Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Arşivlerimizin Gelişimi, Vizyonu ve Tarih Araştırmalarına Katkısı Sempozyumu’nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
“31 milyon belge ve 275 bin defter tasnif edilmiştir”
Yeni yönetim sisteminde Devlet Arşivlerini Cumhurbaşkanlığına bağladık. Bu durum kamunun belge yönetimi ile arşiv birikimine verdiği önemden kaynaklanıyor.
Hep yanarım Süleymaniye’deki arşivlerin haline. Bizi yeni yerin yapımına o itmiştir özellikle. Osmanlı dünyada en iyi kayıt tutan ve muhafaza eden devletlerin başında gelir. Osmanlı arşivinde yürütülen çalışmalarla 31 milyon belge ve 275 bin defter tasnif edilmiştir. Belgelerin restorasyonu konusunda çok önemli adımlar attık. Bu konu artık bir uzmanlık alanı haline geldi. Rami Kışlası’nda da kütüphane ve bu tür birimleri kuracağız.
“Arşivciliğimizin önünde artık yeni bir dönem açmış bulunuyoruz”
Devlet Arşivleri Başkanlığını Cumhurbaşkanlığı’na bağlayarak belirsizlikleri ortadan kaldırdık. Arşivciliğimizin önünde artık yeni bir dönem açmış bulunuyoruz. Milletimizin geçmişiyle bağlarını koparmak için fevkalade yanlış bir politika yürütülmüştür, kısır bir anlayış türetilmiştir. Yeni nesillerimizin kafasında sanki milletimizin tarihi 1919’dan başlıyor fikri nakşedilmeye çalışıldı.
“Osmanlı arşivi 40’tan fazla ülkenin geçmişini barındırıyor”
Arşivcilik açısından baktığımızda dahi karşımızda eşsiz bir hazine durduğunu görüyoruz. Osmanlı arşivi öyle bir hazine ki sadece ülkemizin değil, 40’tan fazla ülkenin geçmişini içinde barındırıyor. Bölgemizdeki kimi ülkeler ve örgütler haydutlukla, hileyle demografiyi değiştiriyor ve hukuki kılıflar uydurmaya çalışıyor. Bizim arşivimizdeki kayıtlar bu bölgenin gerçek sahiplerini ortaya koyuyor.
“Osmanlı Türkçesini bilmek elzemdir”
Ortaöğretimden başlayarak Osmanlı Türkçesini yaygınlaştırmamız, tarihimizle bağımızı güçlendirmek bakımından önemli. Osmanlı Türkçesini bilmek elzemdir. Cumhuriyet dönemi devlet adamlarının önemli bölümü notlarını Osmanlı Türkçesi ile tutmuştur.
Bir insanın şahdamarı kesildiğinde durumu ne ise arşivleri olmayan devletin durumu da öyledir.
“Hepsinin de kanlı bir geçmişe sahip olduğunu görüyoruz”
Arşivlerimiz sayesinde, tüm dünyaya göğsümüzü gererek gerçekleri haykırdığımız tartışmalardan biri de, Ermeni meselesidir. Ermeni meselesi ve terörle mücadele üzerinden Türkiye’ye insan hakları ve demokrasi dersi vermeye kalkışanlara baktığımızda, hepsinin de kanlı bir geçmişe sahip olduğunu görüyoruz. Buna karşılık her fırsatta iftira attıkları bizim ecdadımız ise kalpleri, gönülleri fethederek hâkimiyet alanını genişletmiştir.
“Amacı hakikati bulmak olan herkese arşivlerimizin kapıları açıktır”
Bizi Ermeni meselesi üzerinden köşeye sıkıştırmak isteyenlerin yüzlerine, her fırsatta kanlı geçmişlerini çarpmak mecburiyetindeyiz. Doğu Anadolu bölgemizdeki Müslüman ahaliyi kadın, çocuk, ihtiyar demeden katleden Ermeni çetelerini ve onlara destek verenlerin tehciri, böyle bir dönemde yapılabilecek en makul davranıştır. Daha sonraki gelişmeler, tehcirin, daha büyük felaketlerin önüne geçen gerçekten isabetli bir karar olduğunu göstermiştir.
Bu gerçeklerin hepsi de arşiv belgeleriyle sabittir. Amacı hakikati bulmak olan herkese arşivlerimizin kapıları sonuna kadar açıktır.
“4 milyon insanın ölümünün sorumlusu ne Türkler, ne de Müslümanlardır”
Son asırlarda insanlığın yaşadığı büyük kıyımların ve acıların, sorumlusu veya kışkırtıcısı, bugün insan hakları ve özgürlükler havarisi maskesi takanlardır. Bu vahşetlerin, katliamların, soykırımların ve işkencelerin hiçbirisinde bizim dahlimiz bulunmadığı gibi çoğu defa mağduru olduk. Haçlı Seferlerinde, o dönemin dünyasında çok büyük bir rakamı ifade eden 4 milyon insanın ölümünün sorumlusu ne Türkler, ne de Müslümanlardır. Sömürgecilik yoluyla ekonomik refah tesis etmek için dünyanın dört bir yanında 50 milyon insanın vahşice katledilmesinin sorumlusu da Türkler veya Müslümanlar değildir.
“Kimsenin başını kaldıracak yüzü kalmaz”
25 sene önce Ruanda’da 800 bin insanı soykırımda kimlerin öldürdüğü aşikardır ve failleri Fransızlardır. Kalkıp bize ders veriyor Fransızlar. Geçtiğimiz yıllarda, Bosna’da, Karabağ’da, Arakan’da toplamda milyonlarca masum insanı vahşice katledenlere kimlerin seyirci kaldığını, kimlerin örtülü destek verdiğini de gayet iyi biliyoruz.
Millet olarak bizim yaşadığımız acıların listesini çıkartmaya kalksak, herhalde kimsenin başını kaldıracak yüzü kalmaz.
Sadece 1912 yılından 1919 yılına kadar, Balkanlarda 2 milyon, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da da 2 milyona yakın sivil kardeşimiz, sırf Türk ve Müslüman oldukları için katledilmişlerdir.
Bugün de Irak’ta, Suriye’de, Afrika’nın çeşitli yerlerinde ölen milyonlarca sivilin gerçek katilinin kimler olduğunu herhalde söylemeye gerek yoktur.
Ermeni meselesi ve terörle mücadele üzerinden Türkiye’ye insan hakları dersi vermeye çalışanların geçmişi kanlı.
3. SAYFA
23 Aralık 2024SPOR
23 Aralık 20243. SAYFA
23 Aralık 2024SPOR
23 Aralık 2024SPOR
23 Aralık 20243. SAYFA
23 Aralık 20243. SAYFA
23 Aralık 2024
611722 363665I real delighted to uncover this internet site on bing, just what I was searching for : D also bookmarked . 641347