
“Yabancı yatırımcıya mubah da, yerliye değil mi?”
Surlariçi’ndeki ev sahiplerinin evlerini yeniden restore etmeye başlamasına sebep olacakları, hem de bölgenin değerini arttıracakları bir yatırımı hayal ettiklerini söyleyen Denktaş, bir Oxford üniversitesinin Oxford şehrine yaptığı katkıyı, Rauf Raif Denktaş Üniversitesi’nin de bu şehre yapacağı düşüncesiyle yola çıktıklarını, Surlariçi’ndeki hastanenin de bu düşünceyle kiralandığını vurguladı.
Bu sayede bölgede her tarafın düzenlenmeye başladığını, şimdiden, yapılan yatırımların bölgenin çehresini değiştirdiğini ve güzelleştirdiğini söyleyen Denktaş, “Kötü mü oldu yani?” diye sordu ve ekledi “Yani bir başka ülkeden gelen yatırımcıya yer vermek mubah ama senin yerli yatırımcının, üstelik kurucu Cumhurbaşkanının adını yaşatacak bir üniversite kurmak istemesi bu kadar mı kötü?”
“Park yapılacak diye üniversite için verilmeyen araziye binalar dikildi”
Denktaş, oğlunun Rauf Raif Denktaş adına bir üniversite kurmak istemesi üzerine arazi arayışının uzunca bir süre devam ettiğini örnekler vererek açıkladı. Metehan çıkışında, Alayköy’e doğru giden bölgedeki bir arazi için adımlar attıklarını, asker tarafından da kendilerine ‘Madem üniversite kuruyorsunuz, gelin burayı verelim, hem Kuzey’e girişte güzel bir hoş geldin imajı olur, hem de yapılacak bir yatırımla burası Türkleşmiş olur’ dendiğini hatırlatarak, “Zaten olası bir çözümde, o alan askerin elinde olduğu için iade edilecek bir alandı” dedi.
Arazinin kiralanacağının duyulması üzerine, ‘Park yapılacak yer, üniversite için peşkeş çekiliyor’ denilerek bölgede eylem yapıldığını anımsatan Denktaş, bunun, kendisinin bakanlığı dönemine denk gelmesi sebebiyle de, araziyi iade ettiklerini söyledi.
Denktaş, “Şimdi, ‘Park yapılacak yeri Denktaş’a peşkeş çekiyorlar’ dedikleri o yere apartmanlar diktiler. Yani apartman yapılsın ama Rauf Raif Denktaş Üniversitesi yapılmasın” dedi.
“Herkesin bilgisi dâhilinde kiralama yaptım”
Arazi kiralama girişimlerinden birinde, yine Metehan’da, Kalın Yol bölgesinden Güzelyurt’a giden yolun solundaki bir araziyi kiralamak istediklerini ve oğlu Denktaş’ın bu konuda başvuru yaptığını, kendisinin de bu öneriyi bakanlar kuruluna sunduğunu söyleyen Denktaş, bakanlar kurulunun kendisine sürekli ‘Dur, bekle, biraz daha dursun’ dediğini ileri sürdü.
YÖDAK ve YÖK’ün de, arazi ve proje olmadan izin vermediğini belirten Denktaş, projenin hazırlanması ve onaylanmış proje ile başvuru yapılması zorunluluğunu dile getirerek, oğlu Denktaş ve ortağının, genç yatırımcılar olduğunu, proje için şimdiye kadar milyonlarca lira harcadıklarını söylemesine rağmen, bakanlar kurulunda yine kendisine ‘Yine de beklesin’ denildiğini dile getirdi.
Denktaş, “Bir üniversite yaptığında, ‘üniversiteyi yaptım’ deyip kara geçmiyorsun ki, 10 yıl bazen 15 yıl sadece sürekli yatırım yapıyorsun” dedi.
Denktaş, “Nihayet dedim ki, ‘Bu yatırımları başlatabilmek ve projeyi hazırlatabilmek için 35 yıl değil de, 10 yıllık kiralayalım en azından. Hiç olmazsa projeyi hazırlayıp onaylattırsınlar da YÖK’e başvurabilsinler’. Bunu bakanlar kurulunda söyledim, herkesin bilgisi dâhilinde kiralama yaptım” diye konuştu.
“Zeki Çeler ve Erkut Şahali de ‘Haberimiz vardı’ dediler”
Serdar Denktaş’ın, oğlunun kuracağı üniversite için kiraladığı araziden dolayı 4’lü koalisyon hükümetinin dağıldığını söyleyen Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay ve hemen ardından Halkın Partisi Genel Sekreteri Yenal Senin’in, altı ay sonra konuyu tekrar gündeme getiren açıklamalar yapması üzerine Denktaş, “İçinde olmadığı iddia edilen 60 dönüm de bu listenin içindedir. Niye çıkarayım ki?” diye sordu.
Nazım Çavuşoğlu’nun, mecliste belli tarihlerde yapılan kiralamalarla ilgili sorduğu soru üzerine, tüm kiralama dökümlerini Emlak Malzeme Müdürlüğü’nden alarak, hem meclise hem de tüm bakanlara verdiğini hatırlatan Denktaş, “Eğer o dökümün alındığı dönemin içinde kiralama yapılmışsa, o listenin içinde muhakkak var. Olmasa dahi, hani daha sonrasında kiralanmış olsa dahi bakanlar kurulunda konuşulan ve anlatılan bir şeydi. Zeki Çeler ve Erkut Şahali de, sağ olsunlar, bu konuda bilgileri olduğunu söylediler de yalnız kalmadım” dedi.
“Özersay, aldığı talimatla hükümeti bozarken, beni de itibarsızlaştırmak istedi”
Oğlunun kuracağı üniversite için kiraladığı arazinin, 4’lü koalisyon hükümetinin düşürülme nedeni olarak gösterildiğini ama hedefin daha başka olduğunu iddia eden Denktaş, Özersay’ın, gizli pazarlıklar yaparak hükümeti bozmaya zaten karar verdiğini, bunu yapmanın yanında bir de Serdar Denktaş’ı itibarsızlaştırmak istediğini öne sürdü.
“Ben bu adımı gördüğüm için, Maliye Bakanlığı’ndan istifa ettim. Ben de Başbakana, ‘DP adına sizden başka bir bakanlık da talep etmiyorum. İsterseniz HP’den birine verin, isterseniz CTP’den birini atayın. Yeter ki, hükümet devam etsin, ben de destek vermeye devam edeceğim’ dedim” diyen Denktaş, ortadaki iddialar nedeniyle dokunulmazlığının kaldırılmasının talep edilmesini de kendisinin istediğini, suç unsuruna rastlanması halinde de yargılanmaktan kaçınmayacağını söylediğini belirtti.
“Özersay, kendini yeniden paketlemeye çalışıyor”
Denktaş, hükümetin devam etmesine yönelik tüm çabalarına rağmen, Özersay’ın ertesi gün hükümeti bozduğunu hatırlatarak, “Ne oldu? Çünkü öyle talimat almıştı. Şimdi yeniden temcit pilavı gibi bunu ortaya koymasının nedeni nedir? Kendini yeniden paketlemeye, parlatmaya, beni de itibarsızlaştırmaya çalışmaya devam ediyor. Ama unuttuğu bir şey var. Benim itibarımı bana oturduğum makam vermedi” dedi.
“İnsanların içine rahat çıkabiliyorsam, ben ben olduğum içindir” diyen Denktaş, o gün bakanlığı bıraktığını ve bu dönemin sonunda da milletvekilliğine aday olmayacağını açıkça söylediğini, bunun da itibar kaybettirecek bir şey olmadığını ifade ederek, “Ben yine Serdar’ım. Çünkü dün nasılsam, bu gün de öyleyim. Bakan olduğum dönemde de kendi arabamı kullanıyordum, şimdide. Yürüyüşüm değişmez bakan olunca, başka arkadaşlar gibi” diyerek Özersay’ın kendisini itibarsızlaştırma çabalarının sonuçsuz kaldığını söyledi.
“Suç var diyorsan, meclise getirirdin. Yapamadın, çünkü yok”
30 yıllık siyasi hayatının belli bir süresini bakan olarak geçirdiğini, Gençlik ve Spor Bakanlığı yaptığı dönemde, alt yapının hareketlenmesi, Turizm Bakanlığı’nı devraldığı dönemde, geçmiş turizm bakanlarına göre çok daha başarılı bir performans ortaya koyduğunu ama en önemlisinin Maliye Bakanlığı döneminde, çok zor koşullarda, denk bütçeyi, artı bütçeyi hazırlayarak yürütmüş olması olduğunu söyleyen Denktaş, bunun da kendisinin itibarını yükselttiğin de farkında olduğunu vurguladı.
“Özersay’a göre bu itibar yükselişimin sıfırlanması gerekiyordu. Hâlbuki benim herhangi bir hareketimde bir suç unsuru görüyorsan, bunu meclise ve mahkemeye taşıyacaksın. Ama bir suç unsuru bulamadığı için bunu yapamadı” diyen Denktaş, bu zamana kadar kendisine birçok iftira atıldığının, çoğuna cevap bile vermediğinin, bu konu hakkında konuşmasının da kendisi için zül olduğunun altını çizdi.
Siyasi hayatı boyunca, beklentilerini karşılayamayarak ya da istediklerini yapmayarak bireyleri kırmış olabileceğine ama devlete ya da ülke bütünlüğüne yönelik bir hatası olmadığına dikkat çeken Denktaş, “Benimle dertleri nedir, anlamam mümkün değil” dedi.
“Özersay, tecrübelendirilmiş bir projedir”
Özersay için sert konuşan Denktaş, “İşin doğrusu kendisi bir proje olarak ortaya çıktı. Tecrübelendirilmiş bir süreçten sonra yeni bir proje olarak ortaya atıldı. Ama bu güne kadar olduğu gibi, bu ülkede hiçbir proje yürümedi. Küçük yer ve insanlar erken öğreniyor bir takım şeyleri” dedi.
Özersay’ın ilk parladığı dönemde, yaptığı muhalefetin, kahvede vatandaşın konuştuğunu duyup, akademik bir dille yeniden vatandaşa satmasının işe yaradığını ama sırtına küfeyi vurunca, aynı şey olmadığını anladığını söyleyen Denktaş, o makamda oturup, yapabileceklerini ve yapamayacaklarını, neyi neden yapamadığını gördüğünde, söylediklerini yutmasının çok kolay olmadığını da sözlerine ekledi.
3. SAYFA
23 Kasım 2024SPOR
23 Kasım 20243. SAYFA
23 Kasım 2024SPOR
23 Kasım 2024SPOR
23 Kasım 20243. SAYFA
23 Kasım 20243. SAYFA
23 Kasım 2024