Ülkemizin önde gelen gıda ve temizlik ürünleri ithalatçısı Abdullah Karakuştan önemli açıklamalar…
Öncelikle tüm dünyaya sağlıklı güzel günler dilerim. Umarım biran önce içinde bulunduğumuz bu Corona kabusu biter ve normal yaşamlarımıza geri döneriz. Burada paylaşmak istediğim konu dünyadaki gıda ithalatında yaşanan (veya yaşanması muhtemel sorunlara) dikkat çekmektir:
Ülkemizde olduğu gibi birçok ülkede sokağa çıkma kısıtlamaları, önlemler uygulanıyor. Bu virüsün hızlı yayılması birçok fabrikanın ham maddeye erişimini, insan gücüne erişimini ve ambalaja erişimini sınırlandırdı. Bunun üzerine bir de gereğinden fazla panik alışverişleri eklenince fabrikalar Mart ayında bize 6-8 hafta sonra siparişinizi karşılayabiliriz demeye başladılar. Buraya kadar pek bir sıkıntı yok gibiydi. Ancak şuan birçok ülke birçok ürünün ihracatını kendi ülkesine yetebilmesi kaygısıyla yasaklıyor ve eskisi gibi parayı basar alırız mantığı işe yaramıyor.
Çünkü bizim ülkemiz gibi ithalata dayalı birçok diğer ülkede aynı taleplerde bulunuyor ama maalesef ihracat yasaklarından dolayı bu talepler karşılanamıyor. Örneğin geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin de en çok buğday ithal ettiği Rusya buğday ihracatını durdurma kararı aldı. Elimizde ne kadar stok var, ne kadar yetecek? Alternatif kaynak bu dönemde bulunabilir mi? Bulunursa hangi fiyattan olacak? Bu örnekten gidersek buğday, un, ekmek, makarna, bisküvi gibi birçok ürünü üretebilmemiz için gerekli bir malzeme ve yıllardır aldığımız kaynak peşin bile ödesek bunu bize şuan için vermeyecek.
Peki KKTC’de durum ne? Çek takas durdurularak 2 hafta nakit akışımız durma noktasına geldi. Sonra isteyene 90 günlüğüne çekini iade etme hakkı tanındı (bu doğru veya yanlıştır demiyorum). Bu durumdan da hemen hemen her gün tahsilatımızın bir kısmı bizlere iade oluyor. Tedarik süresinin uzadığını ve zorlaştığını, uluslararası ticarette en çok kullanılan USD para biriminin 5.80TL’lerden 7TL’ye kadar yükseldiğini ve maliyetlerimizin yükseldiğini sürekli açıklıyoruz. Ama geçmişten kalma kazanılmış haklar mantığıyla halen gıda sektöründe 3-4 ay vadeler sürdürülmesinde ısrar eden bir de müşteri tarafı var.
Yıllardır bu şekilde ticaret oluyordu şimdi niye vademizi kısalım diye bir düşünce var. Peki 3-4 ay sonra durum böyle veya kötüleşmeye devam ederse birçok ürün ihracat yasağına girecek ve biz bu çekleri bozsak da getirecek mal bulamayacağız. Yerli üretimi hızla güçlendirelim gerekli yatırım kolaylıkları ve teşvikleri sağlansın ama unutmayalım ki Roma bir günde kurulmadı. Biz bugün yerli üretimimizi geliştirelim kararını versek yıllar alacak. Önümüzde bir gıda tedarik zinciri aksama problemi var ve her kesim ithalatçı, marketçi, tüketici, nakliyeci, devlet kurumları bu süreci olası tehlikelere karşı elbirliğiyle aşalım.
Aksi takdirde parası olanda olmayan da birçok malzemeye erişemeyecektir. Belki bugün için bunu anlamak birçok sıradan tüketiciye zor gelebilir ama ithalatçı arkadaşlar bizlerin yıllık forecast planlarıyla aslında bir sonraki siparişimizi değil de tüm yılın planını önceden yapıp yurt dışındaki ana üreticilere sunduğumuzu bilirler ve şuan üretim önceki forecast edilen rakamlardan az; talep de forecast edilenden çok, üzerine bir de ihracat yasakları hergün geliyor. Hızlı davranıp 5-6 ay ülkemize yetecek gıda stoğunu sağlayamazsak sorunlarla yüzleşebiliriz. Sağlıklı güzel günler dileğiyle.
3. SAYFA
23 Aralık 2024SPOR
23 Aralık 20243. SAYFA
23 Aralık 2024SPOR
23 Aralık 2024SPOR
23 Aralık 20243. SAYFA
23 Aralık 20243. SAYFA
23 Aralık 2024