“YATAY SEYİR İZLİYOR”…
Başbakan Ersin Tatar, dün itibarıyla, KKTC’de konulan ilk Covid-19 teşhisinin üzerinden bir ay geçtiğini kaydederken, “9 Mart, bildiğiniz üzere ilk Alman turistte Korona’nın tespit edildiği gündür. O günden sonra biz her gün sürekli olarak tedbirleri sıklaştırdık. Uçakları durdurduk, Güney kapılarını kapattık, okulları tatil ettik, idari izinler verdik, devlet kadrolarında tatiller organize ettik ve özel sektörde de elzem sektörler hariç kapatılma sağlayarak, insanların evlerinde bulunmasını sağladık. Tüm bu tedbirlerin akabinde şu anda geldiğimiz noktada seyir yatay ve 60 civarında” ifadelerini kullandı.
SEKTÖRLER İŞ BAŞI YAPIYOR…
Ersin Tatar, özel sektörün yüzde 80’inin halen kapalı olduğunu belirterek normalleşmenin başlayacağı sektörlere de değindi. Tatar, “Eğitim en sona kalacak. İlk önce paket servisler diyorum çünkü insanlara yemek götürebilir ve birtakım hizmetler verilebilir. Sonra inşaat sektöründe yavaş yavaş açılmalar, ki onlar zaten izole ve açık havada çalışıyor. En sonda da kahvehaneler ve restoranlar gelecek ama inşallah o da uzun sürmeyecek çünkü Bilim Kurulu ve sağlık bakanlığımızdan gelecek tavsiyeler doğrultusunda hükümetimiz oturacak ve bu kararları alacak” dedi.
“TÜRKİYE’DEN MALİ DESTEK”…
Ersin Tatar, Maliye Bakanlığı tarafından duyurulan ve Türkiye’nin KKTC’ye yapacağı yeni yardımı kapsayan pakete dair de konuşan Tatar, “Türkiye Cumhuriyeti ile biz bu protokolleri, ekonomik anlaşmaları hep yapıyoruz. Bundan sonra da bunlar olacaktır. Detaylar, heyetler arası görüşmelerden sonra ortaya çıkacaktır. Önemli olan, aramızdaki maneviyat ve bu ilişkinin her daim sağlıklı bir şekilde devam ettirilmesidir. O konuda gösterilen ilgiye de teşekkür ediyorum. Türkiye, şu an zorlu bir dönemden geçiyor. 80 milyon nüfusla bu işi yönetmek çok daha zordur” açıklamasını yaptı. Ali ÇATAL Başbakan ve Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Ersin Tatar, yeni tip Koronavirüs (Covid-19) savaşımında gelinen noktayı ve bu mücadelenin olası eko-politik yansımalarını KIBRIS’a anlattı. Özel sektörün yüzde 80’inin halen kapalı olduğuna dikkat çeken Tatar, normalleşmenin başlayacağı dönemden söz etti. Tatar, eğitimin en sona kalacağının altını çizerek ilk önce paket servislerin hizmete girmesini düşündüklerini ardından inşaat sektöründe yavaş yavaş açılmalar olabileceğini söyledi. Bilim kurullarından aldıkları bilgiler ve aynı zamanda Sağlık Bakanlığı görüşleri doğrultusunda 9 Mart’tan düne tam bir ay olduğunu kaydeden Tatar; “9 Mart, bildiğiniz üzere ilk Alman turistte Korona’nın tespit edildiği gündür. O günden sonra biz her gün sürekli olarak tedbirleri sıklaştırdık. Uçakları durdurduk, Güney kapılarını kapattık, okulları tatil ettik, idari izinler verdik, devlet kadrolarında tatiller organize ettik ve özel sektörde de elzem sektörler hariç kapatılma sağlayarak ve insanların evlerinde bulunmasını sağladık” diye konuştu. “Tüm bu tedbirlerin akabinde şu anda geldiğimiz noktada seyir yatay ve 60 civarında” ifadelerini kullanan Tatar, bahse konu Alman turistlerin hepsinin ülkelerine döndüğünü söyledi. Tatar, “Bu vesileyle onlara da geçmiş olsun diliyorum. Onlar da tabii KKTC’nin bir devlet olarak kendilerine gösterdiği alakadan dolayı kendi basınlarına bir açıklamada bulunarak bizlere teşekkür etti. Biz bir devletiz ve bu devlet, kendi insanına da tüm sıkıntılarına rağmen sahip çıkmaya çalışmıştır” şeklinde görüş belirtti. Bin 500’e yakın öğrenciyi ve yurt dışına ziyarette bulunan vatandaşı karantina atına almak suretiyle getirdiklerini ve önceki akşam itibarıyla son uçağın da alana indiğini belirten Tatar, “Sıkıntılı bir süreç. Bu insanları ulaşabildiğimiz yerlerde barındırmak kolay değil. Birtakım hizmetler, çalışanların kendilerini koruması ve hizmet etmesi de kolay iş değil. Tüm bunları bir ayda başardık” ifadelerini kullandı. Tatar, her gün birkaç vakanın çıktığını ama birkaç kişinin de tedavisi tamamlanarak taburcu edildiğini söylerken, hastalığın bu şekilde ‘yatay’ bir seyir izlediğini ve büyük bir hadise olmadan bu tehdidin KKTC tarafından atlatılacağı konusunda ümitli olduklarını kaydetti. Konuya dair yorumlara da “Bundan 15 gün evvel ‘Bekleyelim ve görelim’ diyorlardı. Bugüne kadar bu iş böyle gidiyorsa bu iş böyle devam edecektir” sözleriyle değinen Tatar, geride bırakılan bir ay boyunca çok büyük işlerin üstesinden başarıyla gelindiğini belirtti. Bu sıkıntılı günlerin atlatılması için katkı koyan sağlık çalışanlarına, sivil savunma personeline, polise ve toplumun diğer unsurlarına teşekkür eden Tatar, “Bunların başında da otellerde çalışanlarda geliyor. Kendileri, birebir cephede bu insanlarla temas halinde çalıştı. Tüm dünyanın böyle bir virüse karşı yaptığı direnişi televizyonlarda da görüyoruz. Amerika, İngiltere, Fransa ve bu illetin başladığı Çin’de bu sorunla karşı karşıya kalınırken; KKTC oldukça dar imkanlarına rağmen hükümetimizin doğru zamanda aldığı doğru ve sert kararlarla bu işi başarı ile yönetti” şeklinde konuştu. Halk olarak birlik ve beraberlik içinde bu çalışmaların yapıldığını vurgulayan Tatar, bu noktada halka da teşekkür etti. Bir takım çalışma ve düzenlemenin yapıldığını ama işin‘bu raddede’ başarılmasının halkın duyarlılığından kaynaklandığını söyleyen Tatar, “Demek ki halk, kendini izole edebilmiştir. Halk televizyonlarda, sosyal medyada söylenenleri, konuşulanları dikkate almış ve kendini izole edebilmiştir. Kendini nasıl izole edebilmiştir? Kalabalıklardan uzak durarak, temasta bulunmayarak ve evde kalarak” dedi. “İşin sırrı evde kalmak” Tatar, bu işin sırrının izole olmak için evde kalmak olduğu bilgisini yinelerken, “Onun için bir tarihten sonra evde kalınsın dedik. Kısmi sokağa çıkma yasağını koyduk. Şu anda tam sokağa çıkma yasağı var. Şehirler arası gidiş gelişleri de durdurduk. İzolasyonu daha da sertleştirdik ama bunları bize göre hep doğru zamanlarda yaptık” şeklinde açıklama yaptı. “İlk baştan daha sert tedbirler alsaydık, hem halk sıkılırdı hem de netice alamazdık. Biz bunları doğru zamanda yaptık ve bu arada temasta olanları test ettik. Bunun için hazırlık lazımdı” diyen Tatar, Sağlık Bakanlığı tarafından oluşturulan ekip ve kurullarla bu temasların tespit edilmesi ve bu doğrultuda yapılan çalışmalarla süreci en iyi şekilde yönettiklerini düşündüğünü söyledi. Testlerin devam ettiği bilgisini de veren Tatar, bunların daha da yaygınlaştırılabileceğini fakat şu an için herhangi bir sıkıntının da görünmediğini kaydetti. “İnanıyorum ki bir sıkıntı yoktur. Bir ay geçti ve aldığımız sert tepkilerle burası izole edildi. Gidiş gelişler durduruldu ve karantinada olanlar da zaten izolasyonda. Orada da bir başarı var yani orayı da yönetebiliyoruz” diyen Tatar, bu alanda da hiçbir riskin kalmadığını zira izole edilmiş bir toplumun, vakadan 30 gün sonra hemen hemen bu riski ‘bulaşma riski azaldığından’ elemine ettiğine dikkat çekti. Tatar, 14 gün sonra olmasa bile 21 gün sonra bulaşmanın duracağını çünkü ilgili kişide bağışıklığın oluştuğunu aktarırken; yaşadığımız sürecin, virüsü zamanla tamamen elemine edeceğini söyledi. Tatar, “Bizi eleştirenler ve çok daha kötümser insanlar bile şimdi ‘Başardık bu işi’ diye açıklama yapıyor” ifadelerini kullandı. “Paket servisler başlıyor” Özel sektörün yüzde 80’inin halen kapalı olduğu gerçeğinden hareketle, ‘normalleşmenin’ başlayacağı sektörlere de değinen Tatar, şöyle dedi: “Eğitim en sona kalacak. İlk önce paket servisler diyorum çünkü insanlara yemek götürebilir ve birtakım hizmetler verilebilir. Toplu yerlerden uzak durmak lazım. Dolayısıyla ilk önce paket servis aklıma geldi. Sonra inşaat sektöründe yavaş yavaş açılmalar, ki onlar zaten izole ve açık havada çalışıyor. Tedbirleri de kolaydır. En sonda da kalabalık yerler, kahvehaneler ve restoranlar gelecek ama inşallah o da uzun sürmeyecek çünkü Bilim Kurulu ve sağlık bakanlığımızdan gelecek tavsiyeler doğrultusunda hükümetimiz oturacak ve bu kararları alacak. Zaten şuanda kasap, market, eczane ve fırın gibi yerler de çalışıyor. Bugünlerde bir çilek meselesi var çünkü bu dönem, çilek toplama zamanı ve ona da bir açılım getirmek istiyoruz”. Tatar, üreticinin elinde kalıp çürüme riski taşıyan bahse konu çileklerin halka uygun fiyatla dağıtılabileceğini kaydetti. Tatar, birkaç hafta içerisinde normal hayata doğru birtakım düzenlemelerin yapılacağını düşündüğünü söylerken “Ümitliyim. Bir kez daha KIBRIS Gazetesi aracılığıyla halkımıza teşekkür etmek istiyorum. Halkımızın başarısıdır, halkımızın duyarlılığıdır” dedi. KKTC’nin bir devlet olarak imkanlarının az olduğunu ve bazı sıkıntıları hep birlikte yaşadığımızı da aktaran Tatar, bu süreci iyi yönettiklerini ve bunun sonucu olarak da dünyaya ‘Kıbrıs’ın kuzeyinde o devlette bu işleri şerefleriyle iyi yönettiler’ mesajının verildiğini düşündüğünü söyledi. “Bunu çok önemsiyorum. Korona sonrası yeni düzende, dünya yeni bir şekil alacaktır ve KKTC de haklı yerini, yaptığı çalışmalarla ve insanlığa hizmetleriyle bir kez daha talep etme hakkına sahip olacaktır. Onun için yeni dönemde birtakım açılımlarımız olacaktır” diyen Tatar, KKTC’nin mevcut ‘de-facto’ durumunda olası değişikliklerin de sinyalini verdi. Kendileri için esas sektörlerin turizm, yükseköğretim, hizmetler, sanayi bölgeleri işletmeleri ve tarım endüstrisi olduğunu belirten Tatar, bunların hepsinde gözden geçirmelerin gerçekleşeceğini ama ‘yerel istihdam, yerel üretim, kendi ülkemize daha fazla sahip çıkma, dışa bağımlılığı azaltma’ konularının da listelerinde ilk sırada olduğunu çünkü dünyanın da bu kriz sonrası zaten bu doğrultuda şekilleneceğini kaydetti. “Şanslıyız çünkü buradan 40 mil uzaklıkta Türkiye Cumhuriyeti var. Türkiye Cumhuriyeti’nin de bu coğrafyada yapacağımız birtakım çalışmalarla daha esenlikli günlere gideceğinden hiç şüphem yoktur” diyen Tatar, en zor günlerimizde bize destek olan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve diğer hükümet yetkililerine de bir kez daha teşekkürlerini sundu. Kıbrıs Türk halkının an itibarıyla‘bu işi başarmış’ noktada olduğunu da kaydeden Tatar, “Mücadele tarihimizde çok yokluklar, çok açlıklardan geçtik ve onları da zamanında başarmıştık. Dolayısıyla toplum lideri Dr. Fazıl Küçük’ten başlamak suretiyle pek çok şahıs bu halka, bu devlete hizmet etmiştir. Bu varoluş mücadelesinde bu salgını da başarı ile yöneterek Kıbrıs Türk halkı tarihinde önemli bir aşamaya geçeceğiz” ifadelerini kullandı ve bu mücadelenin de ‘devletin harçlarında yeni bir temel unsur’ olacağını aktardı. Tatar, tüm dünyanın sıkıntı içinde yaşadığı bir sürecin, aynı zamanda devlete olan inancı da bir kez daha pekiştirdiğini iddia ederken; KKTC’nin de ‘bir sınavdan daha’ başarıyla geçtiğini söyledi. “Yardımın detayları sonra açıklanacak” Maliye Bakanlığı tarafından duyurulan ve Türkiye’nin KKTC’ye yapacağı yeni yardımı kapsayan pakete dair de bir soru üzerine konuşan Tatar, “Türkiye Cumhuriyeti ile biz bu protokolleri, ekonomik anlaşmaları hep yapıyoruz. Bundan sonrada bunlar olacaktır. Detaylar, heyetler arası görüşmelerden sonra ortaya çıkacaktır” şeklinde açıklamada bulundu. “Önemli olan, aramızdaki maneviyat ve bu ilişkinin her daim sağlıklı bir şekilde devam ettirilmesidir. O konuda gösterilen ilgiye de teşekkür ediyorum. Türkiye, şuan zorlu bir dönemden geçiyor.80 milyon nüfusla bu işi yönetmek çok daha zordur. Tüm dualarımız Türkiye Cumhuriyeti’yledir” diyen Tatar, işler netleşince Türkiye ile yeni protokol ve anlaşmaların olacağını lakin önemli olan ilk şeyin de Türkiye ve KKTC halkının sağlığı olduğunu kaydetti; bunlar aşıldıktan sonra diğer hususların yapılacak görüşmelerle halledileceğini söyledi. Karpaz bölgesindeki karantina sürecinin ise oradaki insanların sağlığı için olduğunu belirten Tatar, “Bilim Kurulu ve Sağlık Bakanlığımızın tavsiyeleri doğrultusunda önümüzdeki günlerde bu da sonlandırılacaktır. Bugüne kadar yapılan çalışmalardan dolayı belediye başkanlarına, diğer yetkililere ve halka teşekkür ediyorum. Risk görüldüğü için bölgeyi karantina altına aldık ve hem kendilerini hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin sağlığını koruduk” dedi. Covid-19’a yönelik bir şüphe olduğunda test yapıldığını ve sürekli sokakta olan polisin, Sağlık Bakanlığı ile irtibat içerisinde olduğunu da aktaran Tatar, sözlerine şu ifadelerle son verdi: “Bir sıkıntı veya şüphe olduğunda mutlaka test yapılır. Dolayısıyla, o konuda devamlı suretle Polis Genel Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı ile istişare içerisindeyiz. Onlarda öyle bir ihtiyaç olduğunda bu testler yapılır diye düşünüyorum. Şüphe varsa zaten derhal test yapılıyor. Bu konuda sıkıntı olduğunu düşünmüyorum.”
